Geçenlerde Edirnekapı Şehitliğine yolum düştü
Gelmişken bir Fatiha okuyayım diye düşündüm ve az dolaştıktan sonra oturdum bir yere
Bir kabrin başında bir süre durup, şehidin mezar taşı üzerinde yazılanları okudum. Sonra bir Fatiha ve on bir İhlâs okuyup bu şehide ve tüm şehitlerimizin ruhuna bağışladım.Etrafa kısa bir bakındıktan sonra, sesleri kulağıma gelen bir aile gözüme ilişti. Şehit ailesi oldukları her hallerinde belliydi vakarlı duruşlarından ve yüzlerinde okunan hüzünlerinden
Bir baba, bir anne ve birde, ailenin hanım kızı
Baba Kuran okuyordu, sessizce oturduğum yerde dinledim. Anne adeta ağlamaktan göz pınarları kurumuş; dalgın, dalgın sadece etrafına bakınıyor. Oğlunu arıyormuşçasına
Sanki anne ben geldim sesini duymak istercesine bakınıyor. Hanım kızımız başı önüne eğik, babasının okuduğu Yasini dinliyor. Yarım saat gibi bir zaman geçti, okumalar ve dualar bitti, konuşmalar başladı.Ses çıkarma sırası annenindi artık
Başladı yirmi yaşlarında toprağa verdiği, Şehit ciğerparesi ile konuşmaya
Oğlum! Bak görüyor musun annen, baban ve kız kardeşin geldi. Ciğerparem görüyor musun? Kuzum
Senin yerine annen ölseydi yavrum. Annen ne diye yaşasın ki sen öldükten sonra
Kurban olduğum yüce Rabbim beni de senin yanına alsın diye her gün dua ediyorum. Ama oğlum benim daha zamanım varmış. İsyan etmiyorum evladım ama artık dayanacak takatim kalmadı.Bak oğlum bir gün böyle çok ağlamış, ölümümü istemiştim. Hz. Fatma validemizi rüyamda gördüm. Ona dedim ki Ey Peygamberin ciğerparesi! Beni de yanına al
Çok yalvardım, sonra bana dedi ki senin daha zamanın var
Bundan dolayı diyorum zamanım varmış oğlum
Ya oğlum, sevdiğin yemekleri annen evinde yapmıyor artık. Kendime bu yemekleri yasakladım, kuzum yoksa nasıl boğazımdan aşar?
Şehit anasını dinlerken hıçkırıklara boğuldum ve sessiz ağlamam mümkün değildi artık. Aileye baktım; baba yığılıp kalmış, kızları ise annesinin gözyaşını silerek yalvarıyor. Ne olursun anne, ağabeyimi üzme, yeter. O cennette bize bakıyor diyordu.Anne, yalvaran kızını dinlemiş olsa gerek, biraz toparlandı. Bu defa sitemlere başladı
Oğlum! Hainler kazandı biliyor musun? Hainlerle barış yapıyorlar. Uğruna öldüğün devletin de seni sattı oğlum, seni sattı
Kanın yerde kaldı evladım, seni unutanları, Allah unutsun oğlum. Ada da besledikleri yetmedi şimdi de Meclise sokacaklarmış.Dünya Yılanlarla dolmuş oğlum, yılanlarla
Şimdi dağdaki Karayılanları içimize sokuyorlar. Allah onları kahretsin evladım, fırsat vermesin. Senin yaşıtların hep evlendiler, çocukları var şimdi
Çocukken birlikte oynadığın Ali var ya, şimdi üçüncü çocuğu oldu
Alinin de sana çok selamı var kuzum. Bebeğine senin adını koydu, kaderiniz benzemez inşallah
Baba, benim kendilerini dinlediğimi farkedip, resmi görevli zannederek ürktü. Sonra hanım kalk yeter ağladığın, artık gidelim. Üstelik devletimiz de bizi satmadı, Allah zeval vermesin devlete
diye ekledi.Gelinen şu hale bakın kıymetli okurlar! Şehit ailesinin kabirde yatan şehidiyle konuşmaktan bile korktuğu, barış sürecini görebiliyor muyuz?Sonra bana doğru geldiler ve baba, selam vererek Allah sabırlar versin kardeş dedi. Sağolun diyerek Şehit yakını olmadığımı söyledim. Biraz da şaşkınlık içinde Nasıl olur ağlamaktan gözlerin kızarmış diyince ben, Sizleri dinlerken ağladım dedim. Bana sarıldı ve ikimizde tekrar ağlaştık.Oradan tanışmadan ayrılıp uzaklaştılar. Çünkü adamcağızın muhabbet edecek ne hali, ne de takati vardı.Şehit Annesinin Hainler kazandı oğlum sitemi, halen kulaklarımda çınlıyor.
Hainler kazandı oğlum