Her koyun kendi bacağından asılmıyor!

İmam-ı Azam Ebu Hanife'ye atfen bir olay anlatılır: İmam, toplumda cereyan eden olaylar hakkında yorum ve değerlendirmelerde bulunur. Bunda rahatsız olan çevreler olur. İmam'ın dostları etrafında toplanıp, başına bir iş gelmesin diye uyarılarda bulunurlar.İmam sürekli "Ey imam! Her koyun kendi bacağından asılır. Lütfen siz sadece okuyun, yazın; ne karışıyorsunuz idarecilerin işine?" tarzında çıkışlara muhatap olur. Tabi bu arada kendilerine koltuklar da önerilir. Emevi iktidarı, yaptıklarını meşru göstermek için, bugünkü AYM'ye karşılık gelebilecek birimin başında olmayı teklif eder. Ancak Ebu Hanife bunu reddeder.Büyük insanları  hemen herkes anlayamaz. Anlaşılmaları biraz zaman alır. Ama anlaşıldıkları takdirde de, asırlara hükmederler. Onlar üç günlük dünya hesabı yerine hak ve halk adına, asırların hesabını yaparlar. Onların ölümleri bile doğmak içindir. Yeni bir asra, yeni bir devre ve hatta yeni bir bin yıla doğmak için…Onları cahiller anlayamaz. Cahillerin ibadetleri, onların uykuları kıymetinde bile değil. Onlar Allah için yaşar, son nefes için mücadele verirler. Yaşadıkları toplumu üzerlerine elbise gibi giyerler. Yaşananlardan kendilerini sorumlu hisseder, üzülürler.İşte Ebu Hanife böyle bir zat.Bir köşeye çekilip; kitap yazmanın veya uzlete çekilmenin bulunduğu asırda, Müslümanlık olmadığını bilen bir insan olduğundan, anlaşılamamanın üzüntüsünü de yaşamıştır. Zaten İmam Ca'fer-i Sadık'a talebe olan biri, sadece ibadet ve ilim Müslüman'ı olamazdı. Mutlaka mücadeleci olur.Kendilerini anlamayanları uyarmak için, bir gün bir koyun kestirir, yüzdürür ve güneş altında bir direğe astırır. Aradan bir iki gün geçer, koyun kokmaya başlar. Ancak koyunu direğe imam astığı için de, kimse müdahale etmez. Tabi kokular o kadar artar ve yayılır ki, kimse dayanamaz artık.İmam'ın kapısı çalınır. İmam hiçbir şey olmamış gibi halkın yüzüne bakarak, "neden rahatsız oluyorsunuz? O koyun kendi bacağından asılmış, bundan size ne?" diye çıkışır. Toplanan halk imamın ne demek istediğini anlar ve geriye çekilir.Neyime lazımcılığın efsunlu sözü "her koyun kendi bacağından asılır" yalanıdır. Her koyun bacağından asılıyor ama kokusu dünyayı sarıyor. Burnu, pis kokulara karşı hassas olanlar için tabi? Her gün pisliğin içinde olan, kötü kokunun ne olduğunu nerden bilsin.Güzel koku onu çarpar!Rahatsız eder!Pis kokusuz yaşayamaz!Pisliğine kılıf arar!Şu günler, yine her taraf kokuyor farkında mısınız? E, karıştırınca kokuyor haliyle!'Dört Parmak' affedersiniz dört bakan konusu ne olacak sizce? Bence bişey olmayacak. Komisyon, ara, kavga derken bu iş unutturulacak. Meclis TV'nin yayında olmadığı bir günde, konunun tartışılması her şeyi anlatıyor zaten.Bir yandan sahte delillerle "kumpas" kurbanı olan ve hayatını kaybeden Murat Albay, öbür yandan adalete kurulan "kumpas" ile korunduğu düşünülen suçlular.Manzara bu…Burnu koku alanlar için oldukça rahatsız edici bir durum. İsterse her koyunu kendi bacağından assınlar. Bu sonucu değiştirmez. Aslında her koyun kendi bacağından asılmıyormuş. Eğer toplum halinde yaşıyor ve leşlere karşı alerjimiz varsa? Hele de kendimizi Müslüman olarak görüyorsak?

Her koyun kendi bacağından asılmıyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön