Dininiz var ama imanınız yok!

İnsanımız, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkıyor ama bunun farkında dahi değil. Eskiler ölen gayrimüslim için “toprağı bol olsun” derler. Neden “Allah rahmet eylesin!” demezler? Çünkü Müslüman olmayana rahmet dilemek, Müslüman’ı İslam dairesinin dışına atar. Gayrimüslim mezarlığında Fatiha okunmaz mesela. Çünkü okuyan Müslüman, İslam dairesinin dışına çıkar. Yani kâfir olur.

İlahiyatçı değil, matematikçiyim ama iman ve İslam esaslarını bilen bir Müslüman’ım. Hiç beklemediğim insanlar, papaza bile “Allah razı olsun” diyebiliyorlar. Müslüman olmayan spor veya sanat adamına rahmet dileyebiliyor.

“Allah razı olsun” veya “Allah rahmet eylesin” cümleleri Müslüman için kurulur, gayrimüslim için ifade edilirse,  buz gibi gâvur olunur!

FETÖ’nün Ilımlı İslam’ı bu işte!

“Hıristiyan da iyidir!

Yahudi de iyidir!

Onlara kâfir diyemeyiz!

Onlar da iman ehlidir!

Allah’ı inkâr etmiyorlar!

İçlerinden Salih amel işleyenleri vardır! Edison ampulü bulmuş, o ampul ışığında Kur’an okuyorsun bunu Edison’a borçlusun! Hiç mi sevap almayacak!”

Bu cümleler, FETÖ’cü şakirtlere ve  yazarlara ait sözlerdi. Aymaz’ları, Şahin’leri böyle yumurtlayıp durmuşlardı, yıllardır.

“Allah’ı kabul iman, Muhammet’i kabul kemal!” demişti, FETÖ başı Gülen. Ne demek istemişti, “Allah’ı kabul edenin dini ne olursa olsun iman etmiş sayılır. Peygamberi kabul etmeniz gerekmiyor!”

Peki, iman bu mu?

Tabi ki hayır…

İman: “La ilahe illallah, Muhammeden resululullah” tır. “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü” diyerek İslam’a girilir. Dil ile ikrar, kalp ile de tasdik edilir.

Allah’ı kabul etmeyene “ateist”, Peygamberi kabul etmeyene ise “deist” deniyor. İslam’a göreyse Allah ve Peygamberi birlikte kabul etmektir, iman. İkisinden birini veya ikisini birden kabul etmeyen imansızdır.

Kuran, Müslüman olmayanı bağlamaz. Bizim sözlerimiz Müslüman olmayanlara değil. Onların dini onlara, bizim dinimiz bize… Yani onlarla işimiz yok.

“Akepe” insanımızı dinden soğuttu. İslam’dan çıkardı. “deistim, ateistim” demek,  moda oldu. Diyebilirler, laik ülkede inanan kadar inanmayan da hürdür, bu ayrı konu.

Deistler, deistliği,  Fetulla Gülen’e borçlular. Çünkü Peygambersizliği ” Ilımlı İslam” getirdi.  Yani Gülen getirdi. Ülkemiz için söylüyorum. Ateistliği de AKP güçlendirdi. “Dinler arasında fark yok” fitnesini nurcular yaydı. Nursi ve Gülen, Vatikan misyonu Dinlerarası Diyalog’u ülkemize sokan ikilidir.

Deistler,  Gülen’in yolunda olduklarını öğrendiklerinde, ne hissedecekler acaba. AKP, nasıl ekonomiyi bitirdi, nasıl ahlakı bitirdiyse, dini de bitirdi bu ülkede. Verdikleri zararı haçlılar veremedi.

İsteyen istediği dinde olur, deist veya ateistlere bir düşmanlığım yoktur. Hıristiyan veya Yahudi düşmanlığım da yoktur. Kalbi bir dostluğum da, asla olmaz. En iyileri, en vasıfsız Müslüman’ın tırnağı etmez bana göre. Bu inanç guruplarından herhangi birine “iyi insan” diyemem.

Müslüman olmayan, İslam’a göre iyi insan olamaz. İyi usta olur, iyi sanatçı olur, iyi doktor, iyi çöpçü olur ancak Müslüman olmayan için “iyi insan” denemez. Çünkü bu İslam’ın ve imanın kırmızıçizgisidir. Bu alanda, bize bir söz hakkı bırakılmamıştır.

Hafızanızın aldığı en büyük sayıyı, sıfırla çarparsanız, sonuç sıfır eder. Sıfır yutan elamandır. İmanınızı sıfırla çarpmayın. Diyalog fitnesine yutturmayın!

1, tek başına bir değerdir. 1’in sağında ne kadar sıfır olursa sayı o kadar büyür. Solunda ne kadar sıfır olursa sayı o kadar küçülür. İman insanda böyle bir değerdir. Bu değer olunca bütün vasıfların anlamı olur, olmazsa bütün vasıflar anlamsız olur. Hiçbir vasfı olmazsa da Müslüman olduğu için değerlidir, çok vasfı da olsa Müslüman olmadığı için değersizdir. Solda sıfırdır…

İyi insan olmak, iyi bir kul olmakla mümkündür. Müslüman’ım diyenler, hırsız, yolsuz, arsız, çıkınca Müslüman olmayanın değerli zannedildiği bir süreçten geçiyoruz ne yazık ki. Çünkü Müslüman, Müslüman değil!

Matematikte “gerek ve yeter şart” diye bir kavram var. İyi insan olmak için Müslüman olmak gerek şarttır. Ancak yeter şart değildir. Yeter şart, gereklerini yerine getirmektir. Müslüman gibi konuşup, kâfir gibi yaşamak, insanın iman etmediğini gösterir.

Allah kitabı Kuran, “Ey iman edenler, iman edin!” diyor.  İman edeceğiz, salih amel işleyeceğiz ve amellerimiz ahlak sahibi yapacak bizleri.

Dedikodu etmeyeceğiz, iftira atmayacağız. Yalan söylemeyeceğiz. Çalmayacağız, haram yemeyeceğiz ve haram işlemeyeceğiz. Eksiye gitmeyeceğiz.

İnsan günah işledikçe, Allah’ın yüklediği yazılım bozulur. Fabrika ayarlarına dönmek için, haram terk edilecek, yanlıştan dönülecek ve tövbe edilecek. Günahlardan ibadet edilerek uzaklaşılır.

İbadet imanı, iman da, insanı korur!

Dininiz var ama imanınız yok!

İmanınız var fakat ibadetiniz yok!

O imanı, ibadetsiz nasıl muhafaza edeceksiniz?

Parayı muhafaza etmek için azami dikkat gösteren Müslümanlar, nedense imanlarını muhafaza konusunda, hiç dikkat sahibi değiller. En ufak bir SIZINTI’dan imanlarını kaybediyorlar.

İmansızlık vatansızlık getirir!