Batı başta olmak üzere, bütün dünyada asırlarca İslam denince Türk, Türk denince İslam hatıra gelmekteydi.
Adeta Müslüman’ın dünyadaki adı Türk olmuştu.
Bunu bilen batı dünyası bu iki kavramı birbirinden ayırarak, Türkü İslamsız, İslam’ı Türksüz bırakmak maksat ve gayesiyle, kendilerine bağımlı olan iktidara önemli ameliyatlar yaptırmıştır.
Şu günlerde yeni anayasa çalışmaları ile gündeme getirilen önemli konu Türklük konusudur. Herkesin bildiği gibi bu iktidar Türklüğe hakareti suç sayan 312. maddeyi kaldırarak, Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkarmıştır. Yani isteyen istediği kadar, Türklüğe hakaret edebilir. Herhangi bir cezası yoktur!
Türk milletine anayasa yapıyorlar, ama bu anayasada milletin adının Türk milleti olmasını istemiyorlar, gerekçeleri ise bu ayrımcılık oluyormuş. Yani devletin ve milletin adı Türk olmayacakmış. Şu birlik anlayışına bakın lütfen!
Hem de on altı devlet kurmuş, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar Türkçe konuşarak gidilebilecek bir coğrafyaya sahip olan büyük bir milletin, en önemli devletinin anayasasında Türk ibaresi olamayacakmış.
Askerlerimizi her gün şehit eden canilerin siyasi temsilcileri ve sözcüleri böyle istiyormuş. Yoksa terör durmazmış, diyalog bitermiş, çözüm umutları sona erermiş, AB hoşlanmazmış ve bizi aralarına almazlarmış. Bu sebeple adımızdan, andımızdan, cumhuriyetimizden, milli bayramlarımızdan vazgeçmeliymişiz!
Türkiye halkları diyecekmişiz, Türk milleti yerine Türkiyelilik vurgusu önemliymiş. Buna da bir dini kılıf uyduruyorlar (her şeye uydurdukları gibi)…
Neymiş efendim? Türk denince ırkçılık oluyormuş. Irkçılık da harammış, peki ayrımcılık yapmak ve fitne çıkarmak sevap mı?
Peygamberimiz, Arap olduğunu gizlemiş midir? Ki siz İslam adına, bizim Türk olduğumuzu gizliyorsunuz?
Sizler Türk değilsiniz tamam bunu herkes biliyor, peki bizim neden Türk olduğumuzu gizlememiz isteniyor?
“Hepsi Ermeni olanlar” Türklükten rahatsızlar diye bu millet adından mı vazgeçecek?
İktidarın batı adına yaptığı yüzlerce icraattan bir tanesi de, kimliklerde din hanesinin kaldırılması gerçeğidir.
AKP’den önce her Türk vatandaşı doğan çocuğunun din hanesine, gururla İslam yazdırmaktaydı. Avrupa’ya uymak adına ya da AB girmek adına, kimliklerde din hanesi boş bırakılarak, çocuk büyüdükten sonra kendi isteği ile istediği dini seçsin, belki İslam’dan başka bir din seçer diye din hanesi artık boş bırakılıyor.
Tabi bu zihniyet İslam’dan başka dinleri de hak din olarak gördüğünden dolayı, çocuklara İslam’a göre batıl olan bu dinleri de, seçmeli ders olarak okutmaktadır.
Kısaca AKP iktidarı kimliklerde İslam’ı silerek, İslamsız bir Türk kimliği oluşturmak istiyor. Kimliklerde İslam’ı kazıyan siyasi iktidarın bir il başkanı ise, (Hâşâ sümme hâşâ) İslam peygamberine kimlik çıkarmış ve Tayyip’i peygamberin oğlu olarak göstermiştir.
İslam peygamberine kimlik çıkaranlar, kimliklerde İslam’ı siliyorlar ne kadar trajikomik bir durum. İslam AKP sürecinde sadece kimliklerde değil, maalesef gönüllerden de kazınmıştır.
Dinlerarası diyalog faaliyetleri, tekbirlerle kilise açılışları, medeniyetler ittifakı projeleri ile İslam ne kimliklerde, ne de gönüllerde kalmıştır. Sadece dillerde kalmış, değişim ve dönüşümün aracı olmuştur.
İslam peygamberine yapılan hakaretlere, ülkemizde hiçbir tepkinin gösterilmediğine, Haçlı ile birlik olup Müslümanların kanlarının akıtılmasına seyirci kaldığımız sonuçlarına da bakacak olursak, bu görüşte ne kadar haklı olduğumuz anlaşılır.
İslamsız kimlikle başlayan değişim ve dönüşümler, İslamsız Müslümanlığı doğurmuştur. Türksüz anayasa çalışmaları da, Türksüz, hatta parçalanmış Anadolu sonucu ile bizleri yüzleştirebilir.
Anadolu kapılarının Sultan Alparslan’ın eliyle Türklere açılmasından sonra; Ermenisi, Süryanisi, Keldanisi İslam kimliği ile tanışmış ve Türkleşmiştir.
İslam ve Türklük harcının kazınmasıyla milli ve dini bütünlük yok olacak, girdiğimiz kapıdan çıkmış olacağız…