Sayın Tayyip Erdoğan’ın çalışma odasında böcek bulunmuş. Tabi biz görmedik, duyduk… Nasıl bir böcek? Salya ve sümüğü olan, Sümüklü böcek bir böcek midir? Kim koymuş, nasıl koymuş onu biz bilemeyiz… Ama Salya, sümük deyince, aklıma salya sümük familyasını da getirmedi değil… Günahlarını almayalım… Ama her taşın altında çıktıkları için, çalışma odasında da çıkmış olabilirler…
Üstelik günahı çok olanların, günahını almak… Aman Allah korusun. Allah’tan ki “Rabbin aciz ”kullarının günahını almak söz konusu olmuyor. Yoksa yandık… Yani münafıkların günahı alınmıyor. Onu demek istedim…
Neyse… Böceğe dönecek olursak…
Bu böcekte ben Atlantik kokusu alıyorum. Yani böcek, yerli değil… Yerli böcekler o kadar saygısız olmaz… En azından kendi hükümdarının sarayına girecek kadar! Girmez… Üstelik Sayın Erdoğan’ın sarayına böcek nasıl girsin? “Ampule üşüşen sinekler” her yerden girer. Bacadan, pencereden… Onlarla mücadele imkânsız…
Üstelik sineklerin ampule üşüşmesi de doğal… Çünkü sinek, ampul ışığına koşarken, güneş ışığından kaçar. Hele ampul de “bal kokusu…” almışlarsa… “bal tutan parmağı yalamak” için küme küme üşüşürler…
Fakat böcek farklı bir durum… Bölge ve toprak analizi şart…
Tayyip Bey, Kısıklı mahallesinde oturur, aynı mahalledeniz. Bu mahalle çok güzeldir. Çok böcek oluşturacak bir toprak yapısı da yok… Ancak burada, Atlantik ile Amentüde ittifak edenlerin doğal yaşam alanları mevcut…
Malum bunlarda çok kurtlu ve böceklidirler. Böcek ve kurtlarını dökmek için sık sık kilise duvarlarına sürtünür, papaz tütsüsü ile dumanlanırlar.
Böcek konusunda başka neler yapılabilir?
Saraya giren çıkanlara dikkat etmek gerekir. Ama tabii ki akraba, eş dosttan şüphelenmek yersiz… En son saraya Joe Biden gelmişti. Amerikan ikinci başkanı… Hani Sayın Başbakan ameliyattan yeni çıkmıştı ya… Ölecek mi diye, kontrole gelen adam. Bu deyyus acaba, böceklerini buraya bırakmış olabilir mi?
Hedefi ne olabilir böceklerin?
Başbakan’ın Fidan’ları hedef alınmış olabilir. Tabii fidan peşinde koşanlara sormak lazım… Böcek Fidan’lara zarar verir mi? Verir… Hem de öyle verir ki, sonunda güzelim Fidan, Atlantik’in hıyar bostanına korkuluk olur. Böcek deyip geçmemek gerek…
Hele araziye göre renk değiştiren böcekler çok tehlikelidir. Bunların tespiti de çok zor… Bunlardan kurtulmak için belki de koca sarayı yakmak lazım. Ama Sayın Başbakan böcek için sarayını yakmaz…
Bilirim sarayı yakmaz ama devleti yakar… Devlet dediysem, derin devleti kastettim canım… Yoksa koskoca Başbakan, doksan yıllık Türkiye Cumhuriyeti devletini bir böcek uğruna yakacak değil elbet… Devleti ele geçirdiler ama “derin devleti” bir türlü ele geçiremediler! Çünkü yanlış yerde arıyorlar. NATO’da arasalar hemen bulacaklar. Böcekleri kovalasın önlerine NATO çıkar.
İlahi Başbakan… Hala ağlıyor, “güçsüzüm…” diye. “Kuvvetleri birleştirmek lazım, bu yüzden sarayımı böcekler sardı…” demez inşallah. Bu ileride kurulacak AKP krallığına gölge düşürür!
Hem sarayda oturacaksın, hem de böcekten şikâyet edeceksin olmaz öyle şey. Üstelik de sarayın böceklerinden…
Sayın Başbakan bizce rol yapıyor yine… Asla böceklerine dokundurmaz. Denemesi bedava…
Çünkü O’nun derdi çiçekle, böcekle değil, sistemle…