İngiltere'nin sessizliği dikkat çekici

Batı destekli Yunanistan ile sürekli geriliyoruz. Türkiye’nin 18 adasına ve 152 kayasına çöktü. Sonrada silahlandırdı. Bununla kalmadı, Lozan antlaşmasına göre silahsız olması gereken adaları da silahlandırdı.

Antalya’ya 2 km uzaklıktaki Meis adasına asker çıkardı. Burnumuzun dibinde, askerlere eğitim sırasında attırdıkları sloganlar, Kaş’tan duyuluyor. Yunanistan kara ülkesi olduğu halde, ada ülkesi gibi hareket ediyor.

İşgal ettiği her adaya göre kıta sahanlığı ve hava sahası belirleyerek, Türkiye’yi denizlerden tamamen yok sayıyor. Ege’de 12 mile çıkınca İzmir’de ayağını suya soksan, Yunan toprağını işgal etmiş oluyorsun!

Yani Yunanistan bu talepler ve mütecaviz tavrıyla savaş istiyor. 

Bu çok açık.

Peki, Yunanistan bu cesareti nereden alıyor. Öncelikle “iç güçler ”den alıyor. “Keşke Yunan kazansaydı!” diyenler, iktidar sahipleri tarafından “üstat” olarak görülünce, “Lozan hezimet” diye yedirilince, başka bir sonuç çıkmaz.

Ayrıca bizzat kendi askerini “Yunan uçağı düşüreceklerdi!” diye zindanlara atarsan, “donanmaya komuta edecek amiral kalmayacak” şekilde hepsini CIA “bavul”una tıkarsan, bu sonuçların çıkması normal değil mi?

Neyse geçtik, geçmişi kurcalamayı!

Yunanistan 100 yıl önce de, Türklerin üzerine salınıp, sonra yalnız bırakılmıştır. Şunu iyi görmek gerekir. İşin ucunda savaş var ve ölüm kaçınılmazsa, insanlar dinlerine göre harekete eğilimli olurlar.

Yunanlar Katolik, kendilerine destek veren ülkeler Ortodoks… Katolikler, Ortodokslar için neden ölsünler!

Öyle asıl kurulmak istenen tuzak nedir derseniz;

Yunanlar, Türklerin önüne atılıp, Rusların gelmeleri isteniyor. Savaş çıkana kadar bütün Batı, Yunanistan’ın arkasında duracak, savaş başladıktan sonra çekilip, Rusların gelmeleri sağlanacak. 

Ruslar bu oyuna gelir mi?

Bence gelebilir.

Eğer Türkiye önünde Yunanistan yalnız kalıp, hallaç pamuğu gibi atılırsa, Akdeniz ve Ege’nin Türklerin hakimiyetinde olması, Rusya’yı tedirgin eder. Ayrıca din bağı Ruslar üzerinde Türklere tavır almayı doğurtur.

Türklerin ve Rusların kavgası, Batı’yı dünyada tek başına yeniden söz sahibi yapar. İşin, Türkler açısından en kötü başka bir senaryosundan söz edelim:

Ortodoks ve Katolik dünyası, İstanbul’da 2016’da ortak bir ayin yapmışlardı, hatırladınız mı?

Bin yıl kavgalı olan bu iki dünya, kime karşı birleştiler dersiniz. Türkiye konusunda iki dünya birleşip, saldırırsa, Türkiye için kıyamet koptu demektir. Bu ihtimal de var. Bu böyle biline…

Dedeağaç’ta ABD üs kurdu. Lozan’a göre buranın da silahsız olması gerekiyordu.

Akdeniz’de karşımızda Yunanistan yanında duran devletlere bir bakın. Fransa, uçak gemisi gönderdi. BAE uçakları bile donanmamız üzerinde uçuyor. AB, Yunanistan’ın arkasında olduğunu açıkladı. 

Almanya Fransa iyi polis-kötü polis oynuyor. Bütün dünya ile savaş halinde olma “başarısı” sadece “dış güçler ”in mi oyunu, yoksa “iç güçler ”in de payı var mı, takdirlerinize bırakıyorum.

Gelelim, ne yapılması gerektiğine;

Türkiye, savaşa hazırlanmalı. Yedekler askere çağrılmalı, terhisler durdurulmalı, “profesyonel askerlik” kılıfıyla küçültülen ordu, tekrar büyütülmeli. Öyle ki, bir milyon asker, savaşa hazır duruma getirilmeli.

ABD’ye üsler kapatılmalı.

S-400’ler derhal çalıştırılıp, güneye kurulmalı. 

Rusya, İran, Suriye ile ilişkiler düzeltilmeli. Rusya da Türkiye’ye karşı Batı’nın oyununa gelmemeli eğer gelirse, bu Rusya’nın da çok büyük zarar görmesi demek. Atatürk’ün yaptığı Rusya ile saldırmazlık anlaşması, yenilenmeli.

Afrika’da Türkiye’yi kendine engel gören Fransa, Yunanistan’ı bizimle savaştırır. İşi bir oldubittiye getirip, Yunan ve Fransız uçakları Türk donanmalarına saldırırlarsa, ağır zayiat alabiliriz. 

Yüzlerce ölüm gerçekleşebilir ve ardından Türkiye durdurulursa, psikolojik olarak çökeriz. Bu çöküş, içerden karışıklığa sebep olur. 

Ama savaşa hazır halde olursak, onlardan gelen bir saldırır anında Yunanistan’ı bize ait olan adalardan süpürürsek araya diplomasi girer, sorunlar Kıbrısvari bir süre daha beklemeye alına bilir.

Türkiye, nasıl oldu da bir savaş olmadığı halde, AKP döneminde adalarını kaybetti. İşte bu sis perdesi birgün mutlaka aralanır. Yani Yunan adalarımızı alırken, TSK ne ile meşguldü.

Başına “çuval” mı geçirilmişti!

Neden görmedi!

Bir sabah uyandığımızda Kıbrıs’ta aynı şekilde, elden çıkmış olabilir. 

İngiltere’nin sessizliği, sizce de dikkat çekici değil mi?

Fransa savaş gemisiyle kapımıza dayanmış iken İngiltere nerede? 

Dünyada sanki öyle bir ülke yok!

Bu işlerin, neresinde dersiniz!

İngiltere Çanakkale’yi geçip, “iç güçler ”e mi karıştı?

Kraliçe’nin ‘gülleri’ ne yapıyor!

İyi düşünün, bulursunuz.

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir