Ağlayarak milletin anasını ağlattılar…

Diyarbakır’a atanan yeni müdür, koltuğa doğru oturarak çok yanlış bir konuşma yaptı. “Ölen teröriste ağlamayan insan olamaz” dedi ve Sayın Başbakan da haklı olarak “terörist için ağlayamayız” diye tepki gösterdi. Ama bu tepkide Başbakan eğer samimi ise terörist için ağlayan müdürü çoktan görevden almalıydı. Müdür ağlayarak terörü durduracağını zannediyor, hükümet onca açılım, saçılım yaptı terör yine durmadı. Bütün müdürler yollara dökülüp teröristlerin önünde değil ağlamak, zırlasalar terör yine durmaz. Tam aksine terör azar, çünkü ağlamak, sızlamak, hatta zırlamak terör karşısında büyük bir acziyettir. Diyarbakır emniyet müdürü için değil genel olarak söylüyorum. Bir müdürün örnek alacağı insanlar vekil, bakan ve başbakandır. Eğer bu müdür emniyet müdürü ise muhtemelen F-Tipi bir tezgâhtan da geçmiştir. Öylesi ağlamanın bin bir çeşidini bilir… Bir bakan Ahmet Türk için “Sayın Türk’ü gördüğümde içim sızlıyor, ağlamam geliyor” demişti. Sayın Bakan teröristin ovalısı (siyasi temsilcisi) için ağlıyor ve böylelikle müdür beyin insan olma şartını kazanmış oluyor. Müdür bey bakanı örnek alarak böyle konuşmuş olabilir, bu yüzden müdüre suç bulmuyorum. Sayın Başbakan Allah var; henüz terörist için ağlamadı, özü çok gevşek ve duygusal, hatta ağzı dualı bir insandır! Ama terörist için ağlamaz, asla inanmıyorum, görsem bile inanmam, bundan eminim. Ancak ağzı dualı olduğundan mıdır nedir? Bilmiyorum Amerikan askerleri için, Irak’ta ölmesinler diye dua ettiğini duymuştum… AKP’nin bakan ve vekilleri ağlama konusunda adeta özel eğitim almışlar, mendilsiz gezmezler, Başbakan şiir okur bunlar ağlar. Bunlar ağlayınca insanların zırlayası geliyor, hani bu ağlama ve yağlama işini askerlere de bulaştırdılar ya, insan ağlamaktan bile nefret ediyor artık. Hâlbuki ağlamak güzel bir haslettir, Ancak ağlamaya bile siyaset bulaştırdılar. Garibanın bir ağlaması kalmıştı elinde, siyasiler onu da aldılar. Esasen ağlayanların piri ‘ağlayan hoca’dır ‘gülen hoca’ demiyorum dikkat edin! Onun ağlamaları o kadar meşhurdur ki; ağlayarak bu milletin anasını ağlattı. Kalplerinde ne din koydu ne de iman, ağlayarak peygamberin gereksizliğini savundu. Ağlayarak İslam’dan başka hak dinler olduğunu anlattı. Ağlayarak, örtünmenin imanın ve İslam’ın şartlarından olmadığını savundu. Ağlayarak, Amerika’nın büyüklüğünü anlattı ve sonunda gölgesinde pinekliyor. Ağlayarak, İsrail’in haklı olduğunu haykırdı, ağlayarak milletin fitre ve zekâtlarını himmet toplantıları ile hortumladı, ağlayarak İsrail’i savundu. Ağlayarak, dinleri eşitledi ve hak ile batılı karıştırdı. Ağlayarak, Papaz ve Hahamlara sarıldı. Ağlayarak Müslümanları suçladı, ağlayarak ehli kitap denilen Yahudi ve Hıristiyanları cennete, Şii’leri cehenneme koydu… Ağlayarak, ülkenin bütünlüğünden hiç bahsetmedi, Müslümanların kardeşliğini hiç savunmadı, Şehitler için hiç ağlamadı. Hrant Dink’e mevlit okuttu (gayrimüslim olmasına rağmen), ama Mehmetçiğe bir mevlit okutmadı. İsrail’i, ABD’yi övdü ama ülkesini bir kez övmedi. Kısaca “Ağlayan Hoca” bu ülkenin bürokrasisine, vekillerine, müdürlerine ağlamayı öğretmiş ve benimsetmiştir. Ancak bu ülke için değil; ya ABD, ya İsrail, ya da terörist için ağlamasını öğretmiştir. Ağlamak, artık bir meziyet olmaktan çıkmış, siyasi bir duruş halini almıştır. İhanet ve hırsızlıkları örtmede (buna din ve iman hırsızlığı da dâhil) ülkeyi soymada ve satmada araç olmuştur. Ağlayarak milletin anasını ağlattılar… Not: Hacca giden kardeşlerim! Orada istediğiniz kadar ağlayın, ağlaması elinde alınan bizler için de ağlayın lütfen! Allah ve Resulü’nün huzurunda bu necip milletin ayıkması için ağlayın. Sizden başka ağlayanı olmayan bu millet için ağlayın. Ülkemizdeki ağlayan şeytanları; mutlaka orada taşlayarak ağlayın, belki orada attığınız bir taş, burada üzerlerine düşer de millet olarak hepimiz kurtuluruz.

Ağlayarak milletin anasını ağlattılar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön