Bursa'da, 7. Ehl-i Beyt sempozyumu düzenlendi. Üç yıl önce yine Bursa'da, ilki düzenlenmişti. Bu sempozyumda da, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen Şii ve Sünni âlimleri, sunumlar yapmışlar ve "ancak Müslümanların kardeş olduğu" gerçeğini tüm Türk milleti, bu sunumlarla adeta yaşamıştı. Şiilerin; Sünnilerden hiç bir farkının olmadığını, gelen konukların mütebessim ve nurani çehrelerinde, sunumlarında,hallerinde müşahede etmiştik. Suriye'nin Şii olduğu ve buraya bir müdahalede, ölenlerin şehit olacağı iddialarının yapıldığı günlerde, bu sempozyumun düzenlenmesi çok stratejikti doğrusu.'Haksız yere bir Müslüman'ı öldüren ebedi cehennemliktir' hadisinin sempozyumun temel dayanağı olması, insanımızı ayıktırmış ve savaş taraftarlarına karşı oluşan tepki dalgasının temelini oluşturmuştu. Konuşturulan şalvarlı-cübbeli insanların, Şii düşmanlığı taraftar bulmamıştı.Şimdi 'F tipi Cemevi' projesinde boy gösterenlerin, o günkü yayınları, "Şiiler, Yahudi ve Hıristiyanlardan bile daha sapıktır' tarzındaydı. Rektör ve hoca cübbesiyle konuşturulanlar Ehl-i Beyt'in ışığı ile adeta suçüstü yakalanmışlardı. Bu sempozyumlar onların yanlış sözlerini ağzına tıkmış ve oluşan savaş karşıtlığı da Ehl-i Beyt taraftarlığına dönüşmüştü. İktidar, bu gelişen durum karşısında müdahaleyi göz e alamamıştır. Ayrıca Rusya faktörünü de unutmamak gerekir.Rusya savaşı dahi göze alarak, Suriye'nin yanında yer aldı ve Suriye'yi yeme işini, küresel bazda durdurdu. Dünya da işin burasını çok merak etti. Rusya'ya ne oluyor diye…Rusya ekonomisini düzeltmiş ve ABD öncülüğünde devam eden isyanlara ve işgallere "dur" demişti. Amerika'da durmak zorunda kalmıştı. Hal böyle olunca da, dünya liderliği Putin'in eline geçmişti.Peki, bütün bunlar nasıl oldu?Haydar Hoca Rusya'yı kurtardı, Rusya Suriye'yi kurtardı. Olay bu kadar basit?"Karıncanın taşıdığı su, Nemrut'un ateşini söndürür mü?" diye karıncayı ve taşıdığı suyu küçümseyenler, topal sivrisineğin de, Nemrut'u hakladığını duyunca küçük dillerini yutmuşlar.Bir de mümini düşünelim… Allah için Suriye ateşini söndürmek isterse ne olmaz.Allah dilerse neler olur? Yeter ki o niyette ve samimiyette olalım.Allah; Haydar Hoca'nın yazdığı bir kitapla Rusya'yı Müslüman'a bekçi yaptı. Rusya, Suriye'ye kalkan oldu. Atlantik gemisine binenler ise, İsrail'e kalkan oldu. Olay bu kadar net…Ehl-i Beyt'in gemisine binen sadece kurtulmuyor aynı zamanda kurtarıyormuş. Bu gemiye binen Sayın Baş; ülkemizi de, Suriye'yi de bir felaketten kurtarmıştır. Onunla birlikte, tüm Müslümanların bu gemiye bindiğini düşünelim, İslam dünyasının bugünkü manzaralarının olması mümkün mü?ABD gemisine binerek, İsrail'e kalkan olanların peşinde olanlar bu söylediklerimizi abartılı bulabilirler. Onlar Allah'ın güç ve kudretine inanmadıkları için, karıncanın taşıdığı suyu küçümser ve Nemrut'un ateşinden korkarlar.Oysa "İbrahim olan korkmaz Nemrut'un ateşinden"Zaten davetimiz Nemrut'un ateşinden korkanlara değil.Hem Nuh'un gemisini, bunların gönülleri de kaldırmaz, başlarını tutar!"Nemrut çok güçlü bizi yakar" diye etrafında pır pır dolaşıyorlar. Allah'ın ateşinin daha güçlü olduğunun farkında değil ahmaklar. Nasıl olsun ki, bunlar Nemrut ateşine odun taşıyan katırlar. Tabi Allah'ın ateşine odun olacakları güne kadar?Sevgili dostlar!Bursa'da hafta sonu gerçekleştirilen sempozyumda Ehl-i Beyt'in feyz ırmağı adeta çağladı. Necef'ten ve Lüban'dan gelen konukların söyledikleri, sunum yapan araştırmacı, ehil, yetişmiş Baş kadronun anlattıkları "bu nesil kurtulur" ümidini gönüllerimizde tekrar yeşertti. Hz. Hüseyin Efendimizin mezarından getirilen bir mermer parçasının, Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuklarla birlikte öpüp başlarına koymaları izleyenlere tarifsiz duygular yaşattı.Ehl-i Beyt'in mezar taşı bile baş tacı edildi. İşte böyleymiş Baş olmak?Birlik olunacak ortak payda bu Ehl-i Beyt. Nuh'un Gemisi?Üç yıl aradan sonra yine Bursa'daydı. Üç yıl önce Bursa'daydı, Suriye kurtuldu. Şimdi yine Bursa'da bu defa tüm Müslümanlar kurtulacak. Nemrut; ateşini de alıp, gidecek bu topraklardan.
Nuh'un Gemisi yine Bursa'daydı