Dün gece uyuyamadım. Dönüp durdum bir süre?Çünkü IŞİD'in yıktığı, Hz. Yunus'un kabri geldi gözlerimin önüne. Nedense, çok etkiledi beni. O kadar zoruma gitti ki, anlatamam. Nedeni belli: Müslüman olmamız. Müslümanlık böyle bir şeymiş, demek ki: Asırlar evvel yaşamış ululazim bir peygamberle, aranızda bağ geliştirir. Aidiyet duygusu verir insana. Babanızın kabrini yıkmışlar gibi hissedersiniz kendinizi. Aynen öyle, acı verdi bana. İman ve gönül bağının, kan bağından da öte bir şey olduğunu düşünüyorum. Gönül işte, zaman ve mekân engeline takılmıyor.Oysa Hz. Yunus nere, biz nere?O, Allah'ın peygamberi, biz ise Muhammet(S.A.V) ümmetiyiz. Aramızda, binlerle ifade edilen yıllar var. Binlerce yıllık mesafe adeta yok olup gidiyor. Ne mutlu bize ki, Müslümanız. Allah bizi, dinimizden ve imanımızdan ayırmasın.Bu güne kadar, Hz. Yunus'un kabrinin Musul'da olduğunu bilmiyordum. Hz. Yunus'un Ninovalı olduğunu biliyordum da, Ninova'nın Musul'da olduğunu ne yalan söyleyeyim bilmiyordum. Sevgili Peygamberimiz Taif'e İslam'ı anlatmak için gitmiş ve Taif halkı O'nu taşlamış, oldukça üzmüştü.Efendimiz taşlanma sonunda bir bahçede yaralarını sararken, bahçe sahibi biraz üzüm getirerek yabancı gördüğü bu kutlu insana hizmet etmiş. Efendimiz nereli olduğunu sormuş, o da "Ninovalıyım" deyince, efendimiz "Kardeşim Yunus'un memleketindensin" buyurmuş. Bahçe sahibi heyecanlanıp "siz Yunus'u nerden biliyorsunuz?" diye sormuş. Efendimiz "O'da benim gibi peygamberdi" diye buyurunca, adam oracıkta iman ediyor.İşte uyurken bu diyalog geldi aklıma. Adeta konuşma gözlerimin önünde canlandı. Efendimizin "kardeşim!" dediği, Peygamber Yunus'un kabri dağıtıldı. Benimse yüreğim…Ne kadar acı: Dünya da bu kadar Müslüman, olduğu halde bir peyagmeberin kabri dağıtıldı. Bugün Peygamberin kardeşinin kabrini dağıtanlar, yarın bizzat efendimizin kabrini dağıtırlar. Bence bu bir prova?Ayrıca ne kadar garip değil mi?Kendine "Müslüman" diyenler, Peygamber kabri dağıtıyorlar. Demek ki, Peygamber hayatta olsa zatına zarar verecekler. Ama peygamber hayatta olmadığı için, şimdilik kabriyle yetiniyorlar. Peki, bu yeni yetme "kâfir" sürüsüne yardım ve yataklık edenler, üs verenler, silah temin edenler, para akıtanlar, yaralılarını tedavi edenler, kamyonet ve araç verenler, yarın mahşerde ne halt edecekler?Bir de sıkılmadan başkalarına "figüran" diyorlar. Peygamber ve Müslüman düşmanlarıyla "kanka" olmaları kendilerine günah olarak yetmiyor galiba. Adam önce bi boynunu kontrol eder. Boynumda ne ödüller var diye…Bu kafalar Peygamberin evladını da "İslam" için öldürmediler mi? Ne kadar traji-komik bir durum. İslam Peygamberinin evladını sözde, "İslam" için öldürüyorlar. Tarih aynen tekerrür ediyor.Meğer Yezit ölmemiş!Her tarafı Kerbela'ya çevirmiş, baksanıza!ABD, Irak'a girerken türbe ve camileri yıkmıştı. Bunlar türbe ve cami yıkımına kabirleri de eklediler. Suriye'de sahabe kabirlerini yıktılar. Muaviye'nin öldürttüğü Hucr Bin Adi'nin mübarek kabrini bu caniler dağıttı. Yani o sahabel bir daha öldürüldü.İşte birileri, bunların Suriye'de yaptıklarına "kahramanlık" demişlerdi. Camilerde bu katillere dualar ettirmişlerdi. Zekât ve fitreler, toplatıp yollatmışlardı. "Suriye'ye kurban" adı altında bağışlar toplatıp gönderttiler. İnsan ciğeri yiyen yamyamlara, Müslümanları kurban ettiler adeta.İsrail için kafa kesen bu katil sürüsüne karşı savaşan Esad'a, "zalim" dediler. Bazılarında bu huy oldu galiba? Zalime karşı koyana "zalim" demek? 'Figüran'a karşı duruş sergileyen 'iman aktörü'ne de, "figüran" demek?Süleyman Şah Türbesi IŞİD'in kontrolünde, bunu herkes biliyor. Türk askeri araçları, IŞİD bayrakları altında bu türbeye giderken görüntülenmişti. Suriye'de ve Irak'ta türbe dağıtan IŞİD, "Kâbe'yi yıkacağım" diyen IŞİD, kendi kontrolündeki Süleymanşah türbesine sizce neden dokunmuyor?Dokunmasın elbette? Ancak IŞİD'ı burada durduran şey nedir? Allah korkusu mu? Hayır. Allah'tan korksalar Peygamber ve Sahabe türbelerini dağıtmazlar zaten.Öyleyse ney?Kim ne derse desin, IŞİD'ın düğmesi Türkiye'de!İyi düşünelim, düğmenin yerini de buluruz!
IŞİD'in düğmesi Türkiye'de!