Rahmetli Celal Mısır Hocamdan yıllar önce dinlemiştim.Büyük mutasavvıf, Hak dostu Hacı Mustafa Hayri Öğüt hazretleri bir talebesini ziyarete gider. Talebesinin ise o güne kadar hiç insanlara saldırdığı görülmemiş, bir köpeği varmış. Havladığı bile nerdeyse duyulmamış?Kılları dökülmüş, zayıf, beyaz bir köpek.Kısaca, köse ak it!..Hayri Baba hazretleri bahçeden içeri adımını atar atmaz köse ak it öyle bir hücum eder ki, sahibi dahil herkes şaşırıp kalır. Ön ayaklarını kaldırır tam Hayri Baba'nın üzerine atlayacağı sırada öylece dona kalır.Ayakta öylece kalakalmış ibretlik bir halde? Allah dostunu ısırmak kolay mı öyle? İt de olsa, itliğine müsaade etmeyecek bir 'el' elbet vardır.Ak it saldırısında Hak, şer yerine bir hayır yaratmış yani? Hayır da şer de, Allah'tandır şüphesiz?Sonra köse ak it'in sahibi sormuş Hayri Baba hazretlerine "baba bu köpeği ben bir enik iken getirdim. Bir insana saldırması asla söz konusu olmamıştır. Havladığı bile görülmüş, duyulmuş şey değil. Bu nasıl iştir anlamadım, hikmeti nedir acaba?" diye sorar.Hacı Mustafa Öğüt Hazretleri buyurmuş ki; "Köpek bizde kendini gördü, saldırdığı biz değiliz evlat."Köse ak it, insan-ı kâmil aynasında kendisini görmüş. Ben bu olayı dinleyinceye kadar zannederdim ki, kâmil insan aynasından sadece insanlar kendini görür. Oysa itler de kendilerini görüyormuş!Bu olay bize efendimizin devrisaadetlerinde vuku bulmuş bir olayı da hatırlatıyor. Efendimiz sahabelerle bir yerde otururlarken, Ebucehil geliyor; "Ya Muhammed ne kadar çirkinsin" diye laf atıyor. Efendimiz cahillerin atasına cevap vermiyor. Sessizce "güzel" diyor.Biraz sonra Hz. Ebubekir geliyor.Selam verdikten sonra; "Ya Resûlullah! Ne kadar güzelsin" buyurur. Efendimiz tebessüm buyurarak yine "güzel" diyor. Sahabeler; "Ey Allah'ın Resûlü sana çirkin diyene de güzel dedin, güzel diyene de, hikmet nedir?" diye sorarlar.Efendimiz; "Biz bir aynayız bize bakan kendini görür" buyurmuş. Ayrıca efendimiz "Mü'min, mü'min'in aynasıdır" diye de bir başka hadislerinde yine ifade buyurmuşlar. İlmiyle amil âlimler ve ariflerin tüm varlığa ayna olduğu peygamberin hadislerinde haber verdiği bir gerçektir.Yani her türlü iti, kopuğu kendini bu aynadan görüp onlara saldıra bilir! Tıpkı köse ak it gibi?Gördükleri kendi nefisleridir.Eğer kâmil insan aynasından gördüğü bir hayvansa, nefsi o hayvana benziyor demektir. Yok, kâmil insana bakıp ta, Nemrut'u hatırlıyorsa bilmiş olmalı ki onun nefsi hiç iman etmemiştir. Asıl iman, nefse kabul ettirilen imandır. Yani nefis ne kadar kabul etmişse kişi gerçekte o kadar Müslüman'dır.İman, dil ile ikrar kalp ile tasdiktir. Ancak mutasavvıflar "terbiye edilmemiş her nefs, emmare makamındadır" derler. Yani inkâr makamında, Nemrut'un makamında olur.İnsanın nefsine iman ettirmesi öyle kolay hadise değil?İçinde bir ömür, nefsi dipdiri kalır Nemrut gibi kâfirce yaşar. Yani bu işler öyle sakalla, çulla, çaputla olmaz. Aksi halde kâmil bir Müslüman'ı gördün mü "köse ak it" gibi havlar, elin, ayağınla havada donar kalırsın?Haa, bu arada, Nemrut nefisliler, ecnebiyle çok iyi anlaşırlar. Çünkü içlerindeki gâvurluk, gâvurla kolay iletişime geçmeyi sağlar, hemen kanka olurlar. İngiliz Kraliyet ailesiyle dost olur, davetlerine katılır ve kendilerini sanki evlerinde hissederler. Yani hiç rahatsız olmazlar, ancak Müslüman'ın varlığı bile bunları çok rahatsız eder. İngiliz'in dostlarına dost düşmanlarına düşman olurlar. Atatürk İngiliz'in düşmanı olduğu için, merhumun sülalesine bile düşman kesilirler. Bakmayın öyle bunların din-iman sözlerine, bunlar Nemrut'tan akrabalar ecnebiye? İngiliz casuslarını da, hep evliya diye anlatmıyorlar mı bu millete yıllardır. Ülkeyi kurtaranlar bunlara göre dinsiz, satanlar evliya?İngiliz casuslarını evliya bilmeleri de bu sebepten?Bu millete kazık atan üç İngiliz casusu "evliya" diye tanıtılmıştır. Üç Sait?Üçü de casus?Üçü de 'Köse ak it' gillerden yani?
Köse ak it