AKPnin Asını ve Ksını icraatlarına bakarak yeniden izah edelim. Açılımı, adalet ve kalkınma partisi olarak kamuoyuna açıklanmıştı. Adaletini de, kalkınmasını da gördük on yılda
Adaletin batsın dedirtecek, düzeyde tarihte emsali görülmemiş hukuksuzlara ve adaletsizliklere şahit olduk. Teröristin tanık, generallerin sanık olduğu, adaletsizliklere
Genelkurmay Başkanı sanık olmaz mı? Elbette olur. Ancak kamu vicdanını rahatlatacak derecede ve önemde suç delillerinin olması gerekir. Bir yandan eli silahlı katillerin affı ve güvenli koridorlardan yurt dışına geçişi üst perdeden dillendirilirken, öbür taraftan varlığı bile şüpheli bir örgütün üyesi olmaktan yurt dışı yasağı konularak ömür boyu hapse mahkûm ediliyorlar.
Kabul edelim iddialar doğru, askerler hükümeti devirmek istemişler. Ama becerememiş veya vazgeçmişler neticede bu iş olmamış. Kimseyi öldürmemişler, incitmemişler, hükümetin görevini yapmasına engel olmamışlar. Kaldı ki iddiaların hiç birisi doğru değil ve bunlar tamamen tezgâh Kamuoyu böyle düşünüyor.
Peki, PKK terör örgütü böylemi?
Kırk bin insanı katletmiş terörist başı, müzakereci başı olmuş ve eli silahlı on binler görev başında. Taleplerimiz yerine gelmezse diye başlayan tehditler ortada Bütün bunları bu millete barış diye yediriyorlar.
Adalet bu mu?
Yüzlerce böyle icraata adalet demek mümkün mü? Ya da barış süreci
Bölücü başının hapisten çıkarılmasına adalet diyorlar. Hem de Kan duracaksa diye başlayan sihirli yalanlarla Belli ki on dört sene önce, asmamak şartıyla teslim eden irade, bugün de hapisten çıkararak Öcalana siyasi bir kimlik vermek istiyor.
Sadece Atlantikten denilenleri yapmakla görevli siyasi bir iradenin adı adaletle başlıyor. AKPnin Ası, demek ki adalet değilmiş. Uygulamalarından böyle anlaşılıyor.
Şimdi de AKPnin Ksını inceleyelim:
İddia ettikleri gibi kalkınma mı görelim. Yine icraatlara bakarak tabii
Hayatın içinde olan her insan, milletin acıkmamak için ikindi vakti yatağa girdiğini bilir. Halk perişanlıktan kırılıyor, nüfusun yarısından fazlası açlık sınırının altında ama bunlara sorarsan kişi başına düşen milli gelir on bin dolar. Peki nerede? Elli ailenin cebinde, tam bir kandırmaca
Şu adalete ve kalkınmaya bakın lütfen!
Tarım kesimi ortada Perişan bir halde ürettiklerini ya yollara döküp çiğniyorlar ya da nehirlere… İşçiler özelleştirme sonucunda kendilerini kapı-dışarı bulunca havuza atıyorlar. Büyük bir kısmı da taşeron işçi uygulaması ile çağdaş köleliğe terfi ettiler!
Memur, sözleşmeli personel tehdidi ile karşı karşıya Üç yüz bin öğretmen sokaklarda ürkek güvercin rolünde. 2B ve kentsel dönüşüm adları altında insanlar evinden, yurdundan oluyor veya ömürleri boyunca borçlu olmaya mahkûm ediliyorlar.
Kalkınma yok ama ortada büyük bir kandırma var. Sadece ekonomik alanda değil Başta siyasi ve dini olmak üzere tüm alanlarda… Baksanıza kırk yıllık katil, bir anda ermiş olarak tanıtılıyor. Müzakere ve mütareke basını tarafından Kiliselere ise ibadethane diyorlar.
Teröristle görüşmedik dediler, görüştükleri Osloda ortaya çıktı. İsrail özür diledi dediler, bununda yalan olduğu çok geç olmadan anlaşıldı. Şimdi de Apo özerklikten vazgeçmiş, üniter yapımız bozulmayacak, Öcalana bir söz vermedik diyorlar. Apo ile birlikte el ele vermişler, milleti kandırıyorlar. Adalet ve kalkınma partisi yerini, Apo ile kandırma partisi almış adeta