Kâbe'ye sırtlarını, Davutoğlu'na yüzlerini döndüler!

Kâbe, Allah'ın evi?

Orda; renk, dil, makam, rütbe hiç önemli değil. Varlıklısın, makam sahibisin, hiç biri sökmez.

Grup, sınıf olmaz.

Sadece Müslüman'a ve ibadete ait bir mekân?

Müslüman; ister Sünni olsun, ister Şii, fark etmez.

Hepsi peygamberin ümmetidir, denilerek bağra basılır. Şii- Sünni, o mekânda kol kola, omuz omuza ibadet ederler. Ellerindeki suyu paylaşırlar. Şii veya Sünni olduğuna bakılmaksızın…

Şii'ye karşı,  "Elhamdülillah, Ehl-i Sünnet'im" diyen sarıklı, cübbeli tipler bile susmak zorunda kalıyorlar, o mukaddes mekânda…

Küresel şeytanların en rahatsız olduğu mekân bence burasıdır. Çünkü burada, Şii- Sünni bir arada?

Allah'ın "sadece Müminler kardeştir" beyanı, canlı olarak yaşanıyor.

O sebeple de küresel şeytanlar ibadet halinde zaruri olan bu birliği hedef almışlardır diye düşünüyorum.

Kuklalarına aklar giydirip, bu mekânda dolaştırmaları an meselesidir.

Uyanık olmak lazım!

Şeytan ak giyince, hiç anlaşılmaz!

Araziye uygunluk konusunda şeytan, pek tecrübelidir. İbadetten vazgeçiremediğini,"ibadet et, senin gibi bir kul ne oturur" diye havaya soktuğunu biliyoruz. O hava, ibadetlerin sıfırla çarpılması demektir.

Yüzün Allah'a dönük iken, bir anda şeytana dönersin.

Şeytan deyip geçmemek lazım!

Şeytan, Allah'tan, hak ve hakikatten çeviren her şeye denir. En yakın arkadaşın bile senin şeytanın olabilir. Hatta evladın, eşin dahi senin imtihanın ve de şeytanın olabilir.

 "Mallarınız ve çocuklarınız, sizler için imtihandır" buyurmuyor mu Allah?

Öyle ise dikkat edelim!

Mescitte peygamberimizle oturdukları halde, ticaret kervanı geldiği için, bazı sahabeler peygamberi yalnız bırakıp, develere koşmadılar mı?

Bu gerçek, Ehl-i Beyt'in seçilmişliğini inkâr için "sahabe" kartını kullanan sunilere hatırlatılır!

Bir yandan namazda iken parmağındaki yüzüğü gelen dilenciye uzatan Hz. Ali gerçeği, öbür yandan ticaret için peygamberi mescitte yalnız bırakan sahebe resmi? Takdir, iman sahiplerinin!

2008 haccında Arafat'tayız, çadırlarımıza yakın bir noktaya süslü bir getirildi. İnanır mısınız, deveyi görmek için, herkes çadırları terk etti. Hayret ettim.

Nedir bu Müslüman'ın develerle ile imtihanı, Allah'ım!

Belli ki birileri "Deveye bakın" ayetini yanlış anlamış. Deveden başlarını çevirmiyorlar!

"Bakmıyorlar mı o deve nasıl yaratıldı?"(Gaşiye-17) ayet bu? Allah, "akledin, "ibret alın", "düşünün" diyor. Allah'ı, Peygamberi, Kabe'yi bırakıp deveye yönelin demiyor ki?

Neyse dostlar!

Sohbetimiz, bakın nerden nereye geldi.

Bak, az kalsın unutuyordum!

Sayın Davutoğlu umre yapmış. Umre niyetiyle Kâbe'ye gidip, gitmediğini bilmiyoruz. Bunu Allah bilir. Ama o izlediğimiz video ibretlikti doğrusu?

Kâbe'de miting düzenlediler resmen!

Davutoğlu ile görüşmek için sırtlarını Kâbe'ye döndüler. İbadeti, umreyi unuttular adeta.

Kâbe'ye sırtlarını, Davutoğlu'na yüzlerini döndüler.

Türkiye'nin gerçeği, bu resimde aslında!

Bazen bir kitapla anlatamadığınızı, bir resimle anlatırsınız.

Yüzünü AKP'ye dönenlerin, sırtını gerçeklere ve kutsallara döndüğünün resmi ancak bu kadar ne çekilebilirdi.

Kadın eli sıkmamayı kullana kullana iktidar olanlar, Kâbe'de kadınlarla nasıl da tokalaşıyorlar.

Esnafa verdikleri faizli paralara "bereket" diyen, "helal hoş olsun" diyen bir Davutoğlu'ndan elbette beklediğimiz bir hassasiyet yok.

Ancak bu zihniyete yüzünü dönenlerin, zaman içinde İslam'a nasıl sırt döndüklerini de ibretle izliyoruz.

İsrail'i "dost" Müslüman'ı düşman gören politikalarını mı söyleyelim, ABD'ye üs vermelerini mi?

Ülkeyi bölmelerine "açılım" demelerini mi söyleyelim, Haçlı safında olmaya "stratejik derinlik" demelerini mi?

Dinlerarası diyalogu devlet politikası yapmalarını mı söyleyelim, Şii'yi düşman görme anlayışlarını mı?

Ne söyleyelim?

Bunlara yöneliş, hiçbir şeye benzemiyor!

Deveye yönelme, bu yöneliş yanında ibadet kalır!

Haça ve haçlıya tekbirle yönelmeye "ak" demek, aman Allah'ım!..

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir