Tencere tava / asıl dava

Millet ayaklanmış…Ellerinde tencere ve tavalarla “iş, aş” diye bağırıyor. İktidar kendine karşı olan her eylemi öylesine insani duygulardan mahrum olarak yorumluyor ve adlandırıyor ki, insanı hayretlere düşürüyor.Yüz binler yürüyor.Bu yüz binleri “üç beş çapulcu” diye adlandırıyor. Daha öncede Teröristle masaya oturma sürecine karşı çıkanları böyle adlandırmıştı.Şimdi de Tencere- tava tartışması… Yakında tencere ve tava iktidarın suç listesine girerse hiç şaşırmayın. “Allah’ın belası twitt” gibi! …Arkadaşım anlatıyor; mutfak tamiratta olunca tencere ve tava ile balkondaydık akşam, bina önünde de polis otosu duruyor. Eşimin elinde tencere ile kepçeyi görünce memur deliye döndü ve ‘ne yapacaksınız onunla’ dedi.İktidarın suç ve suçlu ile mücadele aşkına bir bakın lütfen!Nerden baksan bu zihniyet tam otuz yıldır “mağdurlara” oynadı. Gerçek mağduru ise on yıllık iktidarlarında hiç hatırlamadılar. Bu milletin ne yiyip ne içtiklerini, nasıl geçindiklerini hep kulak ardı ettiler.Ülkenin bakanı sekiz yüz lira ile geçinemediğini anlatan bir işçiye “çok kazanıyorsun, sekiz yüz lira gerçekten büyük para…” diyerek adeta dalga geçmişti.Ülkenin Başbakanı da farklı tavır izlememişti.“Tarımı destekliyorsun da biz bunu neden göremiyoruz? İktidara geldiğinizden beri anamızı ağlattın” diyen çiftçiye “ananı da al git” demişti. Ürettiklerini yollara saçan çiftçiye ise “ben sizin ürününüze pazar bulmak zorunda mıyım?” cevabı verilmişti.Sadece bu mu?Elbette hayır.İşçiye “size iş bulmak gibi bir mecburiyetim yoktur” sözü hafızalarda hala yerini koruyor.“Sana bir daha oy yok” diyen öğretmene “o oy senin cebinde kalsın” denilmiş ve atama bekleyen tam üç yüz bin öğretmen “cami avlusunda buğday bekleyen güvercinler” olarak adlandırılmıştı. “Yüzde elli” destek, bu iktidarı siyasi kibir sahibi yaparak adeta gözünü kör etmiş. Karışıklıklara halen bu kibir ve şaşı gözle bakıyorlar.Bu gün gençlerimiz işsizlikten ve aşsızlıktan evlenemiyor. Kızlarımız ve oğullarımız yuva kuramıyor. Bu, o kadar büyük sosyal bir yara ki… Üretilen ürüne pazar bulmayı ve gencine iş bulmayı kendi görevi saymayanlar, bu milletin evlatlarına yuva kurmayı, nasıl görevleri olarak bilsinler?İktidar AB’ye uyum adına Zina’yı suç olmaktan çıkardı. Bu gün bu iktidarın içki tartışması yaparak “dindar nesil” iddiası tam bir utanmazlıktır. Dindar nesil yetişmedi ama oldukça “kindar bir nesil” yetiştirdiler.Bugün yakılan araç görüntülerini öne çıkararak, milletin iş ve aş talebini saptırmak isteyenler, bu gençler kadar iktidarı da suçlamıyorlarsa maksatlıdırlar. İktidar iş başı yaptığında bu gençler on yaşındaydılar. İstemediğimiz bu görüntüler iktidarın eseridir.Gençler okullara gittiğinde harçlıkları olsa, Üniversitelerde okusalar, her bir genç vatandaşlık maaşı, anneleri ev hanımı artı vatandaşlık maaşı, babaları vatandaşlık maaşı artı dört bin lira asgari ücret almış olsaydı isyan ederler mi?Üstelik bu gençler okuyor.“İktidar ne yapsa mutlaka bir hikmeti vardır” şeklindeki inanan insan görünümlülerden değiller. Tam tersine “bu iktidar ne yapsa içinde mutlaka bir bit yeniği vardır” diye inanıyor. “Bir kişiye dokuz gazoz, dokuz kişiye bir gazoz” ekonomisinin içindeler. Türkiye’nin en zengin kırk dört kişisinin milli gelirin yüzde on beşini, geriye kalan yetmiş beş milyonun ise milli gelirin yüzde seksen beşiyle geçindiklerini biliyorlar.Sadece iktidarın işi zor değil…Küresel sermayelerin de işleri çok zor artık… Bu sermayeler ile el ele vermiş iktidar gibi, onların ülkemizdeki ekonomik ve siyasi hedeflerine omuz vermiş sağ ve sol muhalefetlerin de işleri zor, çünkü bunların hiçbir çözümleri yoktur.Bu ülkede tencere ve tava sesleri ancak içi dolunca kesilecektir. Bu da iş ve aş ile mümkün… Yani, “iş, aş Haydar Baş…”

Tencere tava / asıl dava

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön