Başbakan Tayyip Erdoğan bir zamanlar dünya lideri olarak takdim ediliyordu. Özellikle dünya basını?Bu gün aleyhine dönen Amerika ve Avrupa basını, dün neler söylüyordu neler. Fatih'mi demediler, Selahattin Eyyubi mi?Aynı gazla, Türkiye'de şuan ikiye bölünmüş olan yandaş medya onu adeta göklere çıkarıyordu. Biz o kadar yalnız kalıyorduk ki, anlatamam. Hatta o günlerde tartıştığım bir AKP'liye "gün gelip AKP'li olduğunuza utanacaksınız. Başlarınız önünüzde, eğik yürüyeceksiniz" demiştim. Bu gün bunları yaşıyoruz.Yayınlanan ses kayıtlarından Sayın Erdoğan'ın yandaş medya kanallarının müdürlerine verilen talimatlarını dinliyoruz. Dünya liderinin düştüğü şu duruma bakın. Yakınları için nelere aracı oluyor? Sit alanı içine yapılacak villalar için kimlere "abi" diyor. Yazık çok yazık?"Başbakanlık maaşı ile geçinemiyorum" demişti, çok şaşırmıştık. Geçim derdinden düşülen şu hallere bakın! Hiç şüphesiz ses kayıtlarının yayınlanması büyük bir adiliktir. Ancak devleti temsil eden bir insanın, bu kadar basit konularda adının dile dolanması devlet ve millet adına büyük bir utanç.Yabancı ülkede gezmiş olduğu bir araba fabrikasında, ülkemiz için bir adet araba istemesi de bizi çok şaşırtmıştı. Kendisi için istemiyor tamam ama ülke için istemek daha onur kırıcı değil mi?Küçük yaşlarda simit satması mı, kendilerinde böyle bir "bağışçı kültürü" bıraktı, nedir bilmiyoruz!Dünya liderliği, büyük bir inanç ve kültür işidir.İnanç derken sırayı hiç kimseye vermedikleri din-iman konusunu kastetmiyorum. Ülkeye ve devlete olan imandan ,'Türkiye İmanı'ndan bahsediyorum. Devletinden ve ülkesinden şikâyetçi olanların kalplerinde ne ülke imanı kalır ne de İslam imanı.Kalsa kalsa Amerika ve Obama imanı kalır. Sahi nerede bu Erdoğan-Obama aşkı? Başbakan'ın sesini özlediğini söylediği Obama neden 'dünya lideri'ni bir kez olsun aramaz?Kendisine duyulan aşkı hiç haketmemiş!Cemaat savaşı ile bunalan Erdoğan'ı arayıp, bir kez "don't worry be happy" diyemez mi? Diyebilir ama demez. Çünkü işleri bitti. Onlara yaslanarak, güvenerek dünya lideri olunmaz. Ancak dünya maskarası olunur. Dünya liderliği akılla olur. Ayakları yere basan plan ve projelerle olur. Dahası sağlam irade ve milli bir kafayla olur. Plan, proje yerli değil. Akıl, fikir yerli değil, yol yordam ve kültür yerli değil. Yolsuzlukları örtme ve kapatma iradesine "sağlam irade" derseniz herkes size güler. Dün sabah metrobüs durağında iki vatandaş tartışıyor. Bir tanesi hükümeti dolayısıyla yolsuzlukları savunuyor diğeri, CHP'yi?Hükümeti savunan her şeye "komplo" diyor. Diğeri ise asıl komplonun din-iman edebiyatıyla hükümetin politikaları olduğunu söylüyor. Tartışma kızışınca AKP'li olan vatandaş, Tayyip Bey'in ağzıyla konuştu: "Kılıçtaroğlu SSK'ı batırdı" dedi.Adam haklı olarak "pes doğrusu ben ülkeyi batırdınız diyorum sen SSK diyorsun" dedi. Bu tartışmayı izlerken bir kez daha gördüm ki, bu iktidar bitmiş. Yolsuzlukları örtme konusunda gösterdiği "sağlam irade" bitişini daha da hızlandıracaktır. Bu bitiş iradesidir.
Bitiş iradesi