Bu karanlık seçim ile aydınlanmaz!

Bazı dostlarım, “iki masadan, hangisine oy verelim?” diye soruyorlar. Masalar arasında fark görmediğimi ifade ederek, biraz dertleşmek istiyorum.

Sorularla gidelim;

Mevcut kanunlarımıza ve yürürlükte olan Anayasa’mıza göre Sayın Erdoğan’ın tekrar CB olması söz konusu mu?

Hayır.

Peki, buna itiraz eden oldu mu?

Hayır.

Eskiye dönerek bir soru daha soralım;

Türkiye rejimi oylamaya tabi tutarken, yasalara göre mühürsüz oylar geçerli miydi?

Hayır.

Buna karşı olan bir YSK oldu mu?

Yine hayır.

Gelelim günümüze;

RTE, tekrar aday mı, aday. Kemal Kılıçdaroğlu da aday. Muhtemelen bu ikisi arasında bir yarış olacak. Birinci turda bitmese, ikinci turda bitecek diyelim. Hani her şey normal seyrinde giderse!

Seçim sonunda diyelim ki Kemal Bey seçimi kazandı. YSK bunu ilan edebilecek mi?  Daha doğrusu, Erdoğan’ın kaybettiğini açıklayacak bir YSK kaldı mı diye soralım?

Diyeceksiniz ki, nasıl etmeyecek?

Daha önce nasıl etmediyse, şimdi de etmeyecek. Çünkü öyle bir YSK yoktur. Eğer etseydi, mühürsüz oylara ederdi. Eğer etseydi, Sayın Erdoğan aday olduğunda ederdi. Hiç diploma konusuna girmiyorum bile!

Diploma konusunu en iyi bilenlerden birisi önceki belediye başkanı Kadir Topbaş’tı. Bir de şimdiki belediye başkanı İmamoğlu’dur. Önceki başkan, sırlarıyla öldü. Şimdiki başkan İmamoğlu, o kadar mitinge çıkıyor Erdoğan’ı yenmek için değil mi?

Değil de, öyle diyelim!

İstese, bir dakikalık iş!

Ama istemiyor, peki neden?

Neden olacağını lütfen düşünün!

Diploma konusu, taraflarıyla mezara gidecektir.  Bu konu, sadece Türkiye ile alakalı bir sorun olmaz, dünyayı yöneten güçlerin de sorunu olur ki, bunu kimse istemez. Ve ABD’nin de izni olmadan kimse buna cesaret edemez. Ayrıca diploma konusunu bir de Genelkurmay bilir. Bu da burada, not olarak kalsın.

AKP, Türkiye için değil sadece bölge ve dünya için, büyük bir projedir. Etinden, sütünden, her şeyinden yararlanırlar. Gelişinden ve gidişinden bile…

Birçokları Kemal Bey’in önde gittiğini söylüyor. Bence de önde, işte bu beni daha da korkutuyor. Türkiye bir seçime gitmiyor arkadaşlar, bu kadar diyeyim!

Kemal Bey, insan olarak kötü biri değil ve kazanmasını isterim. CB olması Türkiye’ye nefes de aldırabilir. Ama ittifak içinde oldukları ve kendilerine yüklenen misyon, oldukça ürkütücü, bunu ifade etmeden geçemeyeceğim.

Batı basını “Muhalefet kazanır ama iktidar koltuğu devretmez!” diyor değil mi? İşte bu tam da istedikleri şey. İktidar koltuğu devretmiyor diyelim, neler olur? Batı ayağa kalkıyor, nasıl devretmezsiniz diye.

Muhalefeti susturmak için iktidar, elindeki gücü kullanıyor. Benzer bir şey ABD’de olacaktı neredeyse. “Demokrasi Elden Gidiyor!” diyenlerle “Vatan/Din elden gidiyor!” diyenler arasında kalmış biçare bir halk düşünün. Paramiliter güçlerin de devreye girdiğini hayal edin!

Aman Allah’ım!

İçiniz karadı değil mi?

Sizi korkutmuyorum, fikir jimnastiği yapıyoruz. İnşallah bunların hiç birisi olmaz ama ya olursa!.. Kısacası, ülke bu hallere gelmeden, önlem alınmalıydı. Türkiye’nin rejimi değişti ve kurumlarla o kadar oynandı ki, kurumlar kurum olmaktan çıktı.

İçimizdeki Suriyeliler, Afganlar ve bunların içindekileri bilenler var mı?

Kimler vatandaş yapıldı?

15 Temmuz’da kaybolan silahlar, kimlerde şuanda?

O kadar sorular var ki, sormaya korkuyoruz. Bırakın sorular sormayı, düşünmeye korkuyoruz. Allah devletimizi ve milletimiz korusun. Lütfü kereminden ihsan eylese de, bazılarını doğal bir ölüm bulsa!

Geriye kalan ihtimalleri sıralamak istemem ama diyelim ki, Kemal Bey kazandı. İktidar da bir olgunluk(!) gösterdi, tıpkı İstanbul ve Ankara seçim sonuçları gibi razı geldi yeni sonuca. Ve muhalefet devraldı koltuğu. Her şeyi tüketmiş iktidar, sahip olduğu bürokrasi ile yeni hükümeti çalışamaz hale getirtti. Muhalefet içindeki AKP’liler saf değiştirdi, eski adreslerine döndüler. Meclis çoğunluğu elinde olmayın Kemal Bey görevden alındı.

Olmayacak şey mi?

Hayır.

Başka bir ihtimal;

Hazine bomboş, Kemal Bey maaşları bile ödeyemedi. Elindeki basın gücü ile muhalefette olan AKP “biz gittik, bakın Bay Kemal sizleri ne duruma düşürdü!” propagandasıyla seçim istedi.  Seçim oldu, AKP tekrar geldi ne kadar kalır sizce?

Bütün bunları hesap eden biri olarak ben ülkeyi bu hale getiren zihniyetin, büyük enkazın altında kalmasını istiyorum. Bu defa da, Kemal Bey’in telefonundan mümkünse “Adam Kazandı!” denmesini istiyorum!

Çünkü kim kazanırsa kazansın, 1 yıl sonra seçim var. Yürüyecek mecal kalmadı ülkede. Bir yıl için, ülkemizde Batı’nın yeni bir ‘Saddam’ çıkarmasına izin vermemek lazım. NATO’nun müdahalesine zemin hazırlanmaması gerek… Ve bu oy ile çözülecek bir sorun değil. İçinde bulunduğumuz karanlık, seçim ile aydınlanmayacak kadar koyu, zifiri bir karanlıktır. Bilin istedim!

 

2 YORUM

Ahmet Arif

Vah Türkiyem…

Acırım ülkenin ve milletin haline...Fakat gafleti çok olanın vatanı da yok olur.

Hüsnü cemal

Erken seçim nezaman

Bu seçimi kim kazanırsa kazansın, 10 ay sonra,31 mart 2024 mahallî secimlerine, milletvekili seçimini de ekleyip bir seçim yapmak zorunda.

YORUM EKLE

You may also like...