Başbakan Erdoğan sadece bir partinin adayı?Sayın Ekmelettin İhsanoğlu ise görünüşte her ne kadar beş partinin adayı gibi gözükse de, gerçek öyle değil. Beş parti her türlü görüş farkını bir kenara bırakarak, üniter devletin devamından yana olan tüm kesimleri temsil ediyor. Aslında tüm milleti temsil ediyor. Çünkü Ak Partisine oy ve gönül vermiş milyonları da temsil ediyor.Çünkü Ak Partisi tabanı da üniter devletten yana?Şimdilik bindikleri iktidar atının, ne Mevla'dan ne Leyla'dan yana olmadıklarının farkında değiller. Seçim sabahına kadar farkında olurlar mı? Bunu zaman ve o vakte kadar gelişecek olaylar gösterecek.Leyla dedim de, aklıma geldi:Mecnun ata binerek dağ taş aşıp Leyla'sına kavuşmak istemiş.Ancak, at iki de bir Leyla'nın yolundan çıkıyor. Mecnun ata "durmak yok yola devam" diyor ama değişen bir şey yok. Sonra hatırlıyor, atın yeni doğurmuş bir yavrusunun olduğunu? İniyor attan "sen yavruna ben Leylam'a gitme niyetinde olduğum sürece ikimizde muradımıza eremeyiz" der ve atı salıverir.Gözünü Erdoğan sevgisi bürümüş belli bir kesim bindiği iktidar atı ile ne Leyla'ya nede Mevla'ya gidebildiler. Tam anlamıyla belaya gittiler. Sadece kendileri gitse bir şey değil. Topyekûn milleti bela ve felaketlere götürdüler. Onlara sorarsan pürü-paklar ama ne yazık ki hepimiz BOP'un içindeyiz. Allah bunlara da ayıkma ve uyanma nasip etsin. Biraz düşünme ve biraz sorgulama kültürü versin. Millet gemisi delinmiş su alıyor ama bunlar gemi delicisinin besmelesine takılmışlar. Neymiş gemiyi delen imam-hatipliymiş!Besmele ile delmiş!Aynı imam-hatipli kilise'yi de besmele ile açtı. Bu ölçü mü yani? Millet çatısı tekbirlerle yıkılınca, sevap mı oluyor? Yapılan eylemin, hiç mi önemi yok? IŞİD örgütü de tekbirlerle adam kesiyor, adam kesmelerini görmeyerek tekbir getirmelerine mi bakalım? Zina'ya besmele ile yaklaşmak, fiilin kötülüğünü yok eder mi?Elbette hayır. Öyle ise algı yanılmasıyla bir ülkenin yıkılmasına müsaade etmeyelim. Ülkemizde on iki yıldır, tam anlamıyla bir algı savaşı yürütülüyor. Yapılan eylem hiç dikkate alınmadan, yapan kişi üzerine odaklanılıyor. Aynı fiili "a" kişisi yapınca çok kötü, "b" kişisi yapınca çok iyi!İyi iyidir. Kötü kötüdür. Bunu kim yaparsa yapsın. Şimdi, Sayın Ekmelettin İhsanoğlu Cumhurbaşkanı adayı diye bilmiyorlar ne yapalar? İktidarın "besili sosyal medya elamanları" demediklerini bırakmıyorlar. Sayın İhsanoğlu aday oldu diye bazıları işi adeta "Erdoğan'a karşı şirk işlendi" noktasına taşıyorlar. Bildiğimiz gibi en büyük günah tanrıya şirk koşmaktır.Sayın Erdoğan'ın şahsıyla bir alıp veremediğimiz yok. Bazıları onu tanrı veya peygamber gibi görebilirler. Buna da diyeceğimiz bir şey yok. Putçuluk suç değil nasıl olsa. İsteyen istediği dinde olabilir!Ama kardeşim! Görüş ve düşünceleri birbirlerinden çok farklı beş parti bir araya niçin geldi? Ülkenin çatısı uçtu diye… Bu sebeple bir çatı gerek. İşe çatıdan bu yüzden başlandı. Bu işin temeli yok diyenler yanılıyor. Temel en az iki bin beş yıllık?Bu ülkeye bir çatı gerekiyordu o da tamamlandı. O çatı 'Üniter Yapı Çatısı'dır. Bu çatı altında, tüm görüş farklılıklarını bir kenara bırakarak "önce vatan" dendi. Bu toplanma, Erzurum ve Sivas kongreleriyle aynı şeydir. Erdoğan'ı seçersek üniter yapıya "güle güle", bölünme ve parçalanmaya "hoş geldin!" diyeceğiz. Ama Sayın İhsanoğlu'nu seçerek bu işe "dur" diyeceğiz. Bu kadar açık ve net…"Müzakere" adıyla ülkemizde devam eden süreç ile Suriye ve Irak'ta devam eden süreç arasında hiçbir fark yoktur. Sadece birisi kanlı, öbürü kansız gerçekleşiyor."Kanlı mı olacak kansız mı?" demiştiler ya bir zamanlar.İşte, aynen öyle!Üniter devlet, kansız bir şekilde yıkılıyor. Eğer son "çatı" şansımızı da kaçırırsak? Tercih elimizde… Üç adaydan ikisi "süreç" diye bölünmeyi savunuyor. Bir diğeri "Üniter Devlet Çatısı" diyor. Bu seçim, Üniter devletten yana olanlarla, olmayanların seçimi olacak. Kıvırmanın, saptırmanın alemi yok. Bugüne "vatan-devlet" deyip böyle bir günde çamura yan yatmanın alemi yok.
Bu seçim cumhurbaşkanlığı seçimi değil!