Türkiye’de demokrasi yanlış algılanıyor. Eğer askerler siyasete müdahale ederse bunun adı darbe, ABD müdahale eder, şekil ve yön verirse bunun adı da demokrasi oluyor!
Ülkemizde askeri müdahalelerin tamamı ABD tarafından yaptırılmıştır. Yani siyasetimiz hep ABD eliyle şekil değiştirmektedir.12 Eylül müdahalesinde “bizim çocuklar başardı” diyen ABD yetkilileri, müdahalenin hemen ardından sivil bir “Çocuğunu” iş başına getirmiştir.
28 Şubat’ın yıl dönümü dolayısıyla yapılan konuşmalara, tartışmalara bakıyorum; hiçbiri gerçek failden bahsetmiyor. Hepsi mağdurluktan söz ediyor, ancak bunlardan hiçbiri mağdura da benzemiyor.
Sözü edilen mağdurlara bakıyorsun; 28 Şubat yapılırken Dışişleri bakanıydı şimdi Cumhurbaşkanı, belediye başkanı şimdi Başbakan, diğerleri de hepsi vekil, bakan, belediye başkanı ama hepsi de koro halinde ağlıyorlar “mağduruz” diye. Böyle mağdurluğa can kurban, bu mağdurluk bir Amerikan filmi olsa gerek.
“28 Şubat askere yapılmış bir CIA operasyonudur” bu sözlerin sahibi; 28 Şubat’ın gerçek mağduru Prof. Dr. Haydar Baş’tır. Asker bu operasyonda en zararlı çıkan taraftır ve maalesef bu oyunları görememiştir. Vatandaşın gözünde itibarını kaybederek ABD’nin oyunlarına alet olmuşlardır.
Müdahalelerin arkasındaki gerçek faili ise görmüyor ya da görmek istemiyorlar. Bütün askeri darbeleri ABD’nin ve NATO’nun yaptığını, ardından da kurulan hükümetleri, hesaplarına çalışmak şartıyla işbaşı yaptıklarını görmemek, körlük değilse hainliktir.
28 Şubat’ın yıldönümünde AKP iktidarının yedek parçaları meydanlara çıkmış darbeyi kınıyorlar. Tamam, güzel, kınayalım ama neden ABD’nin asker eliyle yaptıklarına karşı oluyoruz da siyaset eliyle yaptıklarına alkış tutuyoruz? Tepkileriniz dahi ABD projelerine hizmet ediyor.
Onların işgallerine, milyonlarca Müslümanın ölümüne, neden sessizsiniz? Neden İsrail kalkanına söylenecek sözünüz yok, Suriye’ye müdahale konusunda üç maymunu oynuyorsunuz?
Darbelere karşısınız, ama hepiniz Amerikancısınız bu nasıl olur?
Bizim darbe karşıtlarımızı bile ABD örgütlüyor, vay halimize… Darbe karşıtlarının çoğunluğu demokrat geçiniyor. ABD’nin demokrasi dediğine, bunlar da demokrasi diyor. Mesela bunlara göre Arap Birliği üyeleri hepsi demokrat, ancak Suriye yönetimi darbeci çünkü Suriye yönetimi ABD’ye karşı.
Bu darbe karşıtlığı değil, millet karşıtlığıdır. Amerikan taraftarlığıdır. Amerika’nın asker eliyle siyasete müdahalesine darbe, Siyaset, ya da bürokrat eliyle müdahalesine demokrasi diyenler, kirli bir oyunun parçasıdırlar.
Bunlar ABD ile aynı taraftalar, maksatları da daha demokrat bir Türkiye değil. Maksatları; darbe karşıtlığını kullanarak, bölünmüş ve parçalanmış Türkiye’yi oluşturmaktır. Obama, AKP, BDP, APO, Barzani, sözde demokrat ve çakma mağdurların hepsi yeni Anayasa diyor, sizce de bu işte bir gariplik yok mu?
ABD’nin asker eliyle siyasete müdahalesi yerini şu an siyaset ve bürokrasiler eliyle müdahale almıştır. Bu yolla hedeflediği neticeleri aldıktan sonra tekrar askeri müdahale yolunu seçmesi mümkündür.
Siyasete müdahale şekillerini tartışıp vakit kaybedeceğimize; kimlerin yaptığı ve hangi sonuçları aldıklarını, kimlerin kullanıldıklarını görmek en iyisidir.
Bütün bunlardan kurtulmamızın yegâne yolu bağımsız bir siyaset geliştirip uşak olmaya son vererek, Bağımsız Türkiye’yi kurmaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş önümüzde, bize düşen peşinden gitmektir.