AB'ci iktidar 24 saat sonrasını bile göremedi!

İnsan var, yıllar sonrasını görür. İnsan var, 24 saat ötesini görmez. Hatta bir saat sonrasını?

Ne mi demek istiyorum?

Anlatacağım!

Ama önce biraz hafızalarımızı yenileyelim. Avrupa Birliği'nin parlak günleri? Birliğin dünyada yıldızı oldukça parlak? Hıristiyan ülkelerden 12 yıldızlı bayrak altında toplanan toplanana?

Öyle ki, ilk zamanlarda 12 üyeyi temsil ettiğini söyledikleri AB bayrağı, üye sayısı 22 olduğu halde yine 12 yıldız olarak kaldı. O zamanlar, 12 yıldızın Hz. İsa'nın 12 havarisini temsil ettiğini, bu ülkede yalnız bir kişi söylemişti: Prof. Dr. Haydar Baş?

Ve AB'ye niçin karşı olduğunu, meydanlarda anlatmıştı. Hatta Avrupa birliği henüz, Avrupa Ortak Pazarı iken, Almanya'da bir konferansta Baş Hoca, "ortak pazara bizi almayacaklar" demişti.

Nerde baksanız 40 yıl önce?

Göz ve görme meselesi?

Çünkü "Mümin Allah'ın nuruyla bakar". 

Bitmedi.

AB'nin hedefin Türkiye'yi bölmek olduğunu, yıllarca anlattı, durdu. Yaptığı mitinglerin, yazdığı makale ve kitapların konusu oldu. 

Hatta AB'nin Türklere karşı kurulduğunu söylemişti. 

Bugün AB'den ayrılmak için, Türkiye'yi propagandalarına malzeme etmelerinden de anladık ki, Haydar Hoca bu konuda da haklı.

Yakın yıllara kadar çocuklarını uyutmak için "Türkler geliyor" diye korkutan bir dünyaya ait olduğumuzu düşünmek, ne kadar büyük bir körlük. Veya girmeyi hayal etmek, basiretsizlik ötesidir.

Geçtik, buraya girme uğruna verdiklerimiz ne sadece "gümrük birliği" kazığı, ne de sadece bölünme ve parçalanma sonucuyla izah edilir.

AB fonları ile beslenen her çevreden "beslemeler", insanımızı "tek çare AB" diye yönlendirdiler.

AB'ye girmeden 12 yıldız, Türkiye'de kurum ve kuruluşların masalarını süsledi. "AB'ye girdik" yalanı ile ne kutlamalar yapıldı. Gündüz vakti havai fişekler atıldı. Havaalanlarında bindirilmiş yığınlara, çakma "Avrupa Fatihleri" takdim edildi. 

Daha neler gördük, neler!

Ülkemizde "koyu sofu" bildiklerimiz "Ülkemizi AB'ye Saadet'le sokacağız" derken, en "sağcı" bilinenler ise "biz AB'ye dik gireceğiz" demiştiler. Solcu bildiklerimiz ise AB'nin sol kapısını tutmuşlardı.

Çakma cemaat ve tarikatlar hele, aman Allah'ım, AB kapısını verdikleri önemi, emin olun Kâbe kapısına vermemişlerdi.

Beş vakit namazlarında kıble olarak sanki Kâbe'ye değil de Brüksel'e dönüyorlardı. 

Anlayacağınız ülkemin Sağcıları, Solcuları, Nurcuları, Nakşîleri, aklınıza gelen bütün kesimleri AB'ci olmuşlardı.

Ülkenin en diri ve milli kalmayı başarmış alevi kesimi ise bazı derneklere fonlar akıtılarak, seçtikleri "AB'ci Dedeler" tarafından AB kapısına çekilmiştiler.

Anlayacağınız AB'ci olmayan kesim kalmamıştı nerdeyse. Bir insan, siyasetini 2002'de  "Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" diye dünyaya ilan etmişti. AB'yi savunmanın siyasiler için artı bir değer olduğu o günlerde AB'ye karşı olmak, ancak "son nefes için" siyaset yaptığını söyleyen Baş Hoca'ya nasip olacak bir şeydi zaten.

 

Bilecik'te Prof. Dr. Haydar Baş konferans veriyorlar. Avrupa Birliği ortak para birimi Euro'ya geçeli bir yıl olmuştu. "Sözlerimi iyi dinleyin" diye başladığı konuşmasında " Avrupa Birliği 15 yıl içerisinde çöküşe geçip dağılacaktır" demişti.

Hollandalı İktisatçı Prof. Dr. Cornelia Versteegh, Almanya'da yapılan Prof. Baş'ın MEM kongresinde "Bu kadar büyük iddia olabilir mi?" demiş. Ardından, "Baş'ın modelini inceledikten sonra anladım ki Haydar Baş hamaset yapmıyor ilmini konuşturuyor" diye itirafta bulunmuştu.

Olay bu kıymetli dostlar!

24 yıl sonrasını gören lider ile 24 saat sonrasını görmeyenlerin bir birlikte yaşadığı ülkeye Türkiye denir!

İngiltere'nin Brexit Referandumunda AB'den ayrılma kararı çıkması tüm dünyada şok etkisi yarattı. O şoku yaşayanlardan birisi de herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. 

Zira Erdoğan oylamadan 24 saat önce yaptığı bir konuşmada, İngiltere'nin AB'den çıkmayacağını iddia etmiş. 

Hatta Erdoğan "Oradan AB'den çekilmeme kararı çıkacak. Ben şimdiden size söylüyorum" diyecek kadar iddialıydı. Ancak referandumda İngiliz halkı yüzde 52 oy ile Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı aldı. Bunu diğer ülkeler izleyecektir.

İngiltere ABD'nin Truva atı olarak AB'de bulunuyordu. Üstelik ortak paraya geçmemişti. Ortak paraya geçmediği halde AB'den çıktı. ABD, AB'yi sulandırsın, kendine rakip olmasın diye Türkiye'nin üyeliğini hep savundu.

Halen AB'ye sokma vaadiyle kandırılmaya devam mı edeceğiz, yoksa Bağımsız Türkiye inanç ve imanıyla kendimize mi geleceğiz?

Takdir sizin!

Ama bilelim ki 14 yıllık AB'ci iktidar 24 saat sonrasını bile göremedi!

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir