Bayrak olayını konuşamadan, Musul olayı çıktı. Eski vilayetimiz Musul, Türkmen şehri Musul, AKP hükümeti ile unutulan Musul, kendini bize bu olayla yeniden hatırlattı. Hem de, hiç olmadık bir zamanda. Diyarbakır askeri üssün tam içinde, bayrağının gönder de indirilmesinin tam ardından?Akla şu soru geliyor, bayrağına sahip çıkmayan bir irade, Türkmen kenti Musul'u Barzani'ye kaptıran bir zihniyet, Musul'a nasıl sahip çıksın? Geçtik Musul'u kaçırılan vatandaşlarını nasıl kurtarsın? Değneğin artık iki tarafı değil, her tarafı kirli! İnsan neresinden tutacağını şaşırıyor. Hatta olayın neresini konuşacağını bile?IŞİD'i mi konuşalım? İktidarın bu örgütle, dünyaya malum olan ilişkilerini mi konuşalım? Yoksa tıpkı Suriye'de Esad'ın Şiiliği konu edilerek hedefe oturtulan, oyunların tam hedefinde ki Maliki'yi mi? Veya dış meseleleri yaklaşan seçimlere malzeme yapan iktidarı mı konuşalım? Hepsi iç içe geçmiş girift olaylar. Bikere bu olayın ikinci "Çuval" vakası olduğunun altını çizelim. İlkinde ABD'nin deniz piyadeleri dostlukla yaklaşıyor, sonra binanın etrafı sarılıyor. Ardından Ankara'dan alındığı söylenen telefon talimatıyla, askerlerimiz tepkisiz bir şekilde çuvala girmeyi kabul ediyor. O günü orada "vatan sağ olsun" denilerek teslimi-ruh yapılsaydı, sonraları ne Silivri yaşanırdı, ne "Ergenekon", ne "Kumpas", nede "Balyoz"?"Çuval" olayı bir yoklamaydı. O bir tepki ölçümüydü. Sonrası malum?Şimdi ise, yer Musul?Bu defa, ABD'nin ağzı tekbirle, suratı kıllı, ayağı terlikli, piyadeleri işbaşında? Üstelik olayın birkaç saat öncesinde Meclis'te bir muhalefet milletvekili "şuan Musul'da konsolosluğumuz IŞİD tarafından ele geçirilmek üzere" uyarısı yapıyor. Ne 'Dünya Lideri'nden bir açıklama oluyor, nede Sayın Vekil'in sözünün bir kıymeti oluyor. Tıpkı Soma uyarısı gibi güme gidiyor. Hâlbuki o dakikalar işe koyulmuş olsalardı, bugün bu sonuç olmazdı.Ve bugün duyuyoruz ki, tıpkı birinci çuval olayından olduğu gibi Ankara'dan "karşılık vermeyin!" talimatı verilmiş. Davutoğlu Ahmet işi tivit atarak idare ediyor. Devlet Erkânı güya toplantı yapıyor. Kamuoyuna sunulan fotoğraf, içler acısı. Sanki bir bakkalda toplanılmış. Küçücük bir oda ve masa etrafına sıkışmış zevat.Tek dileğimiz o insanların burunlarının kanamadan ailelerine kavuşmaları?IŞİD örgütü muhtemelen para ve takas isteyecek. Niğde'de askerlerimizi şehit ettikten sonra yakalanan, şeytan suratlı üyesini istemeyi unutmazlar. Artı, birkaç milyon dolar para koparırlar Türkiye'den. İktidar vermeye alışmış nasıl olsa. Örtülü ödenekten milyarların aktığı ve hükümetin Sayıştay'ın işini yapmasına engel olduğu, basına yansımıştı.İşin; Barzani, Irak ve Türkiye boyutu asıl çok daha önemli.Barzani ile gurur duyan iktidar cenahı, bu olayı kullanarak Türkiye'yi tam anlamıyla Barzani'ye mahkûm edecek. Barzani çok zamandır, "bağımsızlık" deyip duruyordu zaten. Barzani'nin kucağına itilen Türkmenleri Barzani güya korumuş olacak. Bunun propagandasını yapacaklar içerde. Barzani ile artık sadece AKP'lilerin değil, geniş halk kitlelerinin gurur duyması sağlanacak. Türk kamuoyunu buna hazırlıyorlar. Belki de IŞİD'e, Türkiye-Barzani birlikte operasyon bile yapacak. Ardından Irak, resmen bölünecek. Irak hükümetinin Kürtleri, Sünnileri korumadığı iddia edilerek, Barzani bağımsızlık ilan edecek. Türkiye'de bunu kabul edecek. Şii-Sünni ve Kürt ayrımı bu olaydan sonra, Irak'ta tamamlanmış olacak.Büyük İsrail hedefli altın vuruş Türkiye'ye yapılmış olacak.Birinci "Çuval" vakasından sonra Irak'ta yapılmak istenen, 'İkinci çuval Vakası'yla tamamlanmış olacak. Birinci olayda Türk ordusu çuvala sokulmuştu. İkinci olayda Türk milleti çuvala sokulacak. Hem de hiç, çıkmamak üzere?Sonrasında sıra, Irak'ta kurulan 'Kürt Devleti'nin parçalarını toplamaya gelecek. Ülke içerisinde operasyon ve provokasyonlar birbirlerini izleyecek. İnşallah bu söylediklerimiz gerçekleşmez. Ancak yol haritası bunu gösteriyor. İnşallah Kürt kardeşlerimiz başta olmak üzere hemen hepimiz, tarihte yaşananlardan ders alırız. Bize reva görülen çuvalı, birlik silahıyla delmek dileğiyle?
İkinci "Çuval" vakası!