Kuş'tan değil, Allah'tan kork!

Pazar günü YGS sınavı vardı. Sınava ulaşmak kolay oldu. Ancak sınavdan sonra otobüse binmeye, imkân yoktu. Daha doğrusu ortada, otobüs yoktu. İnsanlar perişan oldular.Sonra yüzlerce otobüs gördük yollara dizilmiş, hepsi belediye otobüsü, önlerinde ve arkalarında "görevli" yazıyor. İnsanları evlerine ulaştırmakla görevli kamuya ait araçlar, 'babacım'ın mitingi için bindirilmiş kıtaları indirmeye tahsis edilmiş.Otobüslere yaklaşanlar, belediye görevlileri tarafından "bu araç mitinge gider" çıkışı ile karşılaştılar. 'Babacım' özel talimat vermiş, belli?Muhtemelen "ben sınav, mınav anlamam" demiştir.Tivit'ten mivit'ten anlamadığı gibi. 'Dünya görmeyenin oğlu olmuş' derler ya, aynen o hesap!Hayır, anlamaz ama acayip de korkar!Hem bu kadar güçlü olacaksın, hem de bu kadar korkak!Anlaşılır gibi değil.Güçlü korkak yani!Kuştan korkar, böcekten korkar ama Allah'tan…Neyse!Devletin memurlarına mesajlar atmışlar. Ne kadar memur tanıdığım varsa, hepsine İstanbul mitingine katılmalarının, ülke için varlık yokluk meselesi olduğu mesajları atılmış.Kendileri için varlık yokluk meselesini, devlet için varlık yokluk meselesine dönüştürmüşler. On iki yıl devleti hatırlamayanlar, eşikten süpürülünce devletçi kesildiler başımıza.Devletin mahremine girenler, devletin askerini çuvallayıp bavula koyduktan sonra balyozlarla dövenler, şimdi "devletçi olmuşlar. İnsanda utanacak bir yüz olur ya? Din, iman ile kandırmaları yetmedi, şimdi de devlet ve bayrak diyerek kandırmaya başladılar. Devlet nere, siz nere?Devletin kurumlarını sıfırla, "güçler ayrılığı da neymiş?" deyip kaldır, yerine güçler birliğini getir, onu da "demokrasi" kılıfıyla şahsına bağla, şah ol, yetmedi padişah ol, sultan ol!Yemezler!Hem, Sultan Süleyman'a kalmayan dünya sana mı kalacak? Sultan Süleyman dedim de, aklıma geldi. Malum çok kıssalar anlatılır, Sultan Süleyman'la ilgili. Kanuni Sultan Süleyman değil, Peygamber Süleyman'dan bahsediyorum. Hem Peygamber hem sultan…Kuşlarla konuştuğu söylenir. Yunus, "Süleyman kuşdilin, bilir dediler/ Süleyman var, Süleyman'dan içeru" diye boşuna söylememiş.Hazreti Süleyman, bir gün bütün kuşları sarayına davet eder.  Kuşların tümü icabet eder bu davete. Ancak içlerinden bir tanesi hariç? Tekrar elçi yollar, kuşun saraya gelmesi için ama nafile? Üstelik bir de tehdit savurur kuş. "Kafamı bozmasın, gelir sarayını başına yıkarım" diye. Elçi döner, Sultan Süleyman'a vaziyeti olduğu gibi anlatır.Sultan Süleyman çok şaşırır ve düşünmeye başlar. "Yahu bir kuş, sarayımı başıma yıkacak gücü, kendinde nasıl bulur?" diye. Kendileri kuşun yanına gitmeye karar verir ve kuşla görüşür. Aralarında bir sohbet başlar. Peygamber Süleyman sorar: Sen, nasıl benim sarayımı başıma yıkarsın? Anlat da, bilelim?Kuş cevap verir: Devlet malından gagamla bir toprak parçası alıp, sarayının başına koyarım ve sarayın, sana ait olmayan bu toprağı taşıyamayarak, yerle bir olur.Dehşet bi şey?Hazreti Süleyman bu cevap karşısında titremeye başlar. Kuştan izin isteyip, sarayına döner düşünceli düşünceli. Allah'a tövbe ve istiğfarda bulunur. Af diler. Sultan Süleyman, aslında kuştan değil, Allah'tan korkuyor.Sevgili Dostlar!Fazla söze ne hacet?Allah'tan korkmayıp, kuştan korkanlara gerçekten söyleyecek bir söz bulamıyorum. Devlete ve millete ait olanları, güç gösterisi uğruna hoyratça kullananlar, bu hesapların kendilerine sorulmayacağını mı sanıyorsunuz?Kotarıldığı iddia edilen arsalar ve yine eritildiği, sıfırlandığı söylenen milyar avrolar, kutulara doldurulan milyon dolarlar, sığındığınız saraylarınızı başlarınıza yıkmayacağını mı düşünüyorsunuz?Oluşturduğunuz korku imparatorluklarınızın, çökmeyeceğine mi inanıyorsunuz? Sultan Süleyman, Kuş'u susturmadı. Kuş'un ayağına giderek onu dinledi." Ben sultanım, ne dersem o olur" demedi. Çünkü O, kuştan değil Allah'tan korkuyordu.

Kuş'tan değil, Allah'tan kork!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön