Sayın Erdoğan bu tuzağa düşmemeli!

Bence Sayın Erdoğan, "Türk Tipi" başkanlıktan vazgeçecek. Daha doğrusu "başkanlıktan" vazgeçecek. Nasıl olur demeyin ama olacak. Çünkü bunun bir "tuzak" olduğunu görecek.

Veya şöyle diyelim:  Cumhurbaşkanı Erdoğan "başkanlığın" bir tuzak olduğunu görmek zorunda?

Sayın Cumhurbaşkanı asla kıyas edilemez bu sayacağım isimlerle ama oynanan oyunu anlatmak için anlatmam lazım.

Batı, Saddam'a ne dedi?

Diktatör!

Diktatördü, değildi, ayrı konu ama kalemi "diktatör" diye kırıldı. ABD emrinde, İran'a karşı tam 8 yıl savaşırken ABD ona diktatör demedi. Kürtlere gaz atarken de "diktatör" olmadı!

Ne zaman ki, ABD'ye karşı geldi, oldu diktatör!

Ve sonunu biliyorsunuz: Bir bayram sabahı, boynuna ip bir Şii tarafından geçirtildi. Neden ipi Şii'ye dolandırdılar, şimdi daha iyi anlaşılıyor. ABD, "kurbanın" ölüsünü bile kullanır!

Kullandı ve bundan bir IŞİD çıkardı. Iraklı Saddam'ı bile çırayla arıyor şimdi. ABD, Saddam'ı "diktatör" ilan edince, Türkiye'de hemen "diktatör" oluverdi.

99 Depremi'nin Saddam Evleri filan hepsi unutuldu. Kıbrıs savaşında bize yaptığı petrol yardımını, ABD hayranı Özal hiç hatırlamadı.

Şaka maka ama ABD, bu ülkenin sokaklarına kadar hâkimdir, ne yazık ki. Rus elçisini, "bizim polise" vurdurtan ABD, "ben istediğimi senin polisinle bile indiririm!" demek istedi.

Neyse?

Kaddafi'yi ne dedi öldürttü?

Diktatör!

Aynı kılıf yani?

Her Libyalıya bir ev ve maaş veren, elektrik ve suyu parasız dağıtan, eğitim ve sağlık hizmetlerinde para almayan kırk yıllık Kaddafi, bir anda "diktatör" oldu.

Bir öğretmen arkadaşıma, Kaddafi'nin Türkiye dostu olduğunu ve asla diktatör olmadığına ikna edememiş sinirlenip, arabamdan indirip yağmur altında bırakmıştım.

Yani okumuşu ABD diliyle konuşurken, sen var cahilini düşün. Kaddafi'de Kıbrıs harbinde bizden hiçbir desteği sakınmamıştı. O da gitti mi kardeşim. Hem de farelere bile reva görülmeyecek bir ölüm şekliyle öldürülerek? Şimdi Libya çok özgür!

Petrol İtalya, ABD ve Fransa'nın, kan ve gözyaşı da Libyalıların. Çok özgür bir ülke canım!

Bizim Davutoğlu, isyancılar işlerini iyi yapsınlar diye 300 milyon doları çuvallarla götürtüp dağıttırmıştı. Acayip "İslami" bir iktidar ya!

Bir daha neyse diyelim!

Suriye'de Esad'ı indirmek için ABD'nin ne dedi?

Aynı senaryo:

Esad diktatör!

Bizimkiler de dedi mi kardeşim!

Demekle kalmayıp, bir "diktatörü" indirmek için, elden gelen yapıldı mı? Yapıldı.

Ama Esad farklı çıktı. Çünkü Suriye halkı bu filmi, Irak'ta, Mısır'da, Tunus ve Libya'da seyretti. Lideriyle bütünleşti. Halkı ile bütünleşen bir lideri, yerinden söküp atmak asla mümkün değil.

Ha, Rusya arkasındaydı filan, tamam. Ama arkasında halkın olmadığı bir lideri Rusya'da korumuz, kimse hikâye anlatmasın. Bu kez, ABD yenildi. Planı sökmedi.

İşte tam burada, ABD, Suriye'de yapamadığını, Türkiye'de yapmaya kalktı. 15 Temmuz "yarım" darbesini gerçekleştirdi. Şimdi Sayın Erdoğan hedeflerinde.

"Diktatör" olmakla suçluyorlar. Oysa ABD ne istedi de vermedik!

ABD için ülkeyi BOP'un içine bile soktuk. Yine memnun değil çünkü kelle avcılığına alışmış kovboy.

ABD için diktatörlüğün ölçüleri farklı. Emrine girmeyen liderler ABD'ye göre diktatör. Mesela Suud yönetimi emrinde olduğu için, diktatör olmuyor!

Katar Emiri hakeza öyle!

15 yıllık iktidarlarının en az 10 yılında, bir dediği iki edilmeyen ABD'ye göre Sayın Erdoğan, diktatör!

Hele AB'ye göre yıldızlı diktatör!

Ya bize göre?

Bizim tavrımız ne olmalı?

İşte burası çok önemli!

Batı'ya göre biri "âlim" olabilir, o bizim için zalimdir. Batı'ya göre biri "zalim" mi, bize göre âlim olmasa bile en azından cahildir. Batı'nın evliyası, benim eşkıyamın tırnağı etmez.

Bir kere bu omurgalı duruşu ortaya koyalım. Bu iman bakışını, levhalaştıralım. Bu Baş bakışın hakkını verelim. Buradan Prof. Dr. Haydar Baş'a bir Türk selamı verelim.

Gelelim "başkanlık" neden Sayın Erdoğan için tuzaktır meselesine. Aslında anlattık ama daha Türkçeleştirelim. Bir kere Bahçeli destekli, "Esad kopyalı" Cumhurbaşkanlığı Sistemi tam bir tuzak?

Sayın Erdoğan bu tuzağa düşmemeli!

Batı'yı kendi silahı ile vurması gerekir. Bu da, daha çok özgürlük ve demokrasi demesini gerektirir. Teröre sert önlemler almalı hatta idamı bile getirmeli ama terörün tanımı Batı'ya göre değil, hukuksal ilkelere göre yapılmalı.

Türk Tipi başkanlık değil ama Türk tipi terör tanımı olmalı, bu da hukuk devleti ilkelerine uygun olmalı. O takdirde Batı Suriye'deki yenilgisinden daha büyüğünü Türkiye'de yaşamış olur.

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir