Ne yazık ki ülkemiz bölünüyor.Diyarbakır'da neler oldu hep birlikte gördük.Ülkenin Başbakan'ı "Kürdistan" dedi. Yahudi olduğu araştırmacılar tarafından ortaya konan Barzani, "bir gün Kürdistan bayraklarıyla Diyarbakır'da karşılanacağımı, rüyamda görsem inanmazdım" demiş.Bir zamanlar, Türk ordusunun varlığından geceleri gözüne uyku girmediği söylenen Barzani'nin, şaşkınlığı gerçekten yüzünden okunuyordu. Türk ordusunun, her an Kuzey Irak'a girerek, Musul, Kerkük ve Süleymaniye başta olmak üzere bu bölgeyi ele geçirip, Kıbrıs gibi bir devlet kuracağı hem Batının, hem de Barzani'nin en büyük korkusuydu.Ne de olsa, orta da Kıbrıs gibi bir tecrübe vardı.Bu yüzden, Türkiye'nin içerisine operasyonlar yapılmalı ve mutlaka AKP'nin doğması için gerekli şartlar oluşturulmalıydı. "28 Şubat Süreci" başlatılmalı, bir şiir okutarak, İstanbul'un belediye başkanı içeri alınmalı ve Türk milletine damardan girilmeliydi.Gözler din bağıyla bağlanmalı, baskılar artırılarak "Adalete Kalkınmaya mecburi istikamet" verilmeliydi. Öyle de yapıldı? Her seçim öncesi "mağduriyet filmi" gösterime sokularak, saflar sıklaştırıldı, oylar artırıldı.Ortak paydası "Türkiye Cumhuriyetine düşmanlık" olanlar, din süsü verilmiş ne kadar "hepsi Türk olmayanlar" varsa, bir çatı altında toplanarak, Türklüğe hakareti ibadet, Kilise açmaya adalet denildi.Türkiye'de yaşananlar bölünme süreciydi. Tıpkı Irak'a ilk çıkarmayı yaptıktan sonra, Barzani'nin özerk bölgesinin oluşumu için, ABD'nin on yıl bekledikten sonra, ikinci çıkarmayı yapması gibi?"Türkiye'ye bir çıkarma da olmadı, işgal de edilmedi" diyenler olabilir. En büyük çıkarma ve işgal, aslında Türkiye'ye yapılmıştı. Barzani şaşırmakta haklıydı. AKP ile Türkiye "nereden nereye" gelmişti!Biz de yaşananları rüyamızda görsek inanmazdık: Bir gün askerlerinizin başına çuval geçirilecek, Öcalan'ın hapisten çıkarılması için bu ülkenin Genel Kurmay Başkanı içeri alınacak, dört yüz yirmi personeli mahkûm olacak, dağlarda askerlerin terörist araması sona erecek, bunun yerine teröristler dağlarda asker arayacak, denseydi biz de inanmazdık.Biz de inanmazdık: Teröristle masaya oturmaya, "barış" diyenlerin seslerinin çok çıkacağına, askerlerin "sanık" teröristlerin "tanık" olacağına, teröristlerin ülke dışına çıkışının, bu ülkenin güvenlik güçlerinin korumasında olacağına?Biz de inanmazdık: Levhalarda Türkiye Cumhuriyeti'nin silineceğine, köy ve şehir isimlerinin Ermenice ve Kürtçe isimlerle değiştirileceğine?Biz de inanmazdık: Bir ülkenin başbakanının şehit katilleriyle poz vereceğine, vatan için şehit düşmeye "boş yere ölüm" diyeceğine?Türk devletine "terörist" diyen birini getirtip, Türk milletinin gözünün içine baka baka teröriste ağıt yakacağına?Bu ülkenin vergilerinden maaş alan Bakanının ve Başbakan'ın eşinin terörist ağıtı seslendirilirken ağlayacağına gerçekten inanamazdık. İnanamayacağımız, daha o kadar çok şey var ki? Ama hepsi gözlerimizin önünde cereyan ediyor. İnansak ne olur inanmasak ne olur? Bu neyi değiştirir?Bölündük ve parçalandık. Artık geriye dönüş çok zor.Bölünmeye "Yeni Türkiye" diyorlar. Yeni Türkiye'nin sınırları, sözde Medine'den başlıyor. Ama gerçekte ise Fırat'ın kıyısında bitiyor. Yani Diyarbakır'a bile ulaşmıyor. Yeni Türkiye, bugüne kadar "Birleşik Kürdistan"ı kuran ülkeydi, bundan sonra ise kollayan ülke olacak. Ta ki, Büyük İsrail'e monte edileceği güne kadar?Zaten ABD bu bölgeye ilk geldiğinde, doğuracağı gayrimeşru oluşumu, Türkiye'nin güvenli kollarına emanet etmekten söz ediyordu. Sadece bu oluşumu değil, petrolün batıya güvenli akışını da? Biz de inanmazdık ama her şey ortada?Yeni Türkiye'de?
Biz de inanamazdık ama her şey ortada