Bir harfe kırk yıl kölelik

İnsan çok enteresan bir varlıktır. Bu güne kadar insanın ne olduğu konusunda, çok yorumlar yapılmıştır. İnsanı düşünen bir hayvana benzetmekten tutun da, insanı tanrılaştırmaya kadar götüren görüş, düşünce ve yorumlara rastlamak mümkün?İnsanı tarif etmek aşkı tarif etmek gibi, çok zor olsa gerek?İnsanı tarifte, en cahil lafları Batı etmiştir. Çünkü Batının çok cahil olduğu bir konudur insan?Dr. Alexis Carrel Liyon, "İnsan denen meçhul" dediği için Nobel Tıp Ödülü kazanmıştı. İnsanın "meçhul" olduğunu söyleyene ödül veren Batı, insanın ne olduğunu çözen bir aydına sahip olmuş olsaydı acaba neler vermezdi? Prof. Dr. Haydar Baş Bey onlarca yıl önce; insanın asla meçhul olmadığını, insanın "gönül" olduğunu izah buyurmuşlardı. Meltem TV ekranlarında, "İnsan gönüldür, gönül?" diyerek Batının cahili olduğu bu mevzunun, âlimi olduğunu dünyaya haykırmıştı.Onun dünyaya mal olan ilmi tespitleri, sadece bununla sınırlı değil şüphesiz. Dünyanın önde gelen iktisatçılarının, önünde şapka çıkartarak eğildiği, bir başka tezi de şüphesiz 'asrın tezi', "Milli Ekonomi Modeli" tezidir. Bu tez ile insanlık İktisadın doğru tarifini de ondan öğrendi. "İhtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlıdır" görüşünün bir safsatadan ibaret olduğunu gördü. Uluslararası, tam yedi kongre ile "Kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı" olduğu hakikatini, dünyaya ilan etti.Bu tezin her bir satırı, ayrı bir keşif ve devrim niteliğindedir. Paraya yüklenilen yeni manaları, dünya ilk kez duydu. Para hürriyetine, bu tezle kavuştu.Bir düşünelim!"kaynakların sınırlılığı" görüşü dünyaya yüzyıllardan beri hâkim olan bir anlayıştı. Bundan dolayı bir yüz yıl içerisinde, tam iki tane dünya savaşı çıkmış ve milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir.Bu gün yine kaynakların paylaşımı konusunda, büyük oyunlar oynanmakta ve kaynak sahibi zayıf ülkeler, güçlü ülkelerin sömürgesi olmaya devam etmektedir. Buna direnenler ise, Suriye örneğinde olduğu gibi ağır bedeller ödeyerek, büyük acılar çekmektedir. Bunun ana nedeni 'Kaynakların Sınırlılığı'na olan inanç ve paylaşım sorunudur.Çağdaşımız bir insan çıkıyor, mevcut iktisat anlayışının yanlış olduğunu söylüyor. "Güçlü olanın zayıfın elindekini, almasına gerek yoktur. Bunun için savaşlar çıkarmaya da, gerek yoktur. Çünkü 'kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır', sınırsız olan kaynaklar değil, ihtiraslardır" diyor. Ve insanlık âleminin girdiği çıkmaz sokakta, önüne bir cadde açıyor.İhtirasların sınırsızlığını, ihtiyaçların sınırsızlığı ile karıştıran Batıya, ancak Müslüman bir Türk yol gösterebilirdi. İnsanı tarifte bu kadar cahil olan Batının, ihtirasla ihtiyacı karıştırmasıysa, çok normal!Dünya, Baş'ın durduğu yere gelmeye mecburdur. Ülkemizde bazı yarasa gözlülerin, bu Müslüman-Türk güneşinden kaçmaları, görmezden gelmeleri veya ona iftira etmeleri bu gerçeği asla değiştirmez.Ona selam duran bilim adamları, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu ilmi nereden aldığını araştırırken, bizim cahiller profesörlüğünü nereden aldığını, araştırıyor. Bu kadar nasipsizler ve NATO kafalılar. Onlar bu ilmin kaynağını kavrayıp, bir bir Müslüman olurken, bunlar; hasetlerinden çatlayıp, hukuk duvarına tosluyorlar. Yandaş medyanın Sayın Baş'ı gündem etmediği bir ortamda, kendi gazete ve televizyonunda konuşulmasına, gündem edilmesine tahammül edemeyip internet üzerinden hakaret eden, haçlı artıklarına söyleyecek söz bulamıyorum.Bunların Obama'nın elini sıkmak için, kuyruğa girmişlere söyleyecek sözleri olmadı. Angelina Jolie'nin elini tutmak için kendini paralayanlara da edecek lafları olmadı.Ancak dünyaya elini öptürmüş, Müslüman bir Türk'e olan sevgi ve muhabbetimiz, bu beyleri rahatsız ediyor.Bizlere attıkları mesajlarda, "Haydar Baş'ın köleleri" olduğumuzu iddia ediyorlar. Sayın Baş'ın bizim köleliğimize ne müsaadesi, nede ihtiyacı var. Kölelik mi kaldı, hangi çağdayız? Kaldı ki bunların kölelik diye kastettiği, aslında Baştürk'e bağlılıktır. Kendi adıma söylüyorum, keşke onun kölesi olabilme şerefine nail olsaydım. Haydar Baş'a köle olan, nefsine hükümdar olur. Üstelik "Bir harf öğretene, kırk yıl köle olmak" Ali ahlakı, İslam ahlakıdır. Hünkâr Hacı Bektaş yoludur.'Bir harfe, kırk yıl kölelik' gönül sahipleri için hiç bir şey… İhtiraslardan kurtulup, insanlığın ihtiyaçlarına çare olma yoludur. Haydar Baş olmanın adıdır.

Bir harfe kırk yıl kölelik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön