İnsanın içi acıyor. Böylesine büyük bir milletin, basit politikalar sonucu küçültülmesi ve komik duruma düşürülmesi kadar acı bir şey olamaz. ABD’nin, NATO’nun, AB’nin kısaca tüm batının korktuğu Rusya’ya Türkiye racon kesiyor, Başbakan “Ali kıran baş kesen” olmuş verip, veriştiriyor.
Rusya S-400 füzelerinin yönünü Türkiye’ye çevirdikten sonra, zehir zemberek açıklamalarla etrafa saldıran AKP yönetiminin şahsında Türkiye’yi hedef alan ülkeler sırasına girdi.
Bu noktaya neden gelindi?
Haklı ve doğru politikalarımız olsa tamam, amenna. Rusya değil, dünya karşımızda olsa ne yazar? Vız gelir, tırıs gider, Ama yanlış ve haksızız…
AKP yönetimi öylesine kendilerini kaybetmiş ve sarhoşluk içindeler ki, başlarına bir çıkacak var. Dünya ekonomik krizlere çareler ararken, bunlar “külhanbeyi olmuş” sağa, sola caka satıyor.
Tabii kendilerinin kaybedeceği bir şey yok, savaş çıkarıp kaçmak kolay çünkü. Bunlar kim savaş kim?
Türkiye’ye bir tane S-400 gönderilsin üç saatte Şam’a gitmeyi hesap edenler, soluğu Beyaz Saray’da alırlar. Buna bile gerek yok, Aralık ayında doğal gazı verdikleri fiyatı üçle çarpsalar yeter.
Alıştılar her gün Suriye’ye atıp tutmaya, Esat sanıyorlar herkesi…
Ne deseler yanlarına kar kalıyordu “Yok efendim uçakta çakı bile taşıyamazsın, uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmışlarmış…” Putin lafı ağızlarına tıkarak “kimse Rusya’ya akıl veremez, ne yapacağını söyleyemez, söyleyenler sonuçlarına katlanır” dedi.
“AKP’nin hakkından Rusya gelir” demiyorum. Her ne kadar AKP politikalarından dolayı bu partiyi eleştirsem de, neticede benim ülkemin insanları tarafından seçilmiş ve iş başına getirilmiş bir iktidar ve benim ülkemi temsil ediyorlar. “Kol kırılır yen içinde kalır.”
Peki, şimdi ne olacak, ne yapacaklar, AKP’nin bir B planı var mı?
Hiç sanmıyorum.
AKP’nin bırakın B planını, A planı bile yoktur. Atlantik’ten gelen gazla, İslam ülkelerine demokrasi nutukları attılar.
Bu ülkeler de, tarihten gelen dostluk ve kardeşlik hatırına söylenenleri hep yuttular. Artık bu da bitti, bundan sonra onlar da konuşmaya başlayacak ve karşılık verecekler.
Kürecik’e kurulan İsrail kalkanı “One Minute” balonunu fıs diye indirdi. Selahattin Eyyubi benzetmeleri, Fatih pohpohlamaları yerini taşeronluk yakıştırmalarına bıraktı.
Arap Sokağı “Kahrolsun Türkiye” sloganları ile inliyor. Suriye yönetimine çakı bile verilemez. Ama isyancılara ısı güdümlü omuzdan atılan füzeler ambulanslar içinde girebilir.
Havadan, tezkeresiz, Amerikan uçakları Irak’ı bombalayabilir. Irak’ta ABD istediği kadar katliam yapabilir. Bütün bunlara seyirci kalıp gıkın bile çıkamaz, ama ülkesini koruyan Esat için savaşı bile göze alabilirsin, çünkü ABD ve İsrail böyle istiyor.
Doğrudan görüşmek isteyen Esat ile görüşmeyi reddedersin, ama her gün askerlerini katleden PKK ile her an görüşürsün. Çünkü PKK ile Obama görüş diyor, Esat ile görüşme diyor.
Büyük devlet galiba böyle olunuyor, büyük ne derse o oluyor!
Bu kafa ile devam edilirse, 3. Dünya Savaşı çıkabilir.
Bu savaş; AKP’nin dünyaya hediyesi olacak ve insanlığın mahvolmasına yol açacaktır. ABD’nin iki dünya savaşı sonucu olduğu düşünülürse, Amerika yeni bir dünya savaşı istiyor olabilir. Kendilerinin içinde olmadığı yeni bir dünya savaşı…
Sanırım, AKP’nin neden bu kadar savaş isteklisi olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Rusya AKP’ye “Oğlum bak git” dedi.
AKP gider gitmez, bunu zaman gösterecek.