Putin aslında ne dedi?

Putin, Ukrayna savaşından sonra ilk defa batılı bir gazeteciye röportaj vererek, önemli açıklamalarda bulundu. Dünyanın en donanımlı lideri olduğunu gösterdi.  Tucker Carlson isimli ünlü gazeteciye “tarih dersi” vererek aslında, Rusya’nın tarihi hesaplarını ve gizli niyetlerini de açık etti. “Tarihi Rusya toprakları” ifadesiyle dünyanın kafasını karıştırdı. ABD’nin, Avrupa’yı Rusya ile korkutmasına katkı sundu adeta.

Putin’i, Rusya’dan daha tehlikeli gördüm. Türkiye, tarihi Türk topraklarına dönecekse eğer, Bulgaristan, Yunanistan olmayacak demektir. Hele de Suriye ve Irak, ana sütü gibi helal!

Neyse…

Rusya’nın doğrularından bahsedelim önce;

Rusya, “Milli Paralarla Ticaret” adımıyla, 20 ülkenin ABD dolarından vazgeçmesine öncülük etti. Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ni kendine ilham kaynağı olarak seçtiğini Duma’da dünyaya ilan etmisti, 2013 yılında. Bunun neticesinde, önce kendi ülkesini, sonra BRICS üyesi ülkelerini dolardan vazgeçirdi. Batı, bankacılık sisteminden çıkartarak Rusya’nın batacağını düşündü. Oysa Rusya, bu hamlenin geleceğini bildiği için, buna hazırlık yapmış kendi sistemi  SPFS’yi  kurmuştu.

BRICS, Rusya kontrolünde büyümeye devam ediyor. İran, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerin katılımıyla üye sayısı 10’a çıktı. Dünya nüfusunun yüzde 45’ni, 28,5 trilyon dolarlık ekonomisiyle dünya ekonomisinin yüzde 28’ini oluşturuyor. Ayrıca ham petrolün yüzde 44’ünü üretiyor. Petrolün, dolar ile satılmadığını düşünün. Bambaşka bir dünya var artık bugün.

Petrodolar duzeni battı. Yani ABD battı.

Ne ile battı, “Milli Para” formülü ile…

Kim batırdı?

Namuslu kalem erbabı, “Haydar Baş” diyecektir. Tarih, kaydını aldı, desin demesin önemi yok artık.

Putin, konuşmasın da kim konuşsun!

Ukrayna, Batı ile Rusya’nın savaş alanı seçilmişti. NATO-Rusya savaşı, hangi NATO üyesinin toprakları üzerinde olur, bunu zaman gösterecek. ABD, hiçbir ülke ile doğrudan savaşa girmez ki, Rusya ile doğrudan savaşsın.

Rusya’nın artılarından söz ettik, biraz da eksilerinden söz edelim;

Putin’in konuşmalarından anlıyoruz ki, Rusya, Sovyetler yıkılırken kaybettiği bazı toprakları geri almak istiyor. Bunu da, ABD’nin verdiği pasları gole çevirerek yapıyor. Ukrayna’yı ABD, Rusya’ya kurban verdi. Ukrayna ateşi ile Polonya ısında, tutuşması an meselesi. Polonya girerse, Almanya’nın tutuşması mümkün…

Putin, bu röportajda Batı’ya çok sıcak mesajlar da vererek, büyük bir ustalıkla Çin’i hedef gösterdi.

Putin aslında ne dedi?

Ey Batı! Sen beni zayıflatırsan, sizler için asıl tehlike Çin. Ukrayna’dan alacağımı aldım. Beni zorlamayın! Üstüme çok gelirseniz nükleere başvururum. Bu da ikimizin de mahvı demektir. Ben 150 milyon nüfusa sahibim, Çin benim 10 katı büyüklüğümde. Ben, her şeye rağmen sizdenim, kendimi Batı’ya yakın görüyorum. NATO’ya alın beni bile dedim. Daha ne yapayım? Dünyayı ben değil, Çin tehdit ediyor!..

 

Batı’dan ziyade, bence Putin’in konuşmalarını Çin, bir yere not etti. Eğer, Ukrayna işgal edilmeseydi, Kazakistan işgal edilecekti. Rusya, Kazakistan’a da “fazla toprak verdikleri” düşüncesine sahip… Hatta belki, diğer Türk cumhuriyetleri için de böyle düşüncelere sahip. Belki dememe bakmayın, sahip olduğunu biliyorum.

Türkiye, Ukrayna konusunda tarafsız dursa da, Ukrayna’ya yakın durdu çünkü Rusya’ya güvenemiyor. ABD, Türkiye’nin bu güvensizliğini kullanıp, dibinde tutuyor. Türkiye sadece kendini değil, kardeş ülkeleri de düşünüyor. ABD’ye hiç güvenilmez ayrı konu, bir “denge” politikası izlemeye çalışıyor. Bunu daha ne kadar sürdürür, Türkiye’nin iç barışına bağlı.

Prof. Dr. Haydar Baş’ın tezini aldıkları için Rus Duması’nda ağırladıklarında Baş Hoca onlara çok önemli tavsiyelerde bulunmuştu:

“Eğer Rusya, zayıf olan ülkelere kol kanat gerer, özellikle Müslüman ülkelerle güzel ilişkiler kurarsa, içinde barındırdığı 40 milyon Müslüman’a karşı dürüst ilişkiler içinde olur, hürriyetlerini doya doya yaşatırsa, demokrasiyi içselleştirir, ülkelerin egemenlik haklarına saygı duyarsa, geçmişin kötü izlerini siler, ABD’den dünya liderliğini devralır…”

Rusya, Kırım’ı  Ukrayna’dan alarak güvensizliğini pekiştirdi. ABD’nin uzattığı Ukrayna balına da yedi. Ayı balı sever de, sonrası ne olacak? Balı uzatan sonrasını da, hazırlamıştır.

Dünyanın düzeni, birbirine geçme taşalar şeklinde oturmuştur zaman içinde. Ancak taşlar yerinden oynadı, yeni bir düzen için de, yeni bir dünya savaşı kaçınılmaz görünüyor. Bütün ülkeler, muhtemel dünya savaşına hazırlanıyorlar. Trump bile “dünya savaşı an meselesi” diyor. Avrupalı yöneticiler de, aynı yönde açıklamalar yapıyorlar.

Putin, Batı’ya savaş yerine “ittifak” önerse de, savaşta başrolde olacağı açık. NATO’nun genişlemesi, Rusya’yı gerdikçe gerecektir.  Batı’nın lideri kalsa da, dünya liderliğini ABD kaybetti.

Rusya’nın sahip olduğu ekonomik güç, bugün Türkiye’de olabilirdi. Türkiye için yazılmış bir tezin, Türkiye dışında dünyanın faydalanması, çok acı bir durum. ” Türk ve Müslüman dünyayı, bu tezle ayağa kaldırıp, Ankara’yı dünyanın başkenti yapacağını” söylerdi Baş Hoca.  Türkiye, yüz yılda bir gelecek bir şansı kaybetti. Buğday alan Rusya, buğday satan Rusya oldu. “Silahsız savaşılır ama buğdaysız savaşılmaz. Tarım stratejiktir...” diye adam yok artık.

 

 

4 YORUM

Özkan Demirci

Komşu

Gavurdan dost, ayıdan post olmaz, bilinciyle , komşu komşunun külüne muhtaçtır, şuuruyla yürütülen siyaset basiret temeline oturur.

Türk oğlu Türk

Coğrafya kader

Rusya ile kavga ederek Türk dünyasına katkı veremeyiz. Coğrafya kader ama tercihler kader değil. Atatürk’ün yolu, bizi barışa götürür. Haydar Baş da aynı akıl yolunu izledi. Duma'da verdiği mesajlar etkileyiciydi

Turan

Analiz1

Önemli değerlendirmeler var. Tespitler müthiş...

Türk oğlu Türk

Coğrafya kader

Rusya ile kavga ederek Türk dünyasına katkı veremeyiz. Coğrafya kader ama tercihler kader değil. Atatürk’ün yolu, bizi barışa götürür. Haydar Baş da aynı akıl yolunu izledi. Duma'da verdiği mesajlar etkileyiciydi

YORUM EKLE

You may also like...