Bunlar Ehl-i Sünnet değil, Ehl-i Amerika'dırlar!

Geçen hafta sonu Nevşehir Kozaklı'daydık. İcmal Gençlik Kampı'na gençlerle gitmiştim. Dönüşte, Hünkar Hacıbektaş'a uğradık. Eşiğine yüz sürdük. Anadolu'yu vatan, halklarını Ehl-i Beyt aşkıyla Türk ve Müslüman yapan, büyük veli?Avlusundan girer girmez, sizi tarifsiz duygular kaplıyor. Sanki bir ömür gurbet elde dolaşmış ve sonra atanıza, ananıza, babanıza dönmüş gibi oluyorsunuz. Heyecandan ne resim çekebildim ne etraftaki tarihi motiflere baka bildim. Hatta huzurunda dua bile edemedim. Sadece ellerimi açtım ve bulunduğum yere çöktüm.O kadar ki bir Fatiha üç İhlas okuyup, Efendimize, Ehl-i Beyt'ine, silsileye ve Hünkara bağışlayabildim. Epeydir, kuruydu göz pınarlarım. Açıldı, adeta sel olup çağladı. Huzurdan ayrılmak istemedim. Öylece çakıldım. İlk gelişimdi.Dışarı çıktığımda İcmal gençliği de türbenin kapısına doğru sel gibi akıyordu. Gruplar halinde ve şehir şehir di. Avlu da çocukları beklerken, kendi aralarında sohbet eden iki Alevi ağabey gölgede dinleniyorlardı. Biri ötekine "kim bunlar? Alevi değiller belli?" diye sordu. Diğeri "Haydar Baş'ın adamları? Bunlar hemi de öyle aleviler ki, bunlar gibisi dünyada yok" dedi.Kulak misafiri olmaya devam ettim. Onlarda konuşmaya?"Haydar Baş'ın kıymetini bu millet anlamadı. O, Alevilerle Sünnileri birbirine yakınlaştırdı. Ben bu yaşıma geldim, Hacıbektaş'ın kapısında toplu halde bu kadar Sünni görmedim.Bu kadar değil bi tane bile görmedim. Yazdığı kitapları okuyanlar anlatıyor. Bu güne kadar Alevi dedeleri dahi onun söylediklerini, söyleyemedi.Çokta birleştirici? Ne Sünni'ye atıyor, ne Alevi'ye?Ne Sünni'ye Alevi olun diyor, ne Alevi'ye Sünni… Kardeş olun diyor. Bu iki kesimi birbirlerine yaklaştırdı. He vallaha ben, bu adamın sayesinde Sünnileri sevdim. Bir Sünni nasıl böyle olur? Adı Haydar, önceleri sandım ki Alevi? Araştırdım. Trabzon'da, Alevi ne arar dedim. Adam Sünni ama dersin Alevi dedesi?"Çocuklar toplandıktan sonra oradan uzaklaştım. Biraz alış veriş yapayım dedim. Kendimi o an haccetmiş sandım. Hac'da yaşadığım duyguları yaşadım. Burada da, alış veriş yapmak ibadet. Dükkânlara göz attım. Hep Ali efendimize atfedilen figürler mevcut. Çatal kılıçlar,çatal kılıçlı levhalar ve saatler. Öyle ki elimi neye atsam alasım geliyor.Bir çatal kılıç da ben aldım. Getirip salonun duvarına astım. Ali'ye, Alevi'ye yan bakan gözlere sokmak için!Şaka, şaka! Ali'nin kılıcı ancak münkere batmak içindir. O da bizim işimiz değil! Dükkânı işleten bir hanım abla? "Siz Sünni'siniz" dedi. Evet dedim. "O zaman siz Haydar Dede'nin adamlarısınız" dedi. Anladım üstadımızı kastettiğini, inşallah dedim. Sonra anlatmaya devam etti: Ah abi! Ben onun Hz. Fatma kitabını okumuştum. O kadar ağlattı beni ki, anlatamam? Bizim evde herkes hocanızın hayranı.İşte kıymetli dostlar!Prof. Dr. Haydar Baş Bey, milleti ne de güzel kardeş yapmış yazdığı eserler ve attığı adımlarla. Bir şey demeye, anlatmaya gerek var mı daha? Birbirine düşman gözüyle bakan canlar, onun ortaya koyduğu ilmi gerçekler ışığında, bir can olmuşlar. Sakife'nin sisli ve puslu havası altında dönen dolaplar, tarih olacak pek yakında.Haydar Hoca'nın Ehl-i Beyt çığırını artık milyonlar görüyor. Siz bir Alevi ile Sünni'yi bu kadar gönülden yakınlaştıracaksınız. Bu mümkün değil. Bu Allah'ın bir lütfu? Alevi'yi, Sünni'yi; Hünkar Hacıbektaş'ın avlusunda buluşturacaksınız. İmam Ali'nin sancağı altında toplayacaksınız. Nuh'un gemisi hükmündeki Ehl-i Beyt'i, imanın ve İslam'ın merkezine koyacaksınız. Hem bu, Allah'ın emri…Elbette Müslümanları, "Dinler Bahçesi" adı altında Beyazsaray'ın "diyalog" avlusunda toplamak isteyenler, rahatsız olacaklar. Tetikçilerini gönderecekler. Alevilere ayrı Sünnilere ayrı fit verecekler. Alevilere "Haydar Hoca bu işleri, oy için yapıyor", Sünnilere ise "Haydar Hoca Şii olmuştur" diyecekler.Haydar Hoca, Ali'nin çatal kılıcı ile surdan öyle bir gedik açtı ki, istedikleri kadar kahpe rüzgârı estirsinler, boş? Çünkü onu, haklı davasında Allah tutuyor. Kim edecek azat!Erkek olarak çula çaputa bürünmeye "Müslümanlık" diyenler, geçenlerde tahrif olmuş Tevrat ve İncil'i kaynak gösteriyorlardı, bir ekranda. Bunların erkek olmadıklarını biliyorduk, meğer Müslüman da değillermiş. Zaten Müslüman olsalar, "diyalog" fitnesiyle İslam'dan çıkanları görmezden gelip de "Haydar Baş Sünnilikten çıkmıştır" diye vakvaklamazlar.Bunlar Sünni filan da değil ha, yanlış anlaşılmasın. Bakmayın öyle Ehl-i Sünnet filan demelerine, bunlar düpedüz Ehl-i Amerika'dırlar.İyi ki, bizleri Hünkar Hacıbektaş'a, Ehl-i Beyt'e ve O'nun yoluna götüren Baş Haydar var. Sonsuz teşekkürler ve şükürler olsun.

Bunlar Ehl-i Sünnet değil, Ehl-i Amerika'dırlar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön