Ziro Ağa!

Aklıma bir ağa hikâyesi geldi!Daha doğrusu, birkaç tane ağa hikâyesi geldi. Ancak hepsini burada anlatamam. Bazılarının filmi bile çevrildi. Şener Şen'in çevirdiği Kibar Feyzo filmini bilirsiniz. Hani şu 'ağanın şeyinin üstüne şey olmaz' filmi, bunlardan bir tanesi.Hikâye deyip geçiyoruz ama aslında hepsi yaşanmış olaylar.Kibir öyle büyük ve tehlikeli bir hastalık ki, insanı iflah etmez. Ne dünyada ne ahrette? Kalpte kibir olunca iman, iman olunca kibir olmazmış. Yani ikisinden biri mutlaka çıkıp gider. Birarada asla bulunmaz. "Kalbinde zerre miktar kibir olan cennete giremez" hadisi bu geçeği ifade eder.Nemrut'u, Nemrut yapan kibridir. Firavunu da öyle? Bu sebeple "ben sizin tanrınızım" demişler. İnsan terbiye edilmediği takdirde varacağı yer, Nemrut'un vardığı noktadır. Her nefis tanrı olmak ister. Herkes Nemrut adayıdır? Ancak etrafında her yaptığına kafa sallayan yalakaları veya marabaları varsa? Bazılarına ağa denmiş, bazılarına Nemrut, bazılarına Firavun? Öz itibariyle hepsi aynı, farklı olan sadece adları ve etki alanlarıdır. Birisi köyde Nemrutsa, öbürü şehirde veya ülkede? Hepsinin ortak yönü siyasi kibir sahibi olmalarıdır. Birini marabaları siyasi kibre sokup baştan çıkarmıştır, ötekini taraftarları veya moda deyimle yandaşları.Her şeyin en doğrusunu, onlar bilir!Sözlerinin üstüne, söz olmaz!Her dedikleri anında kanun olur. Daha doğrusu kanun, onların sözleridir. Onların sözlerine karşı söz söylemek, onları çıldırtır. Onların önüne geçilmez. Onlardan uzun konuşulmaz. Anında olay çıkarırlar!Gelelim hikâyemize: İmam'ın birinin bir köye tayini çıkmış. İmam, göçünü yükleyip, köyün yolunu tutmuş. Bakmış köyde herkes çalışıyor. Bağ, bahçe, tarla ne ararsan var. Ancak köylü fakir? Bir anlam verememiş ilk günler, fakat sonra işin aslını öğrenmiş.Herkes "Ziro Ağa" adında, bir ağaya çalışıyor. Köylü, Ziro Ağa'nın adeta kulları? Ağa ne derse o oluyor. Kızlarını bile ağanın izniyle ancak evlendirebiliyorlar. İmam, köyü sevmiş ama köylünün halini hiç beğenmemiş. Köyde herkes Allah'tan çok, ağadan korkuyor. Sözde, "Allah'tan sonra ağa gelir" derler ama bu lafta. Köylü için haşa Allah, ağadan sonra geliyor!İmam düşünmüş; Cuma günü Ağa camiye gelir. Acaba onu yavaş yavaş eğitecek nasihatlerde bulunsam mı diye.Neyse imam hutbe hazırlamış, Ağayı kızdırmamaya da oldukça dikkat etmiş. Ağaya batmayacak, Ağanın yanlış anlamayacağı, ayet ve hadisler seçmiş. İlk günde suya sabuna fazla dokunmayacak "light" bir hutbe hazırlamış anlayacağınız.Vakit gelmiş. İmam ezanı okumuş ve içeri girmiş. Ağa henüz teşrif etmemiş. Meğer hocadan sonra gelecekmiş. Birden Ağa girmiş içeri, cemaat ayakta. "Ağam buyur! Ağam buyur!" sesleri arasında, Ağa yerini almış. Bizim hocaya şöyle ters bir bakış atarak.Sonra İmam "light" hutbesini okumuş. Tam namaz kıldırmaya geçerken, marabalar kendisini yiyecek gibi bakmış. Cemaatte çıt yok. Neyse namaz kılınmış, cemaat önce Ağanın çıkmasını beklemiş ve nihayet Ağa kendi kendine konuşarak camiden çıkmış. Yalnız o da ne? Marabalar çıkmamış, hocayı bekliyorlar.Marabalar İmamı içerde güzel bir benzetirler. İmam bir anlam veremez. Nedenini Ağaya sormaya kara verir. Akşam Ağanın mekânına gider. Marabalar, yalakalar, yandaşlar, hepsi orda. İmam, "Ağam! Ne hata ettik de, adamların beni dövdü" diye sorar. Ağa bilmiyormuş gibi hareket ederek "bu da nerden çıktı?" der. Sonra, "ula doğru mu?" diye sorar. Marabalarda ses yok. Bu, "doğru" demek oluyor!Ağa sorar, "hocayı niye dövdünüz?" Marabaların 'ala Reis'i: "Ağam! Hoca ileri gitmiştir. Hem de iki konuda? Birincisi izniniz olmadan, sizden yükseğe çıkıp konuştu. İkincisi namazı sizin önünüzde kıldı. Ağa'nın önüne geçildiği nerde görülmüştür?"Hoca, durumu vaziyeti anlar. Köyden tasını tarağını toplayıp gider. Köy, Ağaya kalır. 'Astığı astık, kestiği kestik' vaziyeti devam eder. Ziro Ağa ne Allah tanır ne devlet.

Ziro Ağa!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön