Geçen sahur vakti televizyon izliyorum. Kanalların birinde, bir ilahiyat profesörü sorulan sorulara cevap veriyor. Saçı sakalı bembeyaz olmuş bu zatın, o güne kadar saçmaladığını hiç duymamıştım.Sunucu soruyor:-Efendim Müslüman olmayan bir insanın işlediği güzel ameller onun sevap defterine yazılır mı?-Ya da cennete girmesine sebep olur mu?Sayın Profesör cevap veriyor:-Müslüman olmadığı için asla cennet söz konusu değil. Mesela Edison için bu soru, çok sorulur. 'İşte ampulü bulduğu için, cennetlik olamaz mı?' Diye? Cennete girmesi asla değil. Çünkü Müslüman değil?Buraya kadar güzel?Bundan sonra sunucu, ilahiyat profesörünü biraz da yönlendirerek tekrar soruyor:-Papazlar içinde bu söz konusu mudur? Çünkü Bakara süresinde ki bir ayete göre Papazlardan Salih amel işleyenlerin cennetine gireceği ifade ediliyor. Ben mi yanlış duydum yoksa?İlahiyatçı emekli öğretim görevlisinin, bu soru karşısında verdiği cevap beni tam anlamıylaşoke etti.Program sunucusunun sorusuna "öyle bir şey söz konusu olamaz" diyemedi.Sayın profesörün bunu bilmemesi mümkün değil?Bunu bilmek için Profesör olmaya da gerek yoktur. Müslüman olmak yeterli?İman sahibi, özde Müslüman olmayı kastediyorum. Salih amel için birinci şart imandır. Yüzlerce güzel amelin başında eğer iman yoksa bu, başında bir değer olmayan yüzlerce sıfır demektir. Yan yana dizilmiş yüzlerce sıfır düşünelim. Sıfırların başına rakamların en küçüğü, bir bile gelmiş olsa bu sayı, okunamayacak değerde büyük bir sayı olur. Ancak sıfırların başında bir sayı değeri yoksa hiçbir anlam ifade etmez.Aklımızın alabileceği en büyük sayıyı sıfırla çarptığımız da, sonuç sıfırdır. Bu Sayın hoca o gece imanını sıfırla çarparak, bir anda buz gibi gâvur olmuştur. Yani iman dairesinden çıkmıştır, demek istiyorum. Bilerek de böyle konuşsa aynı, bilmeyecekte konuşsa aynı?Bir düşünelim?Mekkeli Müşrikler iman etmedikleri halde, Kâbe'ye büyük hizmetleri ve de saygıları vardı. Ancak bunlar bu Salih(!) amellerine karşı, kâfirlerden sayılmışlardı niçin? Hâlbuki Kâbe'ye hizmetten büyük sevap ne olabilir?Çünkü amellerinin başında iman yoktur. Başında sayı değeri olmayan bol sıfırlar var yani?İman dairesine girmek için, Allah'ın başka bir İlahın olmadığına ve Hazreti Muhammedin Allah'ın kulu ve Resulü olduğunu dil ile ikrar, kalp ile tasdik etmek gerekir. Yani kelime-i Şahadet getirmek gerekir. Sonra da imanın altı esasına harfiyen inanmak?Eskiden imanı bir Gayri-Müslime ve turistlere anlatırdık. Şimdi ne acıdır ki İlahiyat profesörlerine ve Diyalog mikrobu ile imanını kaybetmiş nursuzlara anlatıyoruz.Şimdi bir Papaz'ın Salih ameli olabilir mi? Olabilmesi için önce kendi dinini terk edip, Şehadet getirerek İslam'a girmesi gerekir. Ondan sonra işlediği güzel ameller, Salih amel sınıfına girebilir.Papaz teslise yani şirke inanır. İnanmasa zaten Hıristiyan ve Papaz olmaz. Yanlış anlaşılmasın, biz İslam inancından bahsediyoruz ve sözümüz Müslüman'a?Herkes dini inancında hürdür. Bu hem inanç ölçülerimize, hem de hukuk sistemimize göre, bu böyledir.Allahı kabul etmek dahi yalnız başına İman değildir. Allah'ı ve Resulünü birlikte kabul, şarttır. Yoksa "Allah'ı kabul İman, Resulü kabul kemaldir" gibi bir inanç, "Amerika'nın ılımlı İslam İmanı"dır. Bunun, İslam imanıyla hiçbir alakası yoktur. Bu bilindiği üzere Pensilvanya imanı?"Hıristiyanlarda cennetliktir" iddiasına delil olarak gösterdikleri bakara süresindeki ayetlerin nüzul sebebi Hz. Selman olayıdır. Hz. Selman'a, henüz efendimize peygamberlik gelmezden evvel yaşlı bir papaz, efendimizin geleceğini müjdeler.Selmani Farisi'de Efendimize, bu yaşlı Papaz'ın cennetlik olup olmayacağını sorarak şöyle der "Ya Resulallah! onların ömrü sizleri görmeye yetmedi, eğer yetseydi şuanda size gelip Müslüman olacaklardı."Efendimiz "onlar cehennemlik" buyurur. Bu cevap karşısında çok şaşıran Selmani Farisi'nin kafası, allak bullak olur. İşte bu ayette bahsi geçenler bu olayla alakası olanlardır. Yoksa bu günküler için asla söz konusu değil?'Gerçeği bildikleri halde saptıran' bu nasipsizleri, dinleyip sahurda vakti buz gibi gâvur olmamaya aman dikkat!
Sahur vakti buz gibi g