Anne gibi yar olmaz derler.
Harbiden annelerin yerini hiçbir insan tutamaz. Anne başka
Çocukken dinlediğim bir hikâye vardı. Annelerle alakalı
Hikâyeye göre, delikanlının birisi bir kıza âşık olmuş. Ne yapsa kendini alamıyor bu duygu yoğunluğundan
Yalnız, âşık olduğu kızın acımasız merhametsiz biri olduğundan haberi yoktur. Çaresiz kalınca çektiği acıların elinden, karşı tarafa arz etmeye karar vermiş. Açmış derdini ama keşke açmaz olaydı!..
Kız dinlemiş kendine vurgun çılgını İstemediğinden midir nedir, demiş: Sen eğer beni seviyorsan, annenin kalbini söküp bana getireceksin.
Olmaz öyle şey demiş delikanlı. Bu bir canilik falan, filan
Ancak yüreğine söz geçirememiş. Annesi oğlunun dertlendiğini görünce ısrar etmiş ve tüm gerçekleri dinlemiş oğlundan Sonra da oğluna Annen zaten yaşlı bugün yarın ölür. Öldüğümde istediğini ver ve sevdiğine kavuş der. Hikâye bu ya
Ancak oğlu kabul etmese de her gün eriyor. Takdiri ilahi, anne kısa bir zaman sonra ölür. Annesinin kalbini söker bir kap içerisinde sevdiğine götürmek üzere yola çıkar. Ancak yolda ayağına takılan bir engel ile ağız üstü yere çakılır.
Yandım ana diyerek acı ile bağırır. O sırada kap içinde bulunan anne kalbi tabaktan fırlayarak evladım diye bağırır. Evladı, acı içinde ağlayarak geri döner ve annesinin kalbini yerine koyarak dualarla defneder. Düştüğü bu halden böylelikle kurtulur.
Sevgili Peygamberimiz, Anne ve babaları yanında ihtiyarladığı halde, cenneti kazanamayanlara acırım buyuruyor. Anne cennetin kokusu bir varlıktır. Senede bir kez değil, her gün hatırlanmalı
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, merhum validelerine olan sevgi ve bağlılığından ötürü annelere on beş bin doğum ikramiyesi ve aylık beş yüz lira ev hanımı maaşı parti olarak iktidarlarında vermeyi taahhüt etmiştir. Bu proje dünyada bir ilk
Anneler veya kadınlar günü adları altında onları senede bir kere hatırlamak, hatırlamadan çok bir istismara benziyor. Çaresizlik içerisinde nefes almaya çalışan Papaz Malthus ekonomisine, oksijen verme amaçlı açılmış bir deliktir.
Ancak Kapitalizm öyle sıradan bir delik değil kara deliktir. Onları ne tanrıları, ne de papazları kurtarabilir. Onlar da Baştürkün kurtuluş eli olan MEM tezine muhtaç, bunu kendileri söylüyor.
Kadının yaptığı ev işleri, dünyada ilk defa bir ekonomide karşılık buluyor. Milli Ekonomi Modeli ile
Kadınlar dışarıda yaptıkları işe karşılık para alırken, evde yaptıkları işe karşılık bir para düşünülmemesi ya sömürü ya da cehalet sonucudur. Evde yapılan iş emektir ama bu emeğin ekonomide para olarak karşılığı yoktur. Ne Kapitalim, ne Sosyalizm, ne de Liberalizmde var.
Bu sebeple Sayın Başın tezi dünyada tektir.
Ne Sosyalizm, ne Kapitalizm insanları mutlu etmedi. Annelerin bile hatırının olmadığı tezlerden ne olur. Bu görüşlerin sahipleri insanı tanımamışlar, nerde kaldı ki anayı tanısınlar.
Akçaabatın çetin yamaçlarında sırtında yükü ile yürüyen yaşlı anayı bu benim anamın arkadaşıdır diyerek eşyaları ile birlikte arabasına alıp evine kadar bıraktığına şahit olduğum Baştürkten başkası böyle bir tez yazamaz.
Gel de böyle bir evladı sevme O bütün anaları düşünen gerçek Türk evladıdır. Azeri Profesör böyle bir tezi ancak Müslüman bir Türk yazabilir derken ne kadar haklıymış.
Şimdi kap içerisinde evladım diyerek fırlayan bir yürek ve ana sorumluluğuyla tüm anaların Haydarım deme vakti geldi ve geçti bile Bunu kendileri için yapmalılar ve Haydar Hocayı iktidar etmeliler. Bu onların artık analık görevi oldu
Yoksa ilerlemiş yaşlarına rağmen geçim derdi ile yaşlılıklarında sürünmek tüm anaların kaderi olmaya devam edecektir. Tüm annelerin, anneler gününü kutlarım.