Çöz çözebilirsen bu sırrı!

Hz. Ali, İbn-i Mülcem tarafından namazda secde anında sırtından bıçaklanır.

Allah’ın aslanı bıçaklanır mı diyeceksiniz, bıçaklanır kardeşim. Bedeni yerde kalıp, ruhu Allah’a koşanların namazında olabilir. Ama ruhu bedeninde hapsolup namazda bile Allah’ı hatırlamayanları için, bir yorum yapamayız!

Neyse devam edelim konuya; O büyük insan eve getirilir yaralı halde,  ciğerpareleri etrafını sararlar, gözleri yaşlı. Büyük evladı Hasan’a, vasiyetlerde bulunur. Kendini sırtından bıçaklayana, işkence edilmemesini, aç veya susuz bırakılmamasını, şayet bu yaradan ölürse, kısas yapılmasını ama asla haddin aşılmamasını emreder.

O yaralı halde bile, adaleti düşünen Ali!

Ali’nin adaleti, bizlere “Ömer’in adaleti” şeklinde yutturulmuştur. Oysaki Halife Ömer “Ali olmasaydı Ömer helak olurdu” der. İslam hukukçuları  “Ali’nin uygulamaları olmasaydı, İslam Hukuku olmayacaktı” tespitini yaparlar. Danıştay’ı, Sayıştay’ı dünyada ilk defa Ali kurmuştu.

Yani Ali başka!

Hakkı olandan “İslam yok olur” endişesiyle vazgeçen, büyük insan. Aynı endişeyle Hz. Fatma’ya yapılan saldırılara Zülfikar’ı ile cevap vermez ve Hz. Fatıma da hayatını Allah’ın dini İslam’a feda eder. Fatıma’nın genç yaşta ölüm sebebi, Müslüman dünyasında pek sorgulanmaz.

Peygamberin kızı genç yaşta, neden öldü?

Bu sorgulama yapılmasın diye çeşitli güzellemeler yapılır. Bir tanesi Hz. Resul Aleyhisselam vefatına yakın saatlerde “kızım bana ilk kavuşacak olan sensin…” dediği rivayet edilir. Buna sebep, “nasıl olsa öleceği Peygamber tarafından haber verilmişti“, algısıyla, sorgulanmaz bu konu.

Oysa ki Peygamberimiz efendimiz bir grup siyasi ihtiras sahiplerinin, kendilerini zehirlemesiyle şehit edilmiştir. İslam’a, Peygamber kurban oldu. Kızı Fatıma kurban oldu. Kızı Fatıma Ehl-i Beyt’in ikinci ismidir. Birincisi, babası Hz. Muhammet Mustafa… Sonra, Ehl-i Beyt’in üçüncü ismi Ali de İslam’a kurban oldu. Daha sonra dördüncü İsmi Hasan ve beşinci İsmi Hüseyin de, İslam’a kurban oldular.

Bu dinin kurbanlarına bir bakın Allah aşkına!

Kurban olayım O dine de, kurbanlarına da…

Ama nerde o lütuf ki!

Neyse dönelim Ali’ye tekrar;

Döner Ali Ali diye

Haydar-ı Kerrar!

Döne döne savaşan” demek Kerrar!

Ali efendimiz oğlu Hasan’a kendisini yıkamasını ve kimsenin bilmediği bir yere defnini ister. İmam Hasan ağlayarak vasiyetleri dinler. Ve Allah’ın aslanı Allah’a vuslat ettikten sonra,  gereğini yapar. Öyle bir düşmanlık var ki Ali’ye karşı, mübarek na’şını dahi saklama gereği duyuluyor.

Yeri gelmişken bir Alevi dedesinden konuyla ilgili dinlediğim bir rivayeti de nakletmek istiyorum:

Hz. Ali, oğlu Hasan’a kendisini yıkamasını kefenlemesini, sonra da gelecek peçeli bir adama cesedini teslim etmesini ama asla o adamdan yüzünü açmasını talep etmemesini ister.

Yıkama ve kefenleme işi biter ve peçeli adam gelir. Mübarek cesedi sırtına alır ve tam uzaklaşacakken Hz. Hasan dayanamaz, peçeli adamdan yüzünü göstermesini ister. “Babamı nereye götürüyorsun?” der. Peçeli cevap vermez ama gözü yaşlı,  yüreği yaralı, evladın ısrarına kayıtsız kalamaz. Yüzünü bir kez açar ve tekrar kapatır. Peçe kalkınca yüzün sahibinin, babası Ali olduğunu görür İmam Hasan.

Çöz çözebilirsen bu  sırrı!

Ben, bu dedenin anlattığına, tüm kalbimle inandım. Ali’yi tek başına Ali’den başkası götüremez çünkü.

Hadi inanma Ali’ye!

Ali olmasa, İslam olmazdı.

Ne buyurdu  Nebi:” İslam Ali’nin kılıcı üzerine, Hatice’nin mülkü üzerine bina edildi.

Bunları reddeden İslam’dan çıkar.

Hadi inkâr et!

Acem palavrası!” de!

Ne Acem’i be, ruh hastası seni!

Acem kim, İslam kim!

Senin ki de Hint palavrası!

İngiliz Sünni’si seni!

Bu arada Ali’nin şahadetinden sonra, Emevi fitnesinin hüküm sürdüğü beldelerde Müslümanların kafaları karıştı. “Hepsi tamam da,  Ali’nin mescitte ne işi varmış!” şeklinde sorular sorulur.

Sözün bittiği yer, işte burası:

Ali’nin namaz kılmayan hatta İslam dışı bir insan olduğu” iftiraları atıldığı, bu sebeple camilerde Ali’ye kahhar ve lanet okunduğu için, kandırılmış Müslümanlar böyle düşünüyorlar. Adam, Muaviye’nin beldesinde yaşıyor, ne yapsın, elden ne gelir ki!

Her dönemin Ali’si de vardır, fitneci Muaviye’si de.

Allah, Ali yolunda ve Ali rolünde olmayı nasip eylesin.

Fitneci Muaviye tiynetinde insanların, şerlerinden korusun.

1 YORUM

SERKAN BULUY

ALİ CANDIR ALİ CANAN,ALİ DİNDİR ALİ İMAN

ALİ GÖRÜNDÜ GÖZÜME Tuttum aynayı yüzüme Ali göründü gözüme Nazar kıldım ben özüme Ali göründü gözüme Nazar kıldım ben özüme Ali göründü gözüme Ali candır Ali canan Ali göründü gözüme Ali Pirdir Ali İmam Ali göründü gözüme Adem Baba Havva ile Hem allemsel Esma ile Çarhı felek Sema ile Ali göründü gözüme Çarhı felek Sema ile Ali göründü gözüme Ali evvel Ali ahir Ali göründü gözüme Ali batın Ali zahir Ali göründü gözüme İsayi Ruhullah odur İki alemde Şah odur Cümlemize penah odur Ali göründü gözüme Cümlemize penah odur Ali göründü gözüme Ali Candır Ali Canan Ali dindir Ali iman Ali Rahim Ali Rahman Ali göründü gözüme Hilmi gadayi bir kemter Görür gözüm dilim söyler Her nereye kılsam nazar Ali göründü gözüme Her nereye kılsam nazar Ali göründü gözüme Ali Candır Ali Canan Ali göründü gözüme Ali Pirdir Ali imam Ali göründü gözüme

YORUM EKLE

You may also like...