Sami kardeşimiz ebedi uykusuna doğduğu köyde yattı. Allah sevenlerine sabırlar versin. O, örnek bir Müslüman Türk'tü? Gazetedeki görevimden ötürü bu tür ziyaret imkânlarından mahrum olan ben, dostları dinleyerek hemhal olmaya çalıştım.İnanın böyle bir ölüme ağlanmaz bile?Ameliyata alınacak? Ameliyat öncesi kendisine bayıltılacağı söyleniyor. Duasını yapıyor, şahadet getiriyor, hazır olduğunu işaret ediyor ve ardından ruhunu teslim ediyor.Bu kadar güzel bir ölüm, Sami kardeşimiz için düğün bayramdır elbet. Mevlana ölüm için boşuna "düğün gecem" dememi ya? Yeter ki doğru insanlarla, doğru yolda olalım. Şahadetle ölmek, iman ile gitmek garanti? Bir hadiste efendimiz "nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz" buyuruyor. Merhum Sami kardeşimiz, yaşadığı gibi öldü. O, en doğru insan ile Prof. Dr. Haydar Baş ile beraberdi. Baş ile olan, şahadetle göçer. Çünkü Sayın Baş siyaseti bile son nefes için yaptığını ifade eden bir insan. Onun siyaseti özelde vatan müdafaası, genelde ise İlay-ı Kelimetullah davasıdır. Onun davası, gönüllerde hakkı iktidar kılma davasıdır. Onun davası, Türk milletinin birlik beraberlik davasıdır. Onun davası, Türkiye Cumhuriyet'inin ilelebet devamı davasıdır. O, gittiği yolda; Kur'an-ı koltuk uğruna mızrak ucuna takan Muaviye'ye karşı, Ali olmuştur. İslam'ı koltuğa eşitleyen Yezit'e karşı ise Hüseyin olmuştur.O,Sevgili Peygamberimizin "Vatan sevgisi imandandır" hadisini hayatında müşahhaslaştırmıştır. Bu sebeple Haydar Hoca ile olan, hayatta iken "vatan" der, ölürken "Allah" der. Haydar Baş öğretisinde iki temel kavram vardır. O da Allah ve vatan kavramları…Çakma Müslümanlığın iktidar olduğu günümüzde, onun öğretileri güneş gibi parlıyor. Onun adamlarının ölümü dahi, dirilmeye sebep oluyor. Allah için yaşayan insanların ölümleri dahi Allah içindir. İster ameliyat masasında ölsünler, isterse yataklarında?Prof. Dr. Haydar Baş, bu millet için güneştir. Onun çağrıları ve mesajları sadece bugüne değil, yeni bin yıla ışıktır. Yeter ki biz mevlasını arayan Mevlana olalım, o şems'tir. Bunda asla şüphe yok. Ancak biz Mevla yerine bela ararsak, o vakit, nasipsizlik bizde olur.Bugün, "ne büyün insanlar diye" türbesine gittiğimiz büyüklerimizin de, kendi dönemlerinde insanların elinde neler çektiklerini unutmayalım. Eserlerini dünyanın takip ettiği İslam ve Türk büyüklerinin, hayatta iken çok kolay benimsendiklerini mi sanıyoruz? Böyle sanıyorsak aldanıyoruz.O sebeple, güneş düşmanlarının çok çıkan seslerine aldanmayalım. Güneşsiz kalmayalım, yarasa gözlülerin karanlık dünyalarında boğulmayalım derim. Bugün bu ülkeye kurulan tuzakları çözmenin bir tek yolu var. O da, Prof. Dr. Haydar Baş'a konan ambargoyu, görmezden gelmeyi ve yok saymayı anlamak, görmektir.Onun dünyaya mal olmuş ekonomik tezini, insanlara yol olmuş İslam'ı anlama ve yaşama tarzını, Türk'ü dünyaya lider yapma plan ve projesini görmezden gelmeye devam edersek, kendimize ve milletimize çok yazık etmiş oluruz. Bu millet, her güzelliği hak etmiş çok özel bir millettir. Bu özel milletin fertlerinin, kendine yaraşır şekilde yaşamaları ve ölmeleri, en doğal haklarıdır. Hayatımız ve ölümümüz Allah için ve bu millet için olmalı?
Allah ve vatan