Üç günlük bayram molasından sonra, yeniden birlikteyiz!Bayram mı ettik? Hayır.Nemrut ateşi ile yanan İslam coğrafyası ortadayken, bayram ne mümkün? Nemrut Ateşi dedim de aklıma geldi.Yıl 2000? Urfa'dayız.Bundan tam 14 yıl önce Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "korkmaz İbrahim olan Nemrut'un ateşinden" diye, müthiş bir haykırışta ve meydan okuyuşunda bulunmuşlardı. O zaman; ne ateşi, ne Nemrut'u diyenler sanırım bugün, hem Nemrut'u hem ateşini görmüşlerdir artık. Sadece Nemrut'u mu? Nemrut'un sülalesini bile!Hatta Nemrut'un oduncularını ve odun taşıyan katırlarını da? Liderlik budur işte. Yıllar sonrasını görebilmek. Gece yolculuklarında araçların uzun farları ile ta uzakları görürüz. Bazılarının kısa farları bile yanmıyor. Kısa farlar şöyle dursun, park lambaları dahi yanmıyor. "Dünya lideriyim" diye etrafta dolaşırlar ama başlarını isteyen cellâtlarının dahi farkında değiller.Ama her şeyin farkında olan, biri vardı bu ülkede: Prof. Dr. Haydar Baş?Yıllardır sürekli tehlikelerden söz edip durdu. Hatta Urfa'da o günü "Nemrut'un ateşinden yanan İslam coğrafyasını görüyorum" diye de eklemişti. Ona "paranoya olmuş" dediler. "Korku tellallığı yapıyor" dediler. Neler dediler neler.Milletin düşmanları, bu ülkenin askerini " dinsiz" diye hedefe koyduklarında o, "asker Müslümandır" dedi. Ona "askerin adamı" dediler. Devlet hedef alınarak "dinsiz devlet/Yıkılacak elbet" dendiğinde o "devlet dinsiz veya Müslüman olamaz. Çünkü devlet oruç tutmaz, namaz kılmaz, hacca gitmez?" dedi. Bu kez ona "devletin adamı" dediler. Devlet ve milletle beraber o da hedef oldu. Ancak o yılmadı. Türk'ü ve Müslüman'ı hedef alanların "dinci" elbiseleri altında sakladıkları haçı, millete göstermeye çalıştı. Ne dillerindeki "Allah-Kitap" lafına kandı, ne "Müslüman" söylemlerine inandı. O,bu beylerin hep eylemlerine baktı. Boyunlarına astıkları ödüllere ve eşbaşkanlık yaptıkları projelere?Eylem yerine söyleme inanmak, büyük bir nasipsizliktir. Hal böyle olunca tekbirle Müslüman kesilmesine, tekbirle Peygamber ve Evliya türbesi yıkılmasına da yeterli tepki gösterilemiyor. ABD ve İsrail bu sırrı yeni keşfetmiş olmalı!Düpedüz kendileri bu işi yapsa, büyük bir tepki söz konusu olacak. Ama kendilerine "paralel" bir örgüt veya bir parti; bu işi tekbirle halledince tepki "sıfır" oluyor. "Sıfır sorun" dedikleri böyle bir şeymiş sanırım!Müslüman'ı keserken sıfır sorun!Cami ve Türbe yıkınca sıfır sorun!Kırk bin kilise açınca sıfır sorun!İsrail'e kalkan olunca sıfır sorun!Toprakları NATO toprağı ilan ederken sıfır sorun!Toprakları satarken sıfır sorun!Ülkeyi "Yeni Türkiye" diye bölerken sıfır sorun!Ülkeyi satarken sıfır sorun!Topyekûn İslam dünyasını yakarken, sıfır sorun!Bu ateşi 14 yıl önce göreni, dinlemedik.Bakın! Bugün yanmayan bir yer yok. Müslüman'ın olduğu, her yer yanıyor. Her yer yakılıyor. Yakanlar ve yaktıranlar müttefik, Stratejik ortak ve hatta katılım ortağı…Ortaklıktan atıldılar, buna rağmen ateşe "odun" olmaya devam ediyorlar. Odunluk fıtratlarında var galiba!Aklımızı başımıza devşirmesek, hepimiz yanacağız. Yanıyoruz aslında?Otobüslerde dahi yanıyoruz. Komşumuz IŞİD? Nemrut ateşi bile hafif kalacak!Bu örgüt, Kâbe dâhil her şeyi yıkacak. Tekbirle yıkacağı için tepki bile duymayacağız. Tıpkı birilerinin besmele ile açtığı Kiliselere tepki duymadığımız gibi? Satışını serbest ettiği domuz etine ve suç olmaktan çıkardığı zinaya tepki duymadığımız gibi?Prof. Dr. Haydar Baş'ı bugün dinleyelim bari… İnatla ateşe koşmaktan vaz geçip, onun hiç kimseyi dışarıda bırakmayan birlik beraberlik tezinde birleşelim. İbrahim olup korkmayan yüreğinde bulaşalım. Nemrut'un ateşi varsa, İbrahim'in de Allah'ı var.
Nemrut'un ateşi varsa, İbrahim'in de Allah'ı var