Türkiye, AKP eliyle düşürüldüğü cenderede son nefesini vermek üzere?Sıkıştıkça sıkışıyor. Çünkü ülkeyi idare edenler, ülke üzerinde hesabı olanlarla yıllardır stratejik ortak. Kuzunun kendini yeme hesabı yapan kurtla ittifak kurması gibi? Kuzu kurtla gezemez, bu doğa kanunudur. Küresel kurtlarla ittifak eden iktidar, devleti ve milleti bunlara yedirmek üzere? Bu uğurda bile bile iç barışını tehlikeye attı. ABD'den aldığı rolü, epey bir zaman din-iman süsüyle iç piyasaya yedirmeyi başardı. Sünni Blok'un başı oldu. Reyhanlı patlamasında ölenleri "50 Sünni vatandaşımız öldü" şeklinde açıklaması bu sebeptendi. Tam da ABD başkan yardımcısının istediği gibiydi işler: "Şii-Sünni diye İslam dünyası birbirlerini yesin, biz işimize bakalım" demişti. İktidar "Komşularla sıfır sorun" dedi ama tüm komşuların başına sırf sorun oldu. Mısır'ın bile içine dört parmağını birden soktu.Esad'ı devirmeyi devlet politikası haline getirdi. Devlet kurumları bu uğurda, adeta TIR'lattı. Tırlarla silahlar taşındığını dünya duydu. Sonuç ortada? Esat sapa sağlam yerinde, bizimki yüzde elli oyla sallantıda. Beğenmedikleri İnönü "büyük devletlerle ortaklık, katırla yatağa girmek gibidir" demişti. O ikinci dünya savaşına Türkiye'yi sokmazken, bu efendiler memleketi savaş kaybeden ülke durumuna düşürdüler. Sınırlarımız bile tartışma konusu yapılıyor.Herkesle kavgalıyız. Dışarıda böyleyiz de, içeride farklı mıyız?Hayır. Küresel Kurtların talepleri, küresel katırların çifteleri altında inim inim inliyoruz. Birlik düzen bozulmuş. Milletin varlık direkleri yıkılmış. Aile, Ordu ve Devlet kavramlarının içi boşaltılmış. Dini ve milli bütünlüğümüz tehlike sınırlarını çoktan aşmış ve parçalanma sürecini dahi tamamlamıştır. Bir kıvılcım yok olmaya yeter adeta.İktidarı elinde tutanlarsa, kapağı Cumhurbaşkanlığına atıp birçok şeyde sıyrılma derdindeler. Bilmezler ki, cumhur yok olursa başkanı neye yarar.İşte tüm bu ahval ve şerait içinde, her şeyi çok önceden gören ve düşünen biri var. Çareler düşünen tezler üreten biri?Çeyrek yüz yıldır Anadolu'yu karış karış gezerek, 'dini ve milli bütünlüğümüzü tehdit eden unsurlar'ı anlattı. Milli Basın Kurultay'ları düzenledi. Bu konuda tezler yazdı. Eserler verdi. Siyasilere dosyalarla tehlikeleri haber verdi. Ülkenin içinde bulunduğu tehlikeleri çok önceden gördü ve uyardı ama kimse dikkate almadı. Dinlemedi?O bıkmadı, usanmadı, küsmedi?"Ben bu mücadeleyi son nefesim için veriyorum" dedi. İftiralara maruz kaldı. "Devletin Adamı", "Askerin Adamı" suçlamalarının muhatabı oldu. "Devletin adamı olsam, devlet bu halde olur mu?" cevabını verdi. Devleti ele geçirenler, baktılar ki devletin öyle bir adamı yok. Susup kaldılar."İş Baş'a düştü" diyerek, parti kurdu doğrudan milletine gitti. "Ey millet! Sizi bölmek istiyorlar. Sizi parçalamak istiyorlar. Alevi- Sünni diye ayrıştırmak istiyorlar" dedi. Kimse tınmadı. ABD'nin 12 Eylül hediyesi olan yüzde on barajı, insanların zihninde baraj oluşturmuştu. O, Yine vazgeçmedi. Milletinin karnını doyurmanın, üstünü giydirmenin projelerini hazırladı.Öyle bir tez ve proje geliştirdi ki, dünyanın gündemine oturdu. Mekke'de dikkate alınmayan efendimizin, Medine'de devlet olması kaderi adeta onda tecelli etti. Ülkesinde gizlenilen, görmezden gelinen tezleri, dünya da devletlerin milli politikaları haline geldi. Bu tez etrafında bloklar oluştu. Avrasya Birliği gibi yeni birlikler tesis edildi.Batının tüm tezlerini çürüttü. Kapilatizm'i ve Sosyalizm'i tarihe gömdü. Dünyanın sınırsız kaynaklarını, insanlığın gözleri önüne serdi. Damla arayan insanlığa, okyanuslar sundu. Kabul etmek lazım, bu en çok bizim insanımızı şaşkına çevirdi. Vatandaşı olduğu devletin kendine "Vatandaşlık Maaşı" vermesi duyulmuş görülmüş şey değildi. Ev hanımlarına, gördükleri ev işleri karşılığında devletin ödemesi Kapitalizm'le olacak şey değildi.Hâlbuki şaşılacak bir şey yoktu. Biz Müslüman'ız, Musa'nın Asası'nı duymadık mı? Sihirbazların sihrini bitiren asaya inanıyoruz da, küresel oyuncuların oyunlarını bozan, ekonomik tezlerini çürüten bir akla ve bir Baş'a niye inanmıyoruz? İnanmadık ta ne oldu? Sürünüyoruz. Sıkıştırıldığımız cenderede, boğulmak üzereyiz. Dünya ondan ekmek yiyor. Biz ellerimiz böğrümüzde, BOP'tan sorunlarla boğuşuyoruz. Türkiye karar versin sorunları 24 saatte çözülür. Buna terör sorunu da dâhil. Sorunlarımız Baş'ı dinlememekten kangrenleşti. "Dost Baş'a, düşman ayağa bakar" demişler.Kendimizin dostu olalım. Ülkemizin dostu olalım. Partiyi pırtıyı bir kenara bırakalım. "Tezim uygulansın partimi kapatırım" diyen bir insan bu ülkenin gerçek sahibidir. Yarın Cuma? Tarihi bir gün, yaşayacağız. Rusya'dan devlet adamları ve akademisyenler gelecekler. Milli Ekonomi Modeli'nden ve Prof. Dr. Haydar Baş'tan daha fazla istifade için, Rusya Devlet Duması yetkilileriyle Sayın Baş arasında mutabakat zaptı imzalanacak. Buna sevinelim mi, üzülelim mi? Siz karar verin. Ben, bir Türk'ün dünyaya bedel olduğunu görerek sevinirken, ülkemin ecnebinin keyfi için getirildiği noktaya üzülüyorum.
Dost Baş'a bakar!