İcmal Gençlik Kampı, bu yıl yine Nevşehir Kozaklı'da gerçekleşti. Geçen yıl oğlum ve yeğenlerim katılmışlardı. Bu yıl bende onlara eşlik ettim. Gençlere katıldım, genç olmak için!He gidi günler hey!Ömür dediğin nede çabuk geçiyor. Daha dün gibi geliyor insana. Dün biz İcmal genci idik, bugün çocuklarımız. Tabi bizim çocuklar, şimdi daha şanslılar. Çünkü biz çocukken, ebeveynlerimiz çok endişeli ve korku sahibi olduklarından İcmal gecelerine katılmamıza izin vermezlerdi. Bir NATO operasyonuyla sağ ve sol diye gençler önce ikiye bölünmüş, sonra da birbirlerine kırdırılmışlardı.O sebeple bizleri dizlerinin dibinde tutmayı korumak olarak algılarlardı. Anlatamazdık derdimizi bir türlü? Onları atlatarak gitmeye çalışırdık, aktüel programlara. Hareketlerimizde ki olumlu değişiklikleri, birleştiriciliğimizi, imanı, vatanı ve devleti kısaca bizi biz yapan her şeyi savunduğumuzu, savunmak yetmez, yaşadığımızı görünce kendileri de İcmal ailesinin bir ferdi oluverirlerdi.İcmal Gençliği öğrenci evinde kalan Ertuğrul diye bir arkadaşımın babası, Ankara'dan gelerek, oğlunu kaldığımız evden almaya gelmişti. Kavga havasında başlayan diyalogu, birkaç saat içinde yerini muhabbete bırakmıştı. Akşam seni almaya geldim diyen baba, sabah sakın oğlum bu arkadaşlarından, bir santim ayrılma diye öğütler vermişti.Baba gerçeği görmüştü çünkü. Bu gençlik; imanın kalbi, vatanın ve milletin ümidi idi. O zamanlar biz gençlere "sizler ümidi vatansınız" diyen İcmal Mektebi'nin Baş hocası, bugünleri meğer ta o zamandan görmüşler. Kim derdi ki: ülkede hacısı, hocası müstevlilerin siyasi emellerine evet demeye "dindarlık" diyecekler,bizler tek başımıza hayır diyeceğiz. Devletin lav edilmesine "demokrasi", toprakların satılmasına "zenginleşme", İslam'ın diğer dinlerle eşitlenmesine "müsamaha" veya hoşgörü diyecekler, bizler "bu vatan bizimdir bizim kalacak" diyeceğiz. Müslüman dünyası "Müslüman Lider" bilinenlerce, en kanlı projelerde başkanlık yapacak. Filistin'i dava edindiklerini söyleyecekler ama öldürenlere taraf ve "kalkan" olacaklar. Boyunlarında Yahudi ödülü taşıyacaklar ancak Filistin mücahidi kesilecekler, bizler "kral çıplak" diyeceğiz.İşte bugün bunları yaşayınca, ümidi vatan olmanın ne demek olduğunu anladık. Bir tarihte, eski bir arkadaşım "AKP icraatlarına yanlış diyen ve karşı duran bir tek sizlersiniz. Bu kadar hacı hoca yanlışta, bir doğru sizler misiniz?" demişti. Şimdi onların yüzümüze bakacak halleri kalmadı. İcmal gençliği kampta? Fikir ve zikir kampında? Bağımsız olmanın ve bağımsız düşünmenin kampı? Emperyalizmin çarkına çomak sokanların kampı? Prof. Dr. Haydar Baş'ın tek başına attığı dini ve milli bütünlük mayası tutmuş, yüz binler milyonlara dönüşmüştür. On binlerle kamp yapmak zorlaşmıştır. Geleceğin hanımefendileri ve beyefendileri bu kamptaydı. Toplu kılınan teravihlerle, getirilen salatu selamlarla kendimizi adeta Arafat'ta hissettik. İşin ehli eğitimcilerin vermiş oldukları seminerlerle, bi güzel yenilendik."AB'siz ve ABD'siz olmaz" diyenlerin çaresizlikleri ile "Ne AB, ne ABD, Tam Bağımsız Türkiye" diyenlerin sınırsız farkını gördük ve yaşadık. Gerçekten vatanın ümidi bir gençlik? Onlar Türk gençliği? Birinci vazifelerini, imani, insani başta olmak üzere her türlü sorumluluklarını bilen bir gençlik. Onlar ne, 'Ilımlı İslam'ın ne 'şalvar-sarık'la örtülmüş çaputtan Müslümanlığın gençleri, onlar Peygamber İslam'ının has Müslümanları? Ak süt içinde akkarıncayı görecek kadar, keskin gözlüdürler. Ak elbiseli kara insanların üstlendikleri küresel roller, onlara sökmez. Onlar yakıtı Müslümanlardan oluşturulan, Nemrut ateşine su taşıyan tarafı belli nesil?Küfrün tamamına karşılık, imanın tamamı olan gençlik! İmanın kalbi, Kozaklı'da attı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "bu nesil kurtulur" Öğüt'ü ile çıktığı yolda şimdi milyonlar var. Bu milyonlar onu, büyük bir dip dalgasıyla sahile taşıdığında, Türk'ün ve Müslüman'ın yeni bin yılı başlayacaktır. Sesimizin çıkmadığı bugünler tarih olacak. Dünya da Ali adaleti hüküm sürecek ve yedi milyar dünya insanlığı eşit paylaşıma kavuşacaktır.Hepimize kutlu olsun.
İmanın kalbi Kozaklı'da attı