Gazetemizin düzenlediği, Milli Kahramanlar programı Elazığdaydı. Proğram da sunduğum tebliğimin bir kısmını aktarıyorum.
Bu gün milli kahramanlarımızı anmak üzere buradayız. Elazığ düşman işgaline uğramış bir ilimiz değil, ancak milli mücadeleye büyük kahramanlar vermiş çok aziz bir şehirdir.
Evliyaları ile ünlü bu şehir benim için çok ama çok özel bir şehir, Ruhumun şehridir diye bilirim Ben burada matematik tahsili gördüm, tam dört yıl ekmeğinizi yiyip suyunuzu içtim
Her yıl mutlaka bu şehre gelip türbelerini ziyaret ederim. Ömer Hüdai Babaya, Muhammed Babaya ve Arap Babaya uğrar himmetlerini talep ederim.
Ancak bu gün bu şehre, başka bir maksat için geldik. Ülkemizin parçalandığını, barış adı altında bir tezgâh ile Büyük İsraile hibe edildiğini söylemeye geldik.
Devletin adının bile yasaklandığını, topraklarının satıldığını, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının ecnebilere peşkeş çekildiğini anlatmaya geldik
Tek Hak din olan İslamın, diğer batıl dinler ile eşitlendiğini, sulandırıldığını, Peygamber Efendimizin, dinin ve imanın dışına çıkartıldığını bir kez daha hatırlatmaya geldik
Allahı kabul iman, Peygamberi kabul kemal diyerek, Müslümanın imanına sızan nursuzların ve çağdaş müşriklerin gerçek yüzlerini anlatmaya geldik.
Yahudi ve Hıristiyanları kardeş kabul edenlerin, Müslümanları Şii-Sünni diyerek ayıranların nasıl kalleşler olduklarını, söylemeye geldik.
Suriye de isyancı teröristleri destekleyerek Esatla asla barış görüşmelerine katılmayın diyenlerin, Türkiyede ise Apo ile mutlaka görüşün, barışta hayır vardır. Hoşunuza gitmeyen şeyler için kızılcık şerbeti içtik, kabul edin diye telkinlerde bulunan Hoca kılıklı deccalların iki yüzlülüklerini, göstermeye geldik.
Kıbrısta iki ayrı devlet olmayı çözümsüzlük olarak adlandıranların Türkiyede ise üniter yapıyı bozarak iki devletli olmanın kötü bir şey olmadığını anlatanların tutarsızlıklarını anlatmaya geldik.
Elazığlı Hemşerilerim!
Bu hatırlatmaları çoğaltabiliriz
Ancak buna vaktimiz yoktur. Gün uyanıp aklımızı başımıza toplama günüdür. Gün, bu güne kadar peşine takıldığımız siyasi partilerimizi bir seferlik de olsa, terk etme günüdür.
Gün, Bağımsız Türkiye günü Gün, önce vatan deme günüdür. Parti taassubu içerisinde olma lüksümüz yok
Eğer Önce Vatan diyorsanız, Bağımsız Türkiye diyorsanız, safınız Prof. Dr. Haydar Başın safıdır.
Eğer Atatürkçü ve Cumhuriyetçi isen, senin safın da Bağımsız Türkiye safıdır, Haydar Başın yanıdır. Cumhuriyeti kutlamak bile suç haline geldiyse, adı cumhuriyetçi ve milliyetçi olanlar görevlerini yapmamışlar demektir.
Dindar kardeşim!
Sen ne kadar yanlış bir yoldasın haberin var mı? Nasıl dindarsın ki, safın ecnebilerle Katolik nikâhı kıymış olanlarla aynı
Sana soruyorum?
İsraile kalkan olan bir anlayış nasıl dindar olabilir?
BOP eş başkanı sıfatı ile Müslümanların kanlarını akıtan Amerika ve İsrail politikalarına taşeronluk yapmak nasıl bir dindarlıktır?
Zina yasası çıkarmak, domuz etini serbest etmek nasıl bir Müslümanlıktır?
Bütün Müslüman ülkelerle ecnebiler adına ilişkileri bozmak nasıl bir dindarlıktır?
İman ettiğin dinin Peygamberi, saç modelini bile gayrimüslimlere benzememek adına, saçlarını uzatarak değiştirirken, senin safın nasıl olurda Amerika ve İsrail ile aynı taraf olabilir?
BOP eş başkanıyım diyen bir insanın peşinde amalı, fakatlı yorumlarla durmadan yola devam etmek nasıl bir Müslümanlıktır?
Müslümanların kervanlarını soyanlara karşı Peygamberimizin yaptığı Bedir Savaşı ile bugünkü küresel soygunculara karşı Prof.Dr. Haydar Başın verdiği, bağımsız Türkiye mücadelesi arasında içerik olarak ne fark var?
O bize hayatımızın her safhasında örnek değilse, bu nasıl bir dindarlıktır?
Peygamberimiz, efendimiz bu gün yaşamış olsa nasıl bir safta olurdu sorusunu sormak, akıl sahibi bir Müslüman için zaruri değil mi?
Müslüman elinden ve dilinden, insanların emin olduğu kişidir buyuruyor efendimiz. İş başına getirdiklerinizin elinden ve dilinden ümmeti Muhammedin çektiği nedir Allah aşkına?
Saygılarımla