Türkiye celladıyla diyalogda!

Ülkemiz depremlerle sallanmazsa, politik çıkmazlarla sallanıyor. Suriye bu çıkmazlardan, sadece bir tanesi. Bir milyon Suriyeli yolda deniyor. Bir milyon Suriyeliye daha ekmek, su, bedava… Ulaşım, sağlık, elektrik dahi bedava…

Yeni gelen göç dalgası içinde, söz konusu 150 bin teröristin de olduğunu varsayarsak, Türkiye nasıl bir tehlikele ile karşı karşıya, varın siz düşünün.

Suriye’de bizdeki kadar Suriyeli yok. Bir devlet kuracak kadar nüfus var. Güneydeki illerimiz, bir “refarandum” ile elimizden çıkabilir.

Peki, bu nasıl bir politika!

ABD’nin oyununa gelip Suriye’de Esad’ı devirme işine girip, Türkiye’yi mi deviriyoruz.

Kim bilir, ABD yine ne kadar memnun!

Halkbank soruşturması tehir edildi. Çünkü Rusya ile zıtlaştık. Rusya ile geriliyoruz iyiden iyiye. Bir uçak daha indirirsek, ABD’den bütün dosyalar rafa kalkar, az kaldı ha gayret!..

Dün de ifade etmiştim, belki yüz defa ifade ettim. Burada ikinci İsrail kuruluyor. Türkiye, yanlış Suriye politikası ile buna hizmet ediyor.

Üstelik para dökerek, kendi güvenliğini tehlikeye atarak ve hatta kendi askerlerini feda ederek.

Suriye yönetimi ile diyalog yerine, Suriye’yi ABD, Rusya ile konuşuyoruz. Şimdi Rusya ile de konuşma dönemi bitiyor. Geriye kaldı celladımız ABD ile konuşmak.

Türkiye celladıyla diyalogta!

Türkiye’nin Rusya ile zıtlaşması, bu iki devlete Batı’nın attığı en büyük kazıktır. Rusya’nın da bunu görmesi gerekiyor.

 

Esad, Rusya’nın Suriye’de bulunması karşılığında ABD’deye karşı korunma istemişti.

ABD’ye karşı görevini yapmadı, bu ülkenin buraya yerleşmesine ses çıkarmadı. Süper güçlerin dansı böyle oluyor belli ki…

Bu da akla şunu getiriyor: ABD ve Rusya aralarında anlaşmışlar. Esad, bundan iki ay önce ülkesinde bulunan bütün yabancı askerler için “işgalci” ifadesini kullanmıştı.

“Rusya da işgalci” sorusuna “hayır” demedi.

Bir düşünün lütfen, Suriye komşumuz, Müslüman bir ülke, ABD’den korunmak için, Rusya’ya muhtaç oluyor. Bu Türkiye açısından ne kadar kötü bir durum. Esad ile düşmanlık dünyanın iki büyük gücünü, bize komşu yaptı.

Bunlar bu bölgeden 50 yıl sonra gittiler diyelim. Yerine kim gelecek sanıyoruz. Burası İsrail için boşaltıldı ve İsrail’e hazırlandı.

AKP iktidarı, yanlış politikalarıyla bu işin neresi de derseniz?

Başında, ortasında ve sonunda… Batı’nın şantaj politikalarıyla AKP değil artık Türkiye karşı karşıya. Ellerinde her ne dosyalar varsa, Türkiye’ye BOP yolunda istikamet vermeye devam ediyorlar.

Vatandaş halen olayın hala farkında değil. Türkiye’nin sistemi neden değişti, halen bilmiyor. Meclis devre dışı, basın yayın kontrol altında. Partiler, küresel planlara karşı gelmeyecek şekilde dizayn edilmişler.

AB, ABD, NATO, karşıtı değiller. Dolayısıyla büyük İsrail karşıtı da olamazlar. Karşı olmaları sözde olur zaten.

Türkiye, tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor. Kurtuluş Savaşı yıllarından daha kötü.

Çünkü o zaman bir direniş ruhu vardı. Şimdi bu ruhta yok. İş yok, aş yok. Olan imkanlar suriyelilere akıyor. Zam, vergi, ceza üçgeninde sürünüyor halk.

Gaflet ve ihanet koalisyon olmuş, ülke harap ve bitap düşmüştür. Türkiye’nin bağımsızlığı yok oldu.

Yeniden, Bağımsız Türkiye!

Yeniden, Kuvvay-ı Milliye!

Yeniden, kaynaklar!

Yeniden, Atatürk!

Yani iş aş, Haydar Baş!

Bu kesinlikle iktidar olmak, koltuk kapmak yağlı yemek için değil. “Son nefes için siyaset” diyen bir insanın, bu işi tek bilen olmasından söylüyoruz.

Baş Hoca ülkeyi de kurtarır, sıkışmış iktidarı da…

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir