Bugün Şam yarın Kabe

Bu başlığa bakıp da, "olmaz öyle şey"demeyin.Olur! AKP iktidarıyla nice olmazlar oldu. Şimdi bunları tek tek saymamıza gerek yok.  Tarihin hiçbir döneminde Müslümanlar, bu derece Hak ve batılı birbirine karıştırmamış ve batıl safında oldukları halde, kendilerini Hak üzere görmemişlerdir.Suriye gibi bir Müslüman ülkeye Haçlı orduları gelip saldırsın diye adeta yalvaran yöneticilere sahibiz. "Yirmi dört saat yetmez", günlerce bombardımana tabi tutulmasını isteyen seçilmişlerimiz var.Zerrenin hesabını soracak olan Allah, "nasıl böyle insanları seçip başınıza emir yaptınız?" diye sormayacak mı, sanıyoruz. Üstelik bir değil, iki değil, tam üç defa seçiyoruz. Bu nasıl bir yanılgı ve bu nasıl bir şaşırmışlık?"Akıllı mümin bir delikten iki defa ısırılmaz" nebevi ölçüsü de ortadayken?Asla kıyas olmaz, bunu biliyorum. Ama ülkeyi yönetenlerin izledikleri ikiyüzlü siyaseti izah için konu ediyorum: ODTÜ'de kendi aralarında tartışan iki kızımızdan birisi başörtülü diye, onun tarafını tutup ülke gündeminin ilk sırasına taşıyanlar, Irak'ta yüz binlerce başörtülü kadının ırzına geçildiğinde neredeydiler?Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için duaya çıkmışlardı! Abdulkadir Geylani hazretleri başta olmak üzere binlerce âlim ve ulemanın kabirlerinin bulunduğu, İslam coğrafyasının mübarek beldelerden birisi olan Bağdat'a binlerce ton bomba yağdıran haçlılara lojistik destek için koşuşturup duruyorlardı.ODTÜ'de başörtülü kızın tarafını seçenler, Irak'ta başörtülü kadınların ırzına geçenlerin tarafında olmuşlardı.Şimdi Suriye'yi yakıp yıkacakların öncüsü ve çağırıcısı oldular. Eskiden haçlı savaşına Papazlar davet yaparken, şimdi seçtiklerimiz yapıyor.Günah olarak bu bizlere yeter."ODTÜ ile kandır, ABD ile saldır"Eğer ABD ve İsrail'in kuklası gibi hareket eden AKP iktidarının oyunlarını fark etmez isek, batı AKP'yi bulmuşken Kâbe'yi bile bombalayabilir.Bunu iktidar dahi teklif edebilir. Çünkü vatandaş iktidarı destekledikçe iktidar haçlıyı destekledi. Eğer Irak işgalinde iktidara tepki koysaydık, bu gün Suriye'nin işgal edilmesini teklif edemezlerdi.Suriye işgaline ses çıkarmamaya devam edersek, Kâbe'yi dahi kaybederiz. Suriye deyip geçmeyelim. İçinde Şam'ı barındırır. Şam-ı Şerif boşuna denmemiş?Sevgili Peygamberimiz çocukken dedesi ile birlikte ticaret kervanıyla Şam'ı şereflendirmişlerdi. Mübarek bedenlerini gölgeleyen bulut Şam semalarında dolaşmıştı. Efendimiz Şam'ın havasını teneffüs etmiş, suyunu içmişti.Sadece bu kadar mı? Elbette hayır.Yine Hz. Hüseyin efendimizin mübarek başı burada metfun?  Peygamberimizin öperek kokladığı mübarek baş? Canlar feda o baş'a?Kerbela şehidi Hz. Hüseyin'in kınalı başına? Müslüman'ın bakışı iman, aşk ve aidiyet duygusu içerir. Bir Müslüman için bırakın bu beldelerin işgali ve havadan bombalanması, bunların konuşulması dahi kabul edilemez. Hele hele işgal ve bombalama için haçlının davet edilmesi, asla Müslüman işi olamaz.Bunu yapanlara karşı sevgi ve muhabbet beslemek kalpte imanın olmadığının en açık tezahürüdür. Bir hadiste efendimiz "Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltiniz, bunu yapamazsanız dilinizle düzeltiniz, bunu da yapamazsanız kalbinizle buğzediniz. Bu ise imanın en zayıf halidir" buyuruyor.İmanın en zayıfı dahi kalpte yok ki, peygamberin hatıralarının ve mübarek torununun başının bulunduğu Şam- Suriye sözde Müslümanlarca haçlıya bombalatılmak isteniyor. Müslümanların sessizliği, tepkisizliği ve hatta haçlı safında yer almaları Kâbe'nin dahi bombalatılacağı korkusunu taşımama sebep olmuştur.Peygambere ve evladına hatır etmeyenler Kâbe'ye de etmezler. Onların hatırası unutmayalım ki bir Müslüman için en az Kâbe hükmündedir. Bugün Şam, yarın Kâbe olmaması işten bile değil.

Bugün Şam yarın Kabe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön