YAZILAR

Alev üşüyor sen gittin gideli!

Üstadımızın vefatı üzerinden 65 gün geçti. Yarenleri, nurlu kabirlerine koşmaya devam ediyorlar. Üç defa arkadaşlarla, bir defa da ailece gitmek nasip oldu. Her defasında, farklı duygular yaşıyoruz. O kadar etkileyici ki, anlatamam… Mescid-i Nebevi avlusunda yaşadığım duyguları, evleri önünde asma ile mescit arasında yürürken alırdım. Şimdi aynı havayı, Şehitlik Tepesi’nde hissediyoruz. İnsan, yaşadığı hayatın kokusunu […]

Tezi çalmak hiç 'İslami' değil ama!

Merhum liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Türk milleti için yazdım” dediği, Milli Ekonomi Modeli, bazıları tarafından aşırılmaya devam ediyor. Gerçekten, uygulanmak için bunu yapsalar, can feda!.. Tek dertleri, seçim almak! 18 yıl kilise açıp, 19’uncu yılda Ayasofya’yı hatırlamak ne ise bu da aynı. Ayasofya ibadete değil ama siyasete açıldı.  İbadete açabilirler mi? Asla. Çünkü ne […]

Yeni yazım yoksa eskileri okuyun!

Birkaç gün ara verince, sanırım yanlış anlayanlar oldu. Yazmama engel bir durum yok. Demiştim arada yazmayacağım diye. Sanırım, Üstad'ın yokluğu hepimizi duygusallaştırdı. Bir süre yazmamak istedim ama bırakmadınız! Meşgul olduğum, bitmesi gereken bir çalışmam var. Günlük yazdığım zaman, olaydan kopuyorum. Hepsi bu… Yazı, sadece okuyanı değil, yazanı çiviler. Yazan ağlarsa, okuyan da ağlar. Yazan gülerse, […]

Korona aşısı çıksın asla olmam!

Elleri arkadan kelepçeli, yere yüzüstü yatırılmış ve boğazına diziyle baskı uygulanmış Floyd ne demişti: Nefes alamıyorum! “Nefes alamıyorum” bir çığlıktı tabi.  Bir çırpınış, bir çaresizlikti…  Başka neydi? Bir sonuç ve bir durum tespitiydi.  Aslında, bütün insanlar aynı durumda. Floyd’un durumunda… Emperyalizm ve kolu, kapitalizm insanları nefes alamaz hale getiriyor. Ülkeleri borçlandırıyor, ülkeler vatandaşlarını vergilerle sıkıştırıyor. […]

Düşünmek en tehlikeli şey oldu!

Sosyal medya, yaygın medyanın pabucunu dama attı. Artık koca koca televizyon binalarının dev ekranların, bir önemi kalmadı. Herkes cebinde taşıdığı telefonu ayna gibi karşısına tutup, istediği konuşmayı yapabilir. Büyük miktarda uydu kiraları, ağır vergiler, cezalar, kabarık elektrik faturaları, medya işi yapanlar için kısa sürede tarih olacaktır. “İktidar yandaşı” veya “iktidar karşıtı” şeklinde bir medya konumlanması […]

Akdeniz defteri savaşsız kapanmaz!

Son günler, yazıları arada bir yazıyorum. Yoğunlaştığım bir kitap var, bitsin inşallah eskisi gibi sık yazarız. Tabi, dünya gündemi yoğun…  Hangi konuyu ele alacağınız şaşırıyorsunuz. İçeriyi mi anlatalım, dışarıyı mı, şaşırıp kalıyorsunuz. Biraz içerden, biraz dışarıdan “ortaya karışık” bir şeyler yazalım isterim ama şu sıralar içerden bahsetmek, pek uygun değil. Ülke şartları, kendi şartlarımız, belki […]

Haydar Baş’ı alan dünya!

İnsan sevdiğini kaybederse, hayat çok anlamsızlaşır. Hele de sevdiği insan, Haydar Hoca ise… “Zaman her şeyin ilacı” derler ya, inanmayın! Neredeyse kaybedeli 2 ay olacak. Hayat o kadar anlamsız ki… Hiçbir şeyin tadı yok.  Cem Karaca’dan “dünya dünya obur dünya”yı dinleyin.  Sonuna da şunu ekleyin; Dünya dünya obur dünya Karnı büyük koca dünya Haydar Baş’ı […]

ABD’yi kimler yakıyor!

Siyahî bir vatandaşın, beyaz bir polis tarafından boğularak öldürülmesi, ülkeyi cehenneme çevirdi. ABD iç savaşın eşiğinde mi, bence henüz değil.  Neden değil? Çünkü karışıklıkların ana nedeni, bir zencinin öldürülmesi değil. ABD’deki karışıklık, devletin içinden sokağa taşan bir kavga… İki ABD var ve bunlar savaş halindeler. Sokakta gördüğümüz kavga, buzdağının görünen kısmı. ABD’ye “ayar” veriliyor! Dünyaya […]

Gökteki taş mı yerdeki altın mı!

Önceki gece, gökten taş yağdı. Yağdı mı bilmiyoruz, en azından öyle dendi. Trabzonlular, gökten yağan taşları aramaya çıktılar. Haberler bu yöndeydi. Fıkra gibi… Yanı başlarında duran, Haydar Hoca gibi bir inciyi göremediler yıllarca. Neyse bir şey demedik, arasınlar, belki bulurlar!  Gören canlara selam olsun. Taşı değil, Haydar Baş’ı görenlere selam olsun dedim.  Trabzonlu hemşerilerimiz bu […]

Korona ile hedef Dünya Hükümeti

Beni, günlük takip eden okurlarım bilirler. Korona olayına ta başından beri bakışım şüphe üzerineydi. Konuyla ilgili belki de, beş veya altı yazı yazdım. Küresel komplodan söz ettim. DSÖ’nün ilaç kartellerinin kuklası olduğunu ifade ettim. Ülkelerin sağlık bakanlıklarının DSÖ’ye bağlı olarak çalıştıklarını, itiraz durumları olmadığını söyledim. Politikacılar, kendilerini büyük baskı altında hissetmelerinden ötürü küresel komploya ses […]

Başa dön