ABD Türkiye’ye yeni bir ‘elbise’ dikti!

ABD, terzilerine bizim için yeni "elbise" diktirdi. Ne zaman giydirilir, göreceğiz. Mevcut elbise, "siyasal İslam"dı malum. Ne zaman bu elbise dikilmişti?
90'larda…
Halen bu elbise Türkiye'nin sırtında…
İslam dünyası, siyasal İslam elbisesi ile tarumar edildi. İsrail daha güvende oldu. İsrail  "süper İsrail" ve hatta "Büyük İsrail" oldu. Irak'ın Kuzeyi, Suriye'nin Kuzeyi, İsrail'e monte edilmeyi bekliyor.
Aceleleri yok. 
Bu iki ülkeden parçalar tamam sayılır ama Türkiye'den koparılmak istenen "parça" var henüz. Yeni bir şey lazım ki, Türkiye parçalansın. Ve yine öyle bir şey lazım ki, İran parçalansın. 
Peki, bu şey nedir?
Ne olmalı ki, Türkiye ve İran "bir taşla iki kuş" misali düşsün. Bir "Türk Baharı" olabilir mi mesela? ABD'nin Türkiye'ye diktiği yeni elbise "Milliyetçilik" olabilir mi? Atatürk milliyetçiliğiyle zerre ilgisi olmayan, NATO standartlarında bir milliyetçilik olamaz mı?
Oldu bile!
Türkiye'ye giydirdiği "İslam" elbisesinin, Allah'ın dini İslam ile zerre ilgisi nasıl yoksa Türkiye'ye giydirilecek "milliyetçilik" elbisesinin de, olması gereken doğal bir milliyetçilikle ilgisi olmayacaktır.
Milliyetçilik, antiemperyalist bir duruş olması gerekirken, emperyalizm karşısında "Türküm" diyebilmenin adı olması gerekirken, zaten, Türklükten arındırılmış bir et ve kan üstünlüğüne dönüştürülmüş durumda.
Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, mevcut, çakma milliyetçilikle dejenere edileli çok oldu. 
Türk toprağında hiç bir yabancı sineğe dahi tahammülü olmayan bir anlayış olması gerekirken, "NATO şemsiyesi altında" olmayı taahhüt etmeye dönüştürülmüş vaziyette. "ABD İncirlik'ten gitsin" diyen yurt insanına, bozkurt işareti yapmaya evrilmiş durumda.
İslamcımızın nasıl İslam ile alakası "sandık" eksenli ise milliyetçimizin de, milliyetçilikle alakası ne yazık ki NATO eksenli. Ayrıca sandık eksenli de… "Milliyetçiyim" diyen insanlardan, "NATO defol" sözü, duyduk mu hiç?
"NATO defol!" diyen mutlaka "dinsiz" ve "komünist" oldu, bunlardan dayak yedi.
Ayrıca "anarşist" veya "terörist" oldu! "Dünyanın en organizeli terör örgütü"ne "defol" demek, bu kadar "tehlikeli" şey oldu ülkemizde.
Yani bir milliyetçiden duymamız gereken, ülke kaynaklarının milletin emrine girmesini savunmak olmalı, emek ve üretimi savunmak olmalı, her türlü özelleştirmelere karşı durmayı savunmak olmalı…
Milliyetçilik anlayışı şuan bile böyle değilken, "yeni elbise", "milliyetçilik" nasıl olacak, takdirlerinize bırakıyorum. Atatürk milliyetçiliği, kültür milliyetçiliğidir. İnanç eksenli, iman kökenli bir milliyetçiliktir.
"Ne Mutlu Türküm Diyene" diyor, "ne mutlu Türk olana" demiyor. Atatürk milliyetçiliği, Loazan'da Kürtleri "azınlık" saymak isteyen emperyalistlere karşı, "Kürtler Müslüman bu sebeple Türk'türler" demektir. 
"Azınlık" kavramını "müslim-gayrimüslim" esasına göre yapmaktır.  Ayrıca ülkemizde yaşayan azınlıkları da dışarıdan bırakmadan, "vatandaşlık bağı" ile bağlı olanları da "Türk" saymaktır.
Şimdi bunları neden anlattım:
ABD, Türkiye'nin bölünmesi için Türkiye'de özellikle "milliyetçi" kesimlere üfürecek. Henüz bir lider bulmuş değiller ama "Macron" modeli hiç tanınmamış partisi bile olmayan bir "artist" bakıyorlar.
Türkiye'nin bölünmesi için yeni konsept, "milliyetçilik" olmalı. Bitmedi, İran'ı parçalamak ve bir türlü başarılı olmadıkları İran-Türkiye savaşı için, yine "milliyetçilik" gerekiyor. Özü Türklükten arındırılmış,  Türk'ü lafta kalmış, Türk'süz bir Türk milliyetçiliği…
İslam'sız İslam gibi, Türk'süz Türk milliyetçiliği!
İran'da ne kadar Türk yaşıyor, varın hesap edin. Dünyada o kadar Müslüman'ı öldürten, yıllardır PKK'ya verdiğimiz şehitlerimiz için ABD kılını kıpırdatmıyor lakin Çin'deki Türk kökenli bir ozan için Çin'e yüklenip duruyor.
Türk'ün kanını dökmek için PYD'ye binlerce tır silah vermeye devam ediyor. Ama Çin'de ölen bir Türk için "ağıt" yakıyor. Yesinler sizin bu "Türk" sevginizi!
Çin masum demiyorum. Çin'de Türklere uygulanan bir baskı veya zulüm yok demiyorum. Ancak Çin'in şuan Türklere bir baskı ve zulüm uygulaması için Çin'in aklını peynir ekmekle yemesi lazım.
Yükselen Çin'i durdurmak, tarihi İpek Yolu'nu kesmek için "Türkler",  ABD için çok "kullanışlı" olacaktır. Türkiye'ye giydirilecek yeni bir elbise, "milliyetçilik" olursa, hem Rusya, hem Çin ve hatta hem de İran, bayağı meşgul edilir.
Böyle bir Türkiye, bu saydığım ülkelerle ilişkilerini koparır. Kendi içinde Kürtlerle ayrışması da kolay olur. ABD'nin Türkiye'ye biçeceği veya biçtiği yeni "elbise", ABD'nin "hem dişine bakacak hem falına".
"İktidara gelmek için Papaz cübbesi olsa giyerim" söyleminde bu ülke de sadece "İslamcılar" yok. "Cübbe" ve "elbise" meraklısı öyle "milliyetçiler" çıkar ki aklınız durur. Artık bu ülke ABD'nin, NATO'nun "biçtiği" elbiseleri giymemeli.
Bu ülke, "Bağımsız Türkiye" elbisesi giymek zorunda… Kendi elbisemizi kendimiz dikmek zorundayız. Türkiye'nin kaynakları da, Türkiye'nin birikimi de, bunu yapmaya muktedir.
"Ben sadece Gümüşhane altınlarıyla, Türkiye'ye 100 yıl bakarım" diyen bir Baş Türk'ümüz var. Bir Baş'ımız var. Onun üzerinde, Oğuz Kağan'ın elbisesi, İmam Ali'nin hırkası var. Atatürk'ün elbisesi var.
Bizim sırtımız, ABD'den gelecek hiç bir elbiseyi kabul etmez. Zira bizim kalıbımız Atlantik elbiselerine sığmaz!

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir