Akit’i temizleyecek sabun yok!

İktidar yalakası Akit, yine, “Akit”lik yapıp, Yeni Mesaj’a saldırdı. Gazetemiz Yeni Mesaj, İBB Başkanı İmamoğlu’nun, “Yaptığı zamlardan değil de, ‘tuttuğu sözlerden’ bahsetmiş”miş!

Kafaya bak!

Sanki, İmamoğlu iktidar!

Doğalgaz, elektrik başta olmak üzere, her şeye zammı yapan, İmamoğlu!

Ülkeyi batıran da, İmamoğlu!

Yeni başkanlık koltuğuna oturmuş birisine fırsat vermek, gerekmez mi? 

Cesaret verip, “sözlerini unutmadı” demek, kötü bir şey mi!

İnsaf, izan, bunu gerektirmez mi!

Haklısınız, sizde olmayan bir şey!

Yalan, dolan, saltanatınıza İstanbul’da, son verdiği için acısı, bir türlü geçmiyor değil mi!

Merak etmeyin;

Kirli iktidarınızı, İmamoğlu, iki defa yendi, üçüncü defa yenecek!

İktidarınızı, yalakalarınızla birlikte, o Kanal’a gömecek!

Neden bilir musunuz?

Bu İmamoğlu’nun kudretinden değil, yalan ve talan iktidarınızın vadesi doldu!

Ne yaparsanız yapın!

Kime saldırırsanız, saldırın!

Saldırılarınız, yıkılışınızı hızlandırır!

Hele de bize saldırılarınız, daha da hızlandırır.

Bugüne kadar, Akit’den gelen saldırıların, içlerindeki FETÖ bağlantılarından geldiğini, müşahade ettik. Bunu kendileriyle de paylaştık, bir iki kişinin görevine son verdiler. Akit’in bitlerini biz temizleyemeyiz ki!

Değil mi ama!..

Gülen’in Papa’ya mektup verdiği, Şubat 1998’den beri, Türkiye’de herkesi uyardığımız gibi bu gazeteyi de uyardık. İsmi lazım değil(gerekirse veririz), yönetcisi, “Siz böyle diyorsunuz da Sabri Bey, Asyabank ile reklam bağlantımız var, karşımıza alamayız” demişti. 

Sayın Dilipak, “AKP’yi bugün FETÖ dediklerimiz kurdu” diye, çok yerinde bir itiraf yapmıştı.

Akit, nasıl bir kirli “ittifak” içinde olduğunu görmek için bizi değil, kendi yazarını okusa yeter. Yine Dilipak, “Bu AKP’lilerin çoğu, FETÖ’cüdür” diyor.

Akit’in iktidarla ilişkisi, başında ki “ak” ibaresinden değil. “Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan” türündendir! 

Bu gazete başındaki “ak”ı kaldırsa, ortada sadece “sıfat” kalır.

Bu şekilde “sıfat” örtülüyor!

İyi böyle!

Neyse devam edelim:

Sayın Dilipak, Akit’in yalakalık yaptığı iktidarı, 11.08.2017’deki yazısında şöyle uyarıyor:

“Bakın, bizim haksız kazanç elde eden patronlara, politikacılara, bürokratlara, belediyecilere de söylüyorum, sizin paralarınızın nerelerde olduğu biliniyor. 

Dubai, Katar, İsviçre, Malta, İngiliz of Shore bankaları, Hong Kong, hepsi biliniyor. İçeride bir ihbar, Panama belgelerindeki bir kayıt işinizi bitirir. 

‘Parayı nereden bulduğunuz’u ispatlayamazsanız, bu hesaplar, birileri tarafından yolunduktan sonra, dünya bankasına aktarılır. Bu paranın peşine düşecek olursanız, Zarrab’ın gittiği yere giderseniz.”

Sayın Dilipak başka nediyor:

“Zaten Allah bunların belasını vermiş. Kiminin eline kan bulaşmış, kimi uyuşturucu kullanıyor, kimi kumara sarmış. Aile birkaç milyonu koymuş cebine bir sapa adam olsun diye göndermiş ama, haytaların iş yapacağı yok.. Bunların çocukları başlarına bela olacak bu gidişle”.

Keşke Erdoğan kamu güvenliği müsteşarlığı üzerinden kendi belediyelerini, kendi bakanlıklarını, tebdili kıyafetle bir denetletse. Bazı yerlerde durum gerçekten vahim…

Dünya ahvali böyle iken, bölgemiz kan gölüne dönmüşken, içeride bir de bu gerizekalı, ahmak, alçak hainlerle uğraşmak ağır geliyor insana.”

Gerçekten haklısınız, Sayın Dilipak!

“Bu gerizekalı, ahmak, alçak hainlerle uğraşmak ağır geliyor insana.”, 

Türkiye’de hiç bir şey yoksa da “arşiv” var. O kadar “arşiv” var ki, kim “FETÖ’nün siyasi ayağı”, kim “dini ayağı” hepsi biliniyor. Hepsi kayıt altında. Yani sadece Panama Belgeleri’nde değil, yenen her nane, kayıt altında. 

Akit yazarlarından kimler “hocaefendi” diye, Gülen’e medhiyeler dizmiş, belli. 17/25’i “milad” saysalar da kurtulamıyorlar.

“Gülen’i Ak Parti kurtardı” diye, Akit, manşetten “Hocaefendi”sine yapışmış. 29/11/2013’te Ak Parti  İstanbul milletvekili Bülent Turan’ın şu sözlerine yer veriyor: “Fethullah Hoca’yı AK Parti’nin yasa değişikliği kurtardı”

Akit’i temizleyecek sabun yok!

Şevki Yılmaz, neler yazmıştı, Akit, arşivine bir baksın. 13 Nisan 2013 tarihli yazısında nerdeyse Gülen’e “peygamber” diyecek. “Örnek bir şahsiyet” diye öve öve bitiremiyor. “Veli zat” demeye getiriyor. 

“Pensilvanya velisi” böyleymiş demek!

Akit’in kirli sayfalarında diline doladığı, Yeni Mesaj ise o tarihlerde, FETÖ’nün açtığı davalar yüzünden, adalet koridorlarında dolaşıyordu. O gün de FETÖ ile birlikte, Sayın Haydar Baş ile uğraşıyorlardı, bu gün de.

Toplamda, 40 bin sayfa dava açtı, “Akit”in “Hocaefendi”si!

Akit’i izana, insafa, davet etmiyorum çünkü bu onlarda yok. İnsaf olsaydı,iktidar yerine, milleti tutarlardı. Devleti tutarlardı. Bu devletin kurucusu Atatürk’e ve mübarek anasına, neler demediler.

Hepsi, kayıt altında!

Atatürk’e karşı “Akit”lik yapanların, Yeni Mesaj’a, Baş Hoca’ya yapmamaları, mümkün mü!

Prof. Dr. Haydar Baş’a karşı, bazılarının kini ve hasedi geçmez. 

Neden mi!

Bir, kıskançlık.

İki, hakikat aynası olması. Hakikat aynasında kişi, kendini görür. Düşünün, Akit aynaya bakıyor, ne yapar!

Saldırır.

Çünkü kendini görür.

Üç, Baş Hoca, bunların dayandığı tezi çürüttü. “Atatürk Dinsiz!” yalanını çöpe attı. Atatürk’ün soyuna laf eden bütün soysuzların, gözüne soktu, Gazi’nin soyağacını.

İktidardalar, 82 milyonun soyağacını çıkardılar da, bir kişinin mi soyağacını çıkaramadılar.

İşte bunu, Haydar Hoca çıkardı.

Patlamaları, çatlamaları, bundan!

Akit kafalar Atatürk’e “Müslüman değil” derken, Baş Hoca, “Atatürk velidir” dedi. Köşelerinde Gülen’e “veli” diyenler, tabi ki, rahatsız olurlar. 

Bu kesimin, Haydar Baş rahatsızlığı bitmez. 

Fakat Baş Hoca, bunları dahi, “adam edeyim!” derdinde. 

Biz “olmaz” gözüyle baksakta, o, “benim görevim bu” diyor. 

Belki de Baş Hoca’yı, farklı kılan tarafta bu…

Neyse!

Ben çıktım!

Taşlar bağlanmış, itler salınmış!

Aman kendinize dikkat edin!