Şemsi bırakıp öküze bakma!

 Akıllı birisi, atına binmiş gidiyordu. Yol kenarında uyumakta olan birisinin de, ağzına yılan kaçmak üzereydi. Atlı, yılanı ürkütüp kaçırmak ve adamı kurtarmak için atını koşturdu, fakat yetişemedi. Tutup o adama kırbacıyla birkaç kere vurdu. Uyanan adam, darbelerin acısıyla bir ağacın altına kadar kaçtı. Oraya bir hayli çürük elma dökülmüştü. Atlı: – Bunları ye, diye emretti. […]

Davut Sapanı ve Davut sopası

 Bugün aslında, Mesnevi'den bir hikâye yazmayı düşünmüştüm ama yarına kalsın. Daha güncel bir konu çıkınca ortaya, güncelliğini kaybetmesin istedim. İsrail'in Davut Sapanı! Dünyada 'din devleti' var mı diye bir soru sorsam, hemen herkesin aklına, İsrail gelir.  Tevrat devleti, resmen ve fiilen!  Tabi tahrif olmuş Tevrat'a göre! Neyse konuya gelelim: İsrail'in ABD ile birlikte geliştirdikleri orta […]

ABD 'stratejik' katiliniz!

 ABD, "Esad kalıcı" dedi.  Ne de olsa, Suriye bölündü. Esad, kalsa da olur. Suriye'nin rejimi değişmeden, haritası değişti. ABD'nin BOP'tan hesapları işliyor.  Irak üçe, belki beşe bölünecek.  Süreç devam ediyor.  Barzani, Kerkük'ü kendine bağladı.  Sözde bayrakları Kerkük'e asıldı.  PKK Sincar'a yerleşti. Sincar ikinci Kandil oldu. ABD'ye, kaç kere "ortağın kim?" diye sordularsa, "PYD" cevabını verdi. […]

Türkiye 'Çuval'da!

 Çok değil, bir hafta önce, yani 23 Mart'ta demiştim ki  "Türkiye'ye El-Bab'ta işiniz bitti çekilin!" derlerse, siyasetin cevabı ne olur, diye. Ve Türkiye, "Fırat Kalkanı bitti" dedi. Türkiye Suriye'ye girmeyecekti, madem girdi, çıkmayacaktı. Neyse, hiç olmazsa şehit sayısı 73'te kalır. Hayırlısı olsun diyelim. Fakat karardan önce yaşananlara bir bakalım. Barzani Türkiye'ye geldi. Ankara ve İstanbul'a […]

NBŞ şeker mi zehir mi?

Geçen hafta ki "Şeker tadında zehirle geldiler" yazımda NBŞ'nin zararlarını yazmış, Türkiye'de Cargill'in 5 fabrikası olduğundan söz etmiştim. Cargill'in dünya devi olduğundan bahisle, Bush'un bu şirket için Türkiye'ye gelip, iktidara baskı yaptığını yazmıştım. Dünyada kişi başına NBŞ tüketimi yüzde 0,7 iken Türkiye'de on katı olduğunu ifade etmiştim. Bu konuyu önemine binaen, tekrar işlemek istedim. NBŞ'nin […]

Maskara çakal!

 Bir çakal boyacı küpüne düştü, orada bir müddet kaldı. Çıktığında, vuran güneşin de etkisiyle parıl parıl parlıyordu. Üzerinde gördüğü sarı, yeşil, pembe ve kızıl renklerin sarhoşluğu ile mest olmuş, âdeta kendinden geçmiş bir halde; – Ben tavus kuşuyum, demeye başlamıştı çakal arkadaşlarına. Diğer çakallar: – Ne tavusu?  Sen fazla neşeye dalmış, kendini kaybetmişsin. Halinden de […]

Has tohumu bitirmeyen toprak utansın!

 Üçaylar girdi.  Yarın Kandil. Dua edelim, af dileyelim.  Bu üç aylarda, af oluruz belki?  İyiler hürmetine? Duası kabul olunanlar hürmetine? İnşallah?  Ülkeye dua etmeye gerek yok! Ülkenin işi, dualık değil! Biz kendimize bakalım. Belasını isteyen bir topluma, peygamber dua etse, nafile? Nerden mi biliyorum? Tarihten? Hz. Nuh dua etmedi mi? Etti. Hz.Lut dua etmedi mi? […]

Ağza sızan bile unutuluyor!

İktidar ne kadar AB düşmanıymış da, haberimiz yok! "Haçlı Ruhu" deyip duruyorlar. Haçlı Ruhu'nu, bugün keşfetmiş olmalılar. Bir Hollanda'ya çatıyorlar, bir Almanya'ya, olmadı İsviçre'ye!.. "Topunuz birden gelin!" diyorlar. Adam bari "tek tek gelin!" der. O kadar ki pehlivanız!.. Hay, maşallah! "Ne AB, Ne ABD" diyorlar! Haydar Hoca'yı hatırlatmasa,"Bağımsız Türkiye" diyecekler. Ama demezler! Nasip olmaz! Artı, […]

Şeyh Sait'in Gülen'den farkı ne?

 İktidar, doğuda Şeyh Sait pankartı açtı. Sonra apar topar topladı. Niye açtı, niye topladı, girmeyeceğim. Sonra sosyal medyada,  "Şey Sait Onurumuzdur" paylaşımları yapıldı. Belli ki, bunu iktidar değil, bazı kendini bilmezler yaptı. Düzeltmeden onu anladım! İngiliz'in kullandığı Şeyh Sait, doğuda bir isyan çıkarmış, 25 Haziran 1925'te de yakalanıp, idam edilmiş. Tarih onun hükmünü "hain" diye […]

Buğday mı silah mı?

 Bu başlığı yazınca aklıma, "buğday mı, nefes mi?" sorusu geldi. Yunus'a sorulan soru: Anlatılanlara göre kıtlık olur. Anadolu, buğdaysız, ekmeksiz kalır.  Olacakları önceden gören, ehl-i keramet Hacıbektaş-ı Veli hazretleri, talebelerine dağı taşı buğday ekmelerini emreder. Ve kendileri bizzat işin başında, işi sıkı tutar. Öyle ki, üretilen buğdaylara adeta ambarlar bulunmaz.  Vakti geldiğinde, kıtlık vuku bulduğunda […]

Başa dön