Bir kaç gün yazılarıma ara vermek zorunda kaldım. Eskilerin ifadesiyle "gözüme perde inmiş"?Geçenlerde rüyamda Prof. Dr. Haydar Baş hocamı görmüştüm. Bana, "sağ gözünü kapat, sol gözünle bana bak" dedi. Bende denileni yaptım. "Beni görüyor musun?" diye sordu. Sağ gözüm kapalı olunca, gerçekten sol gözümle görmemiştim. "Hayır, görmüyorum" deyince. "Neden gözlerini ihmal ediyorsun?" dedi.Yaa, sevgili dostlar!Baş Hocam, bizlere sadece doğruyu göstermiyor. Doğruyu görecek sağlıklı bir gözü muhafaza etmemiz için de gerektiğinde böyle uyarıyor. Hem de rüyanda bile?Gerçekte ne kadar uyarıyor, varın siz düşünün. Sonsuz kez teşekkür eder ellerinden öperim. O bize bir harf değil, sonsuz olan bir hayatı öğretti.Tedavi için soluğu Meltem Hastanesi'nde aldım. Meltem Hastanesi, her şeyin para olduğu bu devirde, gönül rahatlığıyla canınızı teslim edeceğiniz bir kurum. Başhekim Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi Bey, çok başarılı ve disiplinli bir insan? Adı, bulduğu bir hastalıkla tıp literatürüne geçmiştir.Başhekim Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi Bey, beni göz doktorlarına emanet etti. Onlarda sağ olsunlar çok başarılı bir ameliyat yaptılar. Yani gözüme inmiş perde, ehlince alındı. Kafamı teslim etmiştim doktorlara, perdeden kurtulmak için. Buna mecburuz yoksa öyle hayatı "perdeli" görecektik. Veya kör olup hiç göremeyecektik. Allah razı olsun hepsinden. Siz, siz olun, gözünüzün kıymetini bilin. Allah'ın en büyük nimetlerinden?Görme olayı, yaratanın bir mucizesi. Görmeden ne yaparız?Ya, gözler olduğu halde görmemek, ne kadar acı? "Onların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar?" uyarısına muhatap olmak?Ya da, yanlış görmek?Hakkı batıl, batılı hak görmek gibi mesela?Ne büyük bir nasipsizlik?Oysa bir göreni görmek, bir duyanı duymak; bizleri bu nasipsizlikten kurtarabilir. O da nasip olmayınca, maalesef olaylara bir Müslüman gibi bakmak mümkün olmuyor. Birde bakıyorsunuz sakal, cübbe yerinde ama bakış Amerikan veya İsrail bakışı?Onların zalim dediklerine "zalim", katil dediklerine "katil" diyorlar. Buna mukabil gerçek zalim ve katiller ise görmezden geliniyor.Dünyaya bakışta sakatlık olunca; Firavun ile Musa, Nemrut ile İbrahim pekâlâ karıştırıla biliniyor. Hatta Yezid ile Hz. Hüseyin bile?Adamlar milyonlarca Müslüman'ı yakan BOP ateşine ya odun taşıdılar, ya silah?Buna rağmen şimdi kalkmış utanmadan, sıkılmadan "Hüseyin Taraftarı" olduklarını iddia ediyorlar. Basın-yayın kuruluşları olarak ABD ve İsrail ile aynı tarafta Esad'a karşı savaştıklarını, ne de çabuk unutmuşlar.Sürekli gerçekleri saptırarak "fasıkça" haberler yaptılar. Fasığın getirdiği haberin araştırılmasını emreden Peygamberimizin uyarısını bile hatırlardan çıkardılar. Çünkü kimse fasığın "İslamcı" veya "nurcu" kimliğine bürüneceğini akıl edemezdi.Ama olaylara "MÜ'MİN FERASETİ" ile bakanların gözlerinden bir şey kaçmaz. Onları hiçbir elbise yanıltmaz. Çünkü onların gözleri, elbise içindekilerin ciğerlerini bile görürler. Onların gözleri X-RAY cihazından da öte?Gerçekler öyle çul, çaputla bu insanların gözlerinden kaçırılamaz.Onlar ehil bir doktor tarafından gözlerindeki perdeleri çok önceden aldırmış, "gözlerin bugün keskin görüyor" hitabına mazhar olmuş insanlardır.İşte bu gözler yanılmaz. Göl görülenleri, o gözler çöl görüyorsa çöldür.Şimdi Suriye olayına "göl" diyenler yanlış görmenin bedelini ödüyorlar. Allah'ın tokadını yediler, darmadağın oldular.Yanlış veya eksik görmek öyle basite alınacak bir durum değildir. Gözlerinizi doğru görene göre ayarlayın. Uyarılmak için benim kadar şanslı olmaya bilirisiniz!Gözlerinize iyi bakın!
Gözlerinize iyi bakın!