Uyarılara gülenler felaketlere ağlarlar!

Dün Malatya'da valilik miting düzenledi.  Teröre karşı birlik mitingi? Miting de atılan slogan, bana Bağımsız Türkiye Mitingleri'ni hatırlattı. "Bu Vatan Bizimdir Bizim Kalacak" sloganı?

2001 yılında Çağlayan'da, Türk bayraklarıyla gelincik tarlasını andıran yüz binlerin oluşturduğu kalabalığa seslenen, Prof. Dr. Haydar Baş "Bu Vatan Bizimdir, Bizim Kalacak" demişti. Henüz üçlü koalisyonun iktidarda olduğu ve Türkiye'nin Ermeni soykırımı ile suçlandığı bir Nisan ayında bu miting yapılmıştı.

Baş Hoca o gün, bugünleri anlatıyordu. Bağımsız Türkiye Partisi henüz kurulmamış, siyasiler uyarılıyor, Türkiye'yi bekleyen yakın tehlike kapı kapı gezilerek anlatılıyordu. Gitmedik parti, vakıf ve dernek, kalmamıştı. 

Gülen Hareketi konusunda herkes uyarılmıştı. Koca koca klasör ve dosyalarla, devletin yapması gerekeni, Haydar Baş yapmıştı.

Kapılar yüzlere kapandı. Kimseye veya kimselere laf anlatılamadı. İş Baş'a düşmüştü. Bağımsız Türkiye Partisi kuruldu. Sayın Baş, vatan müdafaasını parti ile verecekti. Prof. Dr. Haydar Baş "eğer beni dinlemezseniz, Türkiye büyük bir karanlığa girecek" diye meydanlarda uyarıyordu.

"Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" dedikçe,  "AB'ye girdik" sözüne kanan hacısı, hocası, herkes bizlere gülüyordu.  "Gülen büyük bir ihanet içinde" dediğimizde ise şimdi ona "Hocaefendi" diyenler bizleri tersliyorlardı.

Genel Başkan'ımıza 30 bin sayfalık davalar açıldı ve kurumlarımız trilyonlarca cezalara mahkûm edildi. Evlerimizde aramalar yapıldı, FETÖ aleyhinde CD'ler arandı. Sahibi olduğum dershanem 2003 tarihinde asker ve sivillerden oluşan 20 kişilik bir ekiple basılıp, Gülen aleyhinde evrak aranmıştı.

Daha neler, neler?

Hangi birini anlatayım. Hemen her ay denetim geçiren işyerimi, 2008'de sattıktan sonra dört yıl boyunca, bir tek devlet memuru uğramamıştı. Tek suçum, Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarılarını karşılaştığım her insanla paylaşmam.

Size bir şey diyeyim mi:

Hiçbir ülke, başına gelecekleri konusunda, Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir uyarana nasip olmamıştır. Ve yine hiçbir ülke, bu kadar vatansever bir insana bu çağda sahip olmamıştır. Ve dahası; hiçbir ülke, bu kadar yararlı bir insanı, ülke insanından saklamamıştır.

Şu düştüğümüz hallere bakın!

Valilikler Baş uyarıyı 15 yıl önce dikkate alsalardı. Veya iktidar, "yahu arkadaş sen ne diyorsun, lütfen buyur bir kahvemizi iç, bizlere de anlat!" deseydi.

Ama nerde…

Onlar Obama ile içtiler!

Obama ile içip, Ortadoğu'nun içine ettiler!

Ne içtiklerini, kendileri bile bilmiyorlar. Teslim edilen sapasağlam bir ülke, bugün yeni bir Kurtuluş Savaşı'na hazırlanıyor. 15 yıl önce "Bu Vatan Bizimdir Bizim Kalacak" demek mi daha etkili olurdu, bugün demek mi?

15 yıl önce mi Gülen'e "FETÖ" demek daha iyiydi, bugün mü?

Prof. Dr. Haydar Baş, Malatya'da verdiği bir konferansta, sanırım 2005 filandı "ülke elden gidiyor, haberiniz olsun!" dediğinde,  salonda bir hemşehrim sırıtmış, Baş tarafından "neden gülüyorsun" azarını yemişti.

Haydar Baş'a gülen, ağlamadan ölmez!

Ben bu kadarını söyleyeyim!

Neden mi? 

Çünkü uyarılara gülenler, felaketlere ağlarlar. Sayın Baş, hangi konuda uyarmadı ki; Gülen konusunda, misyonerlik konusunda, Suriye başta olmak üzere BOP konusunda ve Büyük İsrail konusunda? Hatta ABD'nin Şii-Sünni savaş tezgahı konusunda?

Kaynaklarımız, madenlerimiz, altın ve bor'larımız, petrollerimiz konusunda ki uyarıları saymadım bile. Mesela ekonomi konusunda söylediklerini dünya aldı, biz baktık. Haydar Baş'ı dinleyip BRICS'i kurdular. 

Biz ABD'yi dinledik Ortadoğu'ya oyun kurduk!

Şimdi içinden çıkamıyoruz. Kurduğumuz oyunların içine biz düştük. "ABD'ye karşı gelecek gücümüz yoktu. Suriye politikamız baştan beri yanlıştı" demek neyi çözüyor. Haydar Baş, hep haklıydı desenize şuna?

"O bizi uyardı ama dinlemedik. Onu gizlemek uğruna türlü yalanlar söyledik. Madenler yok dedik. Petrol yok dedik. 'Kaynakla Lozan'da verildi' dedik" diye itiraflarda da bulunsanıza!

O, "Esad öldüğünde hangi mezarlığa gömülecek, Obama ve Netanyahu öldüğünde hangi mezarlığa girecek?" diye soru ama biz duymazdan geldik, desenize!..

Ne diyelim!

Türkiye şuan enerji darboğazına girdi. Doğalgazdan üretilen pahalı elektrik bile yetmiyor, ne yapacaksınız? Sayın Baş'ın "Boğaz'da elektrik üretip İstanbul'luya bedava dağıtacağım" açıklaması, halen kulaklarımda çınlıyor.

Ah insanımız ah!

Doğruları bünyelerimiz neden almadı, bilmem ki!..

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir