Yüzlerinizi Ali’den Papa’ya çevirmeyin!

Vatikan projesi olan “Dinlerarası Diyalog” illeti, şimdi de Şii dünyayı sarmaya başladı. Papa’nın Irak ziyareti ile ete kemiğe bürünen amaç, Şii “alimlerince” yedirilmeye çalışılıyor. 20 yıl önce “fetocuların” Papa’ya dizdikleri övgüleri şimdi, Şii bazı sözde “alimler” diziyorlar.

Papa’nın bu ziyareti, kabul edilmemeliydi” dediğimizde, Papa’ya gösterilen hoşgörü bizlere gösterilmedi. “Rahmani” olmayan bu anlayıştan dönmeleri için yaptığımız uyarıya karşılık, sosyal medya hesabından bizlere “engel” attılar.

Papa sizlere çengel attı , siz bizlere engel attınız!

Kardeşliğimizi Papa’ya feda ettiniz!

Yazıklar olsun!

Gülen’in Papa’ya verdiği mektup ile aslında vatan verildiğini, Türk milleti, 15 Temmuz’da, başlarına bomba yağınca anladı. “Ey Haydar Hoca! Sen nasıl çözdün!” demekte imtina etseler de, Türkiye’de “Diyalog” işine taş koyanın, kim olduğu Baş’tan belli.

Dinlerarası Diyalog ‘un “fetöcülük” olduğu, Milli Güvenlik sorunu olduğu, ulusal tehdit olduğu, devlet aklına yerleşti. Türkiye’de oturup, Şii/Caferi kardeşlerimize “Diyalog” zehri zerk edenler “Allah katında Din İslam’dır” ayetine çarptıkları gibi devlete  çarptıklarını da bilmeleri gerekir.

FETÖ’den doğan boşluğu ABD, Irak Şii ulemalarıyla doldurmaya çalışıyorlar. Sadece bu kadar da değil, Mısır’da El-Ezher Şeyhi ile doldurmaya çalışıyorlar. Suud Kralı ile doldurmaya çalışıyorlar.

Şii kardeşlerimiz, Ehl-i Beyt’i bırakıp Papa’ya dönemezler. Ama bunun için “aracılar” devrede olursa, olmaz diye bir şey yok.

“Dinlerarası Diyalog” yoktur, çünkü “dinler” yok, din var. Allah katında din İslam’dır. Din çoktur ama hiç biri Allah’ın dini değil. Eğer Müslüman isek!

Müslüman olanlar için din, sadece İslam’dır, bu konuda hangi alim ne derse desin, konu yoruma kapalıdır. Nurcular ne derdi “sen hoca efendiden iyi mi biliyorsun!”, şimdi aynı hataya, Şii kardeşlerimiz düşüyor.

“Sen, filan alimden iyi mi biliyorsun!”

Dinlerarası Diyalog, Vatikan Projesi olmakla birlikte, Büyük Ortadoğu Projesi/BOP ve de Büyük İsrail Projesi’dir. Diyalog neden Müslüman topraklarda yapılıyor, çünkü Büyük İsrail, Müslümanlara ait topraklarda inşa ediliyor.

 Ziyaret Irak’a yapıldı ama ilginçtir Türkiye’de bazı Şii arkadaşlar Papa’ya ziyarete methiyeler diziyorlar: “Papa edebiyle gelmiş, edeple karşılanmışmış!”

Şu kafaya bakar mısınız!

Bu nasıl “edep” ki Irak’ta 4 milyon Müslüman öldü. Yüz binlerce kadının namusu kirletildi. Ebugarip hapishanesindeki “Nur Bacı”nın, “gelin bizleri öldürün, bunların piçlerini doğurmayalım!” çığlıkları nasıl unutulur.

Papa Irak’a haçıyla geldi, topu tüfeğiyle geldi. Senin gözlerin kör, kulağın sağırsa, ben ne yapayım!

Yüzlerinizi  Ali’den Papa’ya çevirmeyin!

Alimin yüzü Ehl-i Beyt’e dönüktür, zalimin yüzü ise Papa’ya…Kendinize gelin!

Ve Papa ziyareti sonrası Vatikan’dan Irak’a heyet gelmiş, bu Şii “ulemadan” da Vatikan’a gidenler olmuş. Ört ki öleyim!

Prof. Dr. Haydar Baş merhumun uyarılarını bizler, 1997’den beri “nursuzlara” aktardığımızda “Hıristiyanlar cennete girse, cennette yerin mi daralır!” diye ipe sapa gelmez cevaplar verirlerdi. Meğer adamlar, gemiyi Vatikan’a Nursi’den beri çevirmişler de, haberimiz yok!

“Papa ziyaret etmiş, kabul etmesinler mi?”, “Müslüman’a yakışan tevazudur!” gibi sözlerle, olay yumuşatılıyor. Ilımlı İslam Projesi, budur işte. Bu projenin Sünni ayağı tamam, Şii ayağı hallediliyor.

Papa, Şii ile Sünni’yi birbirine kırdırır, çünkü arada şeytan var. Oysa Baş Hoca merhum 2011 yılında Irak’a gitmiş, Irak ulemasını uyarmıştı. Ta o zaman demişti ki “Vatikan, Necef’e el attı, dikkat edin!”

Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt” diye onlarca yıldır, binlerce program icra ettiler. Allah, sonsuz rahmet eylesin. Bunlar hem yazılı hem görsel medyada mevcut. Ve gel gör ki bu küresel proje karşısında duran Haydar Hoca bugün yok.

Ancak O’nun bu iman duruşunu, hatırlatmaya devam edeceğiz. O’nun hikmet duruşunu, O’nun, milli ve ulusal duruşunu, anlatmaya ve yazmaya devam edeceğiz.

Allah, bu illetten hem Şii/Caferi, hem de Sünni kardeşlerimizi korusun. Papa’ya güzellemeler dizen “alim” kılıklı şeytanların değil, Ehl-i Beyt’i örnek alsınlar. Ehl-i Kitaba değil, Ehl-i Beyt’e yönelsinler. Ehl-i Beyt’i bırakıp, Ehl-i Kitab’a yönelirlerse, ne ellerinde vatanları kalır, ne de kalplerinde imanları…

Dost acı söyler, sözlerim sahiplerine ulaşır. Onlar kendilerini bilirler. Yoksa Ehl-i Beyt’e sımsıkı sarılmış, bütün canlara, canımız feda…

 

0 YORUM

YORUM EKLE

You may also like...