İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi'nde, Gazetemizin düzenlemiş olduğu 'Gadir-i Hum Bayramı'nı kutlama etkinliği yapıldı. 'Gadir-i Hum Bayramı' sevgili Peygamberimizin vefatından üç ay önce, vermiş olduğu Veda Hutbesi'nden sonra Hz. Ali Efendimizi, kendinden sonra ümmetine imam, emir tayin ettiği gündür. Ve bu gün, İslam dünyasında bayram günü olarak kutlanır.Ülkemizde daha önceleri; Alevi ve Caferi kardeşlerimizin gizli, saklı olarak kutladığı bu bayram, canlı yayınla Gösteri Merkezinde tüm dünyaya açık olarak kutlanmıştır. On üç asır evvel Sakife'de oluşturulan İslam ümmetinin karanlık odası, dün gece Ehl-i Beyt ışığıyla aydınlatılmıştır. Gasp edilen bir hak, sahibine teslim edilmiştir. Sünnilik diye oluşturulan suni hava, yerini Ehl-i Beyt rüzgârına bırakmıştır.İmam-ı Azam, İmam Şafi ve İmam Gazali gibi büyük zatlar eğer Ehl-i Sünnet ekolünün başlarıysalar ki, öyle? O halde, onların yolu, Ali'nin yoludur.İşte bu gerçeklerin tamamı, sunulan sunumlarla ortaya kondu ve gösterime girdi. Bostancı Gösteri Merkezi'nde?Bostancı Gösteri Merkez'inde, Ali gösterildi. Ali'nin Peygamberimizin vekili, ümmetin halifesi ve de emiri olduğu gösterildi.Ali'nin, velayet yolunun şahı olduğu gösterildi.Ehl-i Beyt'in Nuh'un Gemisi, Ali'nin ise, bu geminin kaptanı olduğu gösterildi.Ali'nin tüm karanlıkları yırtan Kutup Yıldızı olduğu ve 'İlim Şehri'nin kapısı olduğu gösterildi. İlim Şehri'ne açıldığı iddia edilen bütün çakma kapılar, dün gece kapatıldı. Bu kapılarda asırlardır bekletilen mü'minlerin çorak gönülleri, Ehl-i Beyt ırmağıyla sulandı.On üç asırlık suni bekleyiş, yerini "Lebbeyk ya Ali" nidalarına bıraktı.Gösteri Merkezi, tam bir manevi gösterime sahne oldu. Gösteri Merkezi'nin çadırı, adeta Ehl-i Beyt çadırına dönüştü. Çadırın önünde durmakla, içerisinde olmak arasında öylesine bir fark vardı ki, bunu resmen yaşıyorsunuz. Dün gece;Ali'nin velayet pınarına avuç uzatanlar, zaman kabuğunu kırıp mekân engelini aştılar ve Ali'sine kavuştular. Sonra Hasan ve Hüseyin'e baktılar. Hz. Fatma'nın yaşadığı kederi hissettiler. Sakife ehline attığı fırçaları duydular ve yaptığı sitemleri müşahede ettiler. Irak'tan, İran'dan gelen konukların, ülkemizdeki Alevi Dede'lerin ve geceyi düzenleyen Baş kadronun konuşmaları kulaktan girip gönüllere işledi.Gecenin finali her zaman ki gibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın kapanış konuşmasıyla sona erdi. Sayın Baş'a, Ahmet Erimhan'ın ifade ettiği gibi "sonsuz teşekkürler, Allah sonsuz kez razı olsun" diyoruz.Bizleri bu gerçeklerden haberdar etti. Gönüllerimize, Ehl-i Beyt sevdasını tutuşturdu ve gönüllerimizi onların eşiğine serdi. Onların eteğine tutunmayı öğretti?O bizim gözlerimizi açtı. Gerçekleri görmemizi sağladı. Gözlerimizde Sakife bandını söküp attıO bize bir değil, sonsuz harf öğretti. İlmin şehrinde yatılı kalmayı ve hatta ev sahibi olmayı öğretti. Sakife'nin acı suyunu terk etmeyi, Ehl-i Beyt'in tatlı suyunu kana kana içmeyi öğretti. Canın yüce doruğuna doğru uçmayı öğretti. Gerçek hürriyeti tattırdı. Ölmezliği öğretti.O bizim Baş'ımız.O hepimizin Baş'ı.O Türk Baş'ı?Milletinin, devletinin, vatanının ve dininin yolunda koşan, Baş…Şii- Sünni ayrımını ortadan kaldıran Baş?Küresel güçlerin, kale kapısını yerinde söken çağdaş Haydar?Baş Haydar?Sakife örtüsüyle gizlenen Haydar'ın, çağımızdaki temsilcisi?Maruz kaldığı tüm olumsuzluklara rağmen, son nefes için siyaset yaptığını söyleyerek bu uğurda koşan "Ali kaderli" bu insanı, anlamayanlara ve tanımayanlara yazıklar olsun. Sakife ehli gibi "ne olur başımıza geç" diye yalvaracağımız günler gelmeden onun hakkını teslim etmek dileğiyle?Gadir-i Hum Bayramınız kutlu olsun.
Bostancı Gösteri Merkezinde Ali gösterildi